BÖLÜM 9

8.4K 727 40
                                    

Ertesi gün Jude' un kalbi Astrid'in masasını süslüyordu.

Genç kız masanın üzerindeki kanlıkalbe bir süre baktı. Ancak ne ağlıyor ne de kızıyordu. Hisleri donmuş gibiöylece kalbe bakıyordu. Şaşırmamıştı bile. Jude' un onu öptüğünü herkesbiliyordu. Hatta arkadaşa en yakın kişi Jude' du. Aslında şimdi düşününce ilkolarak onu öldürmemiş olması bile bir mucizeydi.

Genç kız, yatak olarak kullandığıhayvan postlarının üzerine oturdu ve bir süre kalbe görmeyen gözlerle baktı. Buonun suçuydu. Dün dersini almış olmalı ve onun istediğini yapmalıydı.

Astrid kabul etmek istemese dekorkuyordu. Kaos' dan korkuyordu. Onun yapabileceklerinden korkuyordu. Ondançok korkuyordu. Acımasızlığından, yenilmezliğinden ama en çok da ona olan vegeçen gün farkına vardığı arzusunu kontrol edememekten korkuyordu.

Ona karşı kontrolünü kaybetmektenve hepsinden önemlisi bütün hayatını korktuğu bu acımasız adamla geçirmektenkorkuyordu. Onun acımasızlığından çok korkuyordu.

Kendi korkuları yüzünden insanlarölüyordu. Astrid, buna izin veremezdi. Ne yapmalıydı? Ne yapabilirdi ki? Buköyde en çok önemsediği insan Kaito' idi. Ancak Kaos, babasını öldürmek içinbir girişimde bulunmamıştı Odin' e şükür ki.

Yine de uzun sürmezdi. Kaos, onababa bile demiyordu. Onu öldürmesi ne kadar sürerdi? Hele de Kaito, Astrid' inkendisi için ne kadar değerli olduğunu ve onu korumak için oğluyla evlenmesiniistedikten sonra ne kadar sürebilirdi? Çok değildi muhtemelen. Eninde sonunda onada sıra gelirdi.

Genç kız derin bir nefes aldı.Ayağa kalkıp yatağının üzerinden aldığı bir deri parçasını kalbe götürdü. Kalbiderinin içine sardı. Ardından dışarı çıktı. Kapıda durdu. "Burada kal, Rex"dedi. "Bu işi tek başıma halletmem gerek"

Astrid, hızla dışarı çıktı veormanlık alana doğru yürüdü. Onunla dün tartıştığı yere doğru gitti. Göledebakma gereği duymadan arkasını döndü. Çayırlık alanda boş bir toprağa eğildi vekalbi elindeki deriden çıkardı ve toprağa gömdü.

"Bu ödlek sevgilini onurlandırır,aşkım"

Astrid, onun ne kadar zamandırarkasında olduğunu bilmiyordu ama önemsemedi. Arkasına bakmadı. "Sevgilimdeğildi" dedi. Bunu ona neden açıkladığını bilmiyordu. "Sadece arkadaşımdı"

"Her arkadaşınla öpüşüyor musun?"

Genç kadın arkasını döndü. Onunalaycı bakışlarını görebiliyordu. Kendini sakin tutmaya zorladı. "Hayır" diyemırıldandı. "Sadece beni evlenmek için zorlamadan sadece teklif eden ve benigerçekten seven arkadaşlarımla öpüşüyorum."

Kaos, alaycı bir şekilde güldü."Saçmalık" diye mırıldandı. Ardından arkasını döndü. "O çocuk sendenkorkuyordu" dedi. "O ejderha sizi bastığında korkuyla arkana saklanmıştı. Onungibi bir adam seni koruyamazdı. Hatta işin aslı onun sana zevk verebileceğinibile sanmıyorum."

Astrid, kaşlarını çattı. Aniden ayağakalktı ve onun önüne geçti. Dudakları öfkeyle çizgi halini almıştı. "Oejderhanın bizi bastığını nereden biliyorsun?" diye tısladı öfkeyle.

Kaos, ona baktı. Yüzünde bir andatuhaf bir ifade belirdi. Ne olduğunu anlayamadığı bir şeydi bu. "Oradaydım"diye fısıldadı. "Başka bir ejderhayla savaşıyordum."

"Hayır" diye cevap verdi Astrid."Bu doğru değil. O gece orada sadece bir ejderha vardı. Beni kaçıranejderhaydı. Yıldırımlar atıyordu. Simsiyah bir ejderhaydı. Bunun dışında başkayoktu." Ona baktı. "Bana yalan söylüyorsun" dedi. "Orada olabilirdin. Ama beniya da Jude' u kurtarmak için uğraşmadın. Sadece olacakları izledin." Sesi heran daha da yükseliyordu. Dudakları öfkeli bir gülümsemeyle kıvrıldı. Dudaklarıtitriyordu. "Jude' a korkak diyorsun ama sen de beni korumak için kılını bilekıpırdatmayacak kadar canisin. Orada beni öldürdüğünü görmek isterdin değilmi?"

İNLEYEN ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin