(No.6) Alexander Letts

2.2K 273 252
                                    

Louis, sabahın sekizinde uykulu gözlerini kaşırken Harry sigara paketini kısık gözlerin önünde salladı. "Bunu unutmuşsun."

"Aslında," Louis, parmaklarını gözlerinden uzaklaştırırken yerinde arkaya doğru yaslandı. "Onu sana bırakmıştım."

Harry'nin buruşan yüzü, kısa süre içerisinde alaycı bir gülüşle kaplandı. "Senin kaçak sigaraların ilgimi çekmiyor."

"Randevuya çıktıklarından birisine söyle de sana kaliteli sigara alsınlar o zaman."

Harry, kendi evinde pişirdiği omleti iki tabağa eşit olarak paylaştırırken keyiflice sırıttı. "Bunu benim için yapacak bir adam bulabilirim ama," üzerlerinden buharlar çıkan iki kupayı masalara yerleştirdi. "Hiçbiri seninkisi kadar özel hissettirmezdi."

Louis, kendi maddi durumunu Harry'nin sevgilileriyle kıyaslanmasına olan kızgınlığının geçmesi bu kadar kolaydı işte. Tabii ki de kendisini bu duruma yine kendisi sokmuştu ama bu kadar kolay yumuşayamazdı işte. Bu kadar kolay kalbi jöle kıvamını alamaz, iki güzel söze bu kadar çabuk onun için yanıyormuş gibi hissedemezdi işte.

Niyesi ise ortadaydı. Çünkü o Harry'ydi. O, güzel bukleleri, yüzü ve en az diğer tüm hücreleri gibi güzel olan parçacıklarıyla Harry iken,

Louis...

Louis, sadece Louis idi işte. Fazlası yoktu. Ergenliğinin sonlarından beri toparlayamadığı sosyal statüsü, kazanılmamış paraları ve abartılacak hiçbir fiziki özelliği bulunmayan Louis'ydi.

Etrafında kusursuzca süregelen şeylerin arasında kusurlu yapıda ki tek kişiydi o.

Bunu değiştirecek hiçbir özelliği olmadığını fark ettiğinde, içine kapanmıştı ve şimdi her sabah ona kahvaltı, akşamları ise kendi yalnızlığını gidermek için uğrayan komşusu bunu değiştiremezdi. Rastgele insanları bir arada toparlayıp bir liste oluşturmuş, iyi görünümlü bir adama bir şeyler hissedemez ve hissetmemeliydi.

Louis düşüncelerinin altında ezilmeye başladığında gözlerini hızla oda içerisinde gezdirdi. Duvarda asılı olan saate gözleri takıldığında boğazını temizleyerek mutfağa doğru seslendi. "Sen geç kalmıyor musun?"

Harry onu mutfağa çağırdıktan sonra keyifle mırıldandı. "Hayır, ofiste çalıştığım kata restorasyon yapılıyor. Öğleden sonra gideceğim."

Harry, Louis'nin kahvesine süt eklerken konuşmasına konuyu değiştirerek devam etti. "Bir randevum var. Bu daireyi bana kiralayan emlakçı. Onunla uzun süredir tanışıyoruz."

Harry'nin cümlesiyle, Louis'nin aklına daha önce hiç üzerinde konuşulmayan konu geldi. "Sahi ev demişken sen niye buraya taşındın?"

Harry'nin düşünceli haliyle oluşan sessizlik, Louis'nin konuşmaya devam etmesine sebep oldu. "Sonuçta maaşın çok iyi, böyle bir eve niye taşınman gereksin ki?"

"Çünkü maaşıma yeni zam yapıldı, eski kiramı karşılayamıyordum ve tek kişi için fazla büyüktü."

Louis anladığını belirtmek için kafasını sallaması tek tepkisi oldu. Omletini didiklemeye devam ederken, evdeki sessizliği tekrar karşı taraf bölmüştü.

"Her neyse, Alex kahvaltı yapmayı önerdi ve-"

Louis alayla mırıldandı. "Ve sen burada benimle kahvaltı yapıyorsun, öyle mi?"

