"Kız kalk, kalk ayol eşek sıpası. Uçağını kaçıracaksın."
Yataktan kalktığımda ter içinde olduğumu gördüm.
"Anne ben bir duşa gireyim terlemişim." diyerek bağırdım aşağı kata doğru.Sonra, hala fazla açık olmayan bilincim yerine geldi.
'Bugün Kore'ye gidiyorum ben ayol, ne banyosu?' derken aklıma saat geldi.Saat kaçtı?
Uçak?
Bilet?
Sakin olamıyorum.Bilincimin düzelmesiyle dank eden düşüncelerden hemen sonra yatağımın altındaki telefonumu elime aldığım gibi yataktan sıçramama engel olamadım. Ayağa kalktım ve akşamdan hazırladığım kıyafetlerime şöyle bir göz gezdirdim. Kıyafet seçimlerime güveniyordum çünkü bir süre moda eğitimi almıştım.
Giyinip aşağı indim ve bilin bakalım ne oldu?
Saçlarımı yapmayı unuttum.
Hemen taradım ve toplamadan evin içinde koşuşturmaya başladım.Kafamdaki listeyi kontrol etmeliydim.
Ne kadar sorumsuz biri olacaktım ki biletimi kaybetmemin verdiği telaşla takılıp yere düştüm. Son anda annem gelip elime biletimi de tutuşturdu."Eslina, kızım senin bu telaşın ne olacak?
Hem kendin geç kalıyorsun sonra da böyle telaş yapıyorsun."
Birden gözleri doldu."Anne ya yapma böyle." onun gözleri dolunca bende doğal olarak hüzünlendim.
Eliyle saçımı okşadı.
"Anne ya. Bebek gibi hissettirme bana kendimi. Ben artık çocuk değilim ki, ama hala senin biricik kızınım."
Annemin önünde sert gibi görünsem de üzülüyordum.
Çünkü o benim annem.Tam o sırada kapı çaldı.
Annem beni bırakıp kapıya yöneldi.
Yukarıdan bavullarımı indirdim. Gelen kişiye şöyle bir baktım da, Şükerettiye Teyze.
Kendisi kırk sekiz yaşında tontiş mahalle teyzelerinden ama maşallah kadının villaları ve arabalarından geçilmiyor. Ee madem zenginsin azıcık havalı takıl canım. Bu ise hem gönlü zengin olup hemde cebi zengin olanlardan. Ayrıca küçüklüğümden beri benimle çok ilgilenmiştir. Yani üzerimdeki emeği büyüktür.
''Eslina kızım?''
Bu konuşmadan uzun bir sohbete geçileceğini anlayan ben kapıya doğru yöneldim.
Allah affetsin kadın çok konuşuyor.
"Eee şey Şükerettiye Teyze bende tam çıkıyordum."
"Dur ayol nereye? Aa sen bugün Kore'ye gidiyordun değil mi yavrucum?"
"Hıhı" dedim.
Bu arada annem elime evimizde çalışanların yaptığı böreklerden bir kutuya koymuş şekilde tutuşturdu."Dikkatli ol kızım oralarda. Ne olup olmayacağı belli olmaz. Ayrıca derslerine mutlaka çalış. Son olarak günde en az beş defa beni ve babanı aramayı unut-"
"Anne bunları dün konuşmuştuk. Söz veriyorum hepsini yerine getireceğim."
Böyle oldu işte...
Daha uzatsaydım birsürü şey söylerdi ama ben uçağımı kaçırmak üzereydim.
Biraz da üzülmüştüm çünkü uzun bir süre onu ve babamı göremeyecektim.
Sizi seviyorum.-
Uyuyakalmıştım. Otelde hemde.
Çok uykucu olduğumu biliyorum ama 7 saat de uyunmaz ki canım.
Şu an Kore'de saat öğlen 1'di.
Türkiye ve Kore zaman farkından kaynaklanıyor.Otelde tek başıma olmak baya zordu.
Aksanım normaldi fakat korece konuşurken biraz çekiniyordum doğal olarak.
Kalkıp gezmeliyim diye düşündüm.
Belkide yeni okuluma gitmeliydim. Biraz buraları gezsem iyi olurdu çünkü.Buralarda sert kız imajıma geri dönmeliyim, kişiliğim kendimi yansıtmalı ve iyi biri olmalıyım. İnsanlarla güzel geçinip, bazen de hayatın zorluklarını görmeliyim. Çünkü hayatta hiçbir zaman insan başına ne geleceğini bilemez. Bu yüzden hayatı burada sonuna kadar yaşayacaktım.
-
Selam! Normalde boy+boy hikayeler dışında başka hikayeleri yazıp okumayı sevmem ama inanın yazmak insanı rahatlatıyor. Farklı birşey denemek istedim. Çoğu hatayı güncelleyip düzelttim. Daha hoş oldu. Umarım seversiniz. ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXO'nun Ki'si
FanfictionDİKKAT! Aşırı EXO içerdiğinden dolayı hastalık yapabilir, okumadan uyarılır! - || Asisinden, tatlış ve egolu bir Türk kızı... Öbür yandan bizim haylaz EXO üyeleri... Peki bunlar bir araya gelirse ne olur? ~Bilmezseniz ölmezsiniz fakat bilseniz de ol...