Eveeet yeni bölüm geldi!Öncelikle yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmediğimiz için size çooook teşekkür ederiz. Bizi ayakta tutan sizin desteğiniz . Sizleri seviyoruz. Veee iyi okumalar tatlışlarımız!!📖
*
" Sanırım artık söylemeliyiz."
Diyerek gözünü bana çevirdi doktor. Onu onaylar anlamda başımı salladım. İçim kan ağladı . Keşke bu gerçek olmasa ... Keşke uyansam bu kabustan ... Keşke... Doktor birkaç şey diyordu fakat ben bir türlü düşüncelerimin etkisinden kurtulamamıştım. En son Hira'nın korkulu sesiyle irkilerek kendime geldim. Sorular soruyordu . Nasıl iyileşirim gibisinden . Doktor odadan çıkınca hızla Hira'ya yaklaştım ve sıkıca sarıldım . Hıçkırıklarım odanın duvarlarında yankılanıyordu. O da sarıldı sıkıca . Sanki ellerinden düşecekmişim gibi... Kafasını kaldırıp bana baktı ." Ya iyileşmezsem?"
Gözleri gözlerimin derinliğinde umut ararcasına bakıyordu. Güven veren ses tonum devreye girerek
" İyileşeceksin." dedim.
" B- ben ... Bana bir şey olur ve ya bir şeyler ters gidip iyileşmezsem seni çok se-" Daha fazla dayanamayıp
" Sus Hira !" dedim.
" Bak sen iyileşeceksin... Her şey çok güzel olacak. Tedavini olacaksın ve hiçbir şey ters gitmeyecek. " diye ekledim.
" Nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsun?"
İşte buna cevap veremiyordum. Sadece öyle olmasını umup dua ediyordum.
" Bak işte susuyorsun. Ama her ne olursa olsun sen benim kardeşimsin Kumsal. Seni hep sevdim. S-sen benim için çok değ-" derken dayanamadan sıkıca sarıldım kardeşime. Benim tek ailem o iken onu kaybedemem . O bana ailemi aratmaz iken onu kaybedemem . O benim için bir kardeş iken onu kaybedemem.
*
Sabah yine her zamanki gibi o lanet olası alarmın sesi kulaklarımı istila ederken söylene söylene yataktan çıktım. Rutin işlerimi bitirdikten sonra giyinmeye başladım . Hira hastaneden çıkalı neredeyse bir hafta oldu. Ailesi yurt dışında olduğu için onları arayıp Hira'dan bahsettim. Onlar da apar topar ilk uçakla geldiler. Şimdi Hira en kısa zamanda ameliyatını olacak . Umarım en kısa zamanda iyileşir. Kafamı varla yok arası sallayarak düşüncelerimden kurtuldum. Bunları düşünürken yavaş yavaş hazırlanıyordum. Hazır olduğumda converse ayakkabılarımı ayağıma geçirip kendimi sokağa attım.
Yavaş yavaş ilerlerken kulaklığımı evde unuttuğum aklıma geldi . İçimi acı bir hüzün kaplarken okula biraz daha yaklaşmıştım. Aradan bir on dakika sonra okula vardım. Sırada tektim haliyle . Biraz oturduktan sonra sınıfa daha önce hiç görmediğim bir çocuk girdi. Esmer tenli, neredeyse siyah diyebileceğim tonda kahverengi gözlere sahipti. Bir an göz göze gelince rahatsızca gözlerimi kaçırdım.
" Oturabilir miyim?"
Kulaklarımı dolduran sesle kafamı sesin sahibine çevirdim. Henüz daha cevap vermeden oturdu.
" Keşke cevabımı alıpta bir hamlede bulunsaydın." Diye lafı yapıştırdığımda bozulmasını beklerken yüzüne bir sırıtış ekledi.
Tam bir şey demek için ağzını açtığında sınıfa coğrafya hocası girdi. Ne coğrafya mı? Ya olamaz! Hocaya tipsiz dersem çarpılırım. Yani gideri var hani. Ama dersi sevmiyorum. Hoca derse başladığında en iyi gelen fikir uyumak olduğunu düşününce uyumaya karar verdim.
*
Kolumu biri sert bir şekilde dürtünce kafamı kaldırdım. Karşımda en sevdiğim sıra arkadaşım (!) vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN KARANLIĞI
Teen FictionGözlerimi açtığımda karşımda duran bedene baktım.Bir süre bakıştıktan sonra sonunda konuşabilmiştim. "Sen kimsin?" diye sorduğumda sesim fısıltıdan farksız çıkmıştı. Adam bir süre baktıktan sonra çenesi ile adamlarına beni işaret ederek ' götürün '...