Bugün pazartesi yani okul günü.Servisim saat 08.30 da geldiği için 07.30 da kalkıyordum ve yorucu oluyordu çünkü ben uykucu bir insanım."Anne servisim geldi ben gidiyorum" diye seslendim aslında gitmek hiç istemiyordum ama gidecektim.Ben bunları düşünürken annemin"tamam kızım görüşürüz"demesiyle irkildim.Reklamlardaki anneler kızlarını öper öyle gönderir benim annem bana üst kattan bağrıyordu ama ben annemi böyle seviyordum.Servise bindiğimde herkes kendi derdine düşmüş bazıları müzik dinliyor bazıları yapmadıkları ödevlerini yapıyordu ben de her zamanki oturduğum yere cam kenarına oturdum.Yanımda kimse oturmazdı bu yüzden çantamı oraya koyuyordum.Tam kulaklıklarımı takmaya hazırlanırken biri"merhaba"diye seslendi.Kafamı kaldırdığımda karşımda uzun boylu ve zayıf gözleri iri saçları siyah ve yüzünde hafif bir gülümseme olan tatlı bir kız vardı.Bende ona karşılık olarak"merhaba"dedim kız yanıma oturup oturamayacağını sordunda hemen çantamı aldım.Yol boyunca hiç konuşmadık kız tam ağzını açacak oldu ama kulaklıklarımı görünce bir şey söylemedi.Okula girdiğimde herkes bana tuhaf tuhaf bakıyordu işte bu yüzden gelmek istemiyordum çok konuşan bir kız veya çok arkadaşı olan bir kız değildim ama herkes artık beni tanıyordu.Çünkü okulda neredeyse her gün bir hırsızlık yapılıyordu tabi bu bir kaç eve de yansımıştı.Mahallemiz iyice korkunç bir hal almaya başlamıştı peşpeşe gelen ölümler hepimizi korkutuyordu.Polisler en çok hırsızlık yapılan yere yani okula nerdeyse her gün geliyordu.Bunlardan birinde hiç anlamadığım bir sebepten dolayı bu olay bana bağlanmıştı büyük bir suçu bana layık görmüşlerdi.Hiçbir şey ortaya çıkmadan nasıl bana suç atabiliyorlardı?Okulda müdür hariç herkes bana tuhaf davranıyordu öğretmenler bile ama ben onların bana bakmasını umursamayacaktım kendime sürekli bunu söylüyordum ve bunu yapacaktım hiç birini umursamadan gözlerimi koridorun sonundaki siyah cama odaklayıp yürümeye başladım gözlerimin acıdığını hissediyordum ama ağlamayacaktım.Beni üzen ne bana bakan o gözler ne de kimsenin benle konuşmaması benim derdim bana böyle bir suçu yakıştırmalarıydı.Sınıfa gittiģimdede o gözler beni takip ediyordu üstümde bana bakan insanların baskısını hissedebiliyordum.En arka sıradaki yerime oturdum kulaklığımdaki sesi kulağımı patlatacak kadar yükselttim çünkü insanların fısırtılarıyla uğraşmak istemiyordum.Karşımda beliren kişiye baktım yine o kızdı ve yine tek duyabildiğim şey olan "merhaba" demişti bende ona karşılık verdim.Yine yanıma oturmak istiyordu hayatım sürekli tekrarlanıyordu ve ben de bundan sıkılmaya başlamıştım.Yanıma oturduğunda sonunda elini uzattı ve "ben Mary okula yeni geldim"dedi.Elimi uzattım ve "hoşgeldin ben de Betty"kendimi ilk okula yeni başlamış gibi hissediyordum ama birbirini tanımak önemliydi.5.ders bitip teneffüse çıktığımızda Mary hala bana soru soruyordu okul hakkında her şeyi öğrenmişti.Aslında iyi kızdı ama bir kaç gün sonra onunda bana bakan insanlardan olacağıma şüphem yoktu.Mary kantine gitmişti onun gelmesini bekliyordum.Birden sınıfa telaşlı bir şekilde girdi ve"Betty senin dolabını kırıyorlar" diye bağırdı hemen ayağa kalktım ve dolabıma doğru koştum kim yapardı böyle bir şeyi?!Oraya gittiğimde dolabım gerçekten kırılmıştı ve bir kişi dolabımı kurcalıyordu.Bir daha elini dolabımın içine sokacakken kolumu tutup çocuğu bana çevirdim"sen kimsin de benim dolabımı açıyorsun?"sinirli sinirli çocuğa bakıyordum çocuğun boyu uzundu ama benim boyum kısa değilidi bu yüzden yüz yüzeydik.Çocuk"bizden çaldıklarını dolabından alıyorum" dedi küstah bir şekilde."Sizden çaldıklarımımı ortada böyle bir şey yokken neden herkes ben yapmışım gibi davranıyor sizi tanımıyorum bile?!"çocuk benden kolunu kurtarıp üstünü düzeltti cevap veremiyordu ne diyenilirdiki hiç bir şey bilmiyordu ama kendini bozmadan dolabıma dönüp bir defteri eline aldı iyice sinirlenmiştim kolunu tutup arkasına katladım "ah"dite bir ses duydum kesinlikle çocuktan geliyordu.Canını acıttığımı anladım fakat bir şey demedim."onu hemen bırak" dedim kendimi polis gibi hissediyordum ama yapacak bir şey yoktu söylemem gereken şeyleri söylüyordum.Bu arada herkes bizi izliyor kimse bizi durdurmaya bile çalışmıyordu.Hatta müdür bile gelmemişti.Çocuk aniden kalktı ve beni duvara yapıştırdı sanırım göğüs kafesim kırılmıştı o kadar acıyordu ki beni sersemletmeye yarıyordu.Bana tekrar vuracakken kendime gelmiştim ama ona vuracak duruma gelmemiştim.Elini kaldırdığında biri çocuğun kolunu tutup"bir daha elini havada görmiycem yoksa kötü olur"diye bağırdı ben ise bulanık gözlerimden o kişinin kim olduğunu çozmeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRSIZ
Teen FictionFarkındaydım artık yolun sonu olduğunun,zor bir hayat.İnsanlardan bıkmış olmam beni dünyadan uzaklaştırıyor.