Harry'nin kalkık kaşlarından dolayı oluşan sinirli görüntüsü çabuk silindi. "Evet, bu tür şeyleri hiç bilmez misin sen? Mesela ilk randevu da fazla yememelisin veya bakımsız gitmemelisin falan? Bu konuda ki deneyimsizliğini anlayabiliyorum ama hiç duymadın mı bunları?"

Louis gözlerini dramatikçe yukarı doğru kaldırdı. "İşte bu yüzden senden öğreneceğim çok şey var."

Louis kahvesinden bir yudum alırken kendisini gülümseyerek izleyen çocuğa göz kırptı.

"Boş vaktim olduğunda sana bir şeyler öğretirim."

Göz kırpma sırası Harry'deydi.

Harry randevusuna gitmek için evden çıktıktan sonra, Louis tüm gece ayakta kalmasından dolayı şişmiş ve kapanmaya başlamış göz kapaklarına dayanamamış ve yatağına tırmanarak, yorganının altına girmişti.

Uyanması akşam saatlerinde olmuştu. İçeride açık kalan pencereden soğuk rüzgarlar evin içerisine giriyordu. Louis titrediğini hissediyordu ama onu ısıtacak, kurtarıcı, yumuşak dokunuşlar oradaydı.

Parmak uçları, elmacık kemiklerinde dolaşıyor hemen ardından yanaklarına iniyordu. Sanki ruhu, parmakların tenine temas ettiği yerde geziyor ve parmakların sahibinin bundan sıkılmasından korkar gibi acı çekiyordu.

"Soğuk." Louis anlamsız bir şekilde mırıldandı. Hemen ardından odanın içerisinde hoş bir kıkırtı duyuldu. "Seni ısıtmamı ister misin?"

İhtiyaçla bedenini sıcaklığa doğru ittirdi ve omzunun etrafına sarılan kollarla neredeyse uyuştuğunu hissetti.

"Bekle, camı kapatıp geleceğim." Louis, tüm sıcaklığın vücudundan çekildiğini hissettiğinde, zorla gözlerini araladı. Yatağının yanında duran telefondan saati kontrol etti. Akşam saatlerini biraz geçmişti ve hala gece yarısına biraz daha zaman vardı. Bu süre içerisinde Harry odaya geri dönmüştü.

"Ah," Harry ilk önce yerinde duraksamış sonrasında da hızla yatağa tırmanmıştı. "Uyanmışsın."

Louis, yanına yerleşen bedene sokulmamak için bir sebep göremedi. "Tekrar uyuyabilirim."

"Daha önce uyuduğun zaman ne kadar sevimli olduğunu söyleyen olmuş muydu?"

"Kız kardeşim hep söylerdi. Bir keresinde demişti ki..." Louis, uykuya dalmamak için uğraşırken gözlerini birkaç kez kırpıştırmıştı. "Uyurken çok huzurlu görünüyormuşum ama uyandığım zaman o kadar huysuz oluyormuşum ki bazen beni haftalarca uyutmak istiyormuş."

"Bu bayağı mantıklı." Louis, kaşlarını çatarak elini kollarının arasında yattığı adamın karnına vurdu.

"Randevun nasıldı?"

"Sürekli telefonu çalıp durdu ve bir yerde oturduktan yarım saat sonra kalkmak zorunda kaldı. Üstelik çok fazla sigara içiyordu. Bu rahatsız etti."

Louis biraz daha vücudunu yanında ki bedene yaklaştırmasına engel olamadı, tıpkı ağzından kapanmıştı şey olamadığı gibi. "Yine bahane buluyorsun."

Tek kolunu sardığı bedenin gerildiğini hissettiğinde, kendi kaslarının yavaş yavaş çekildiğini hissetti.

"Ben gitsem iyi olur." Louis'nin sarılışından basit bir hareketle sıyrıldığında tek söylediği bu oluşturmuştu.

Louis, açılmış uykusuyla yatakta oturur pozisyona geçti. "Harry, lütfen-" Uzun beden ilk önce yatak odasından ve sonra evinden ayrılırken umutsuzca seslendi. "Gitme."

Somebody Else l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin