Bölüm 7

605 79 14
                                    


Rüzgar bedenimi savurup atmak ister gibi sertçe esti. Ait olmadığım bu gezegenin soğuğu elbisenin ince tülünden sızıp tenimi sızlattı. Ares, "Gözlerini aç, Mavera." diye fısıldadığı an gözlerim anında aralandı, sanki onun komutunu beklermiş gibi. Mavi bakışları görüşümü kaplamış, gözleri yüzümün hatlarını arşınlıyordu. Vereceğim tepkiyi ölçmek ister gibi bakıyordu. Bakışlarından kendimi sakındım, bakışlarından kaçtığımda gözlerimi etrafta gezdirdiğim an gözlerimi ilk açtığım dağın önünde ki patikadaydık. Gövdesi oyulmuş ağacı tanımıştım. Zihnim allak bullak olmuş, tüm bu olanlara anlam aramaya zorlanırken kıyılarımda bir çığlık bozulmuş plak gibi tekrar ediyordu. Ares'in kollarının arasındaydım, vücudumda dokunduğu yerler soğuktan korunurken tenimden bir titreme yükseldi. Kollarının arasında olduğum adam az önce bir cinayet işlemiş, bir kadının zihnini ele geçirip metrelerce yüksekten yere çakılması için emri verip boş gözlerle sebebi olduğu intiharı izlemişti. İşi daha da çıkmaza sokan, Ares'in kollarına sığınıyor olmamdı.

Bir geçitten geçip ülkenin farklı bir noktasına ayak basmamız şaşkınlık bile yaratmamıştı, özel güçlerinin olması ve buna bire bir şahit olmam dahi onu gözümde yüceltmiyordu. Yaptığını yaşanmamış sayamazdım. Sığındığım kollar beni yutacak bir bataklık gibi geldi gözüme. Belimi saran kemikli parmakların kıskacındaydım; yeni bir cinayet ister gibi tutuşu sertti, bakışları boş, dudaklarının arasından verdiği nefes yakıcıydı.

Kollarının arasından çıkmaya çalıştım, ona bakan gözlerimin bebeği bile korkudan kısılmış, öfkeden kudurmuştu. İlk çabamda ondan kurtulmama izin vermedi sonra gözlerinde bir dalga kayalara çarptı ve kollarının arasından sıyrılmama izin verdi. Omzumda ki yanık canımı yakıyor olsa bile tek düşünebildiğim o kadının bilinçsizce kendini bir uçurum yüksekliğinde ki yerden atmasıydı.

"İyi misin?" diye sordu Ares, sesi kuşkuluydu. Kaşları çatıldı ve bakışları omzumu kaplayan yaraya kaydığında titrek bir nefes dudaklarımın arasından içime sızdı. "Hey," diyerek elini omzuma uzattı fakat hızla kendimi geri çektim. Onu hiç tanımamış olmayı, ona güvenmemeyi ve onun yanında durup kurtuluş aramak istememiş olmayı diledim. Bir katilin gözlerimin içine baktığını düşünmek istedim fakat içimde ki bir taraf onu dinlememi, suçlamadan söz hakkı tanımamı söylüyordu ama ben bunu yapmadım, yapmayı kabul etmek yarattığı intihara ortak olmam demekti.


"Bunu nasıl yapabildin?" diye sordum dehşet içinde. "Kızı balkondan aşağı attın. Öldürdün."
"Sakinleş," dedi düz bir ifadeyle. "Bir şeyin olduğu yok," diyerek kendini savunmaya geçti. Konuşmak için dudakları tekrar aralandığında tiksintiyle yüzüne baktım, "Yok öyle mi?" diye sordum konuşmasına fırsat tanımadan. Sesim ormanda yankılandı. Sözlerimin içine sızan dehşet bir kasırgaya neden oldu; korku, güven, şaşkınlık kasırganın arasına karışıp karşıma dikildi. "Birini öldürdün ama bir şeyin olduğu yok!?"
Üzerime geldi, omuzlarından ittiğimde boş bulunup bir adım geri çekildi. "Yaklaşma bana." dedim katı bir sesle.
"Mavera," dedi. "Gitmemiz gerek. Koruyucular peşimizden gelecektir. Daha sonra bu konuyu açıklayacağım."


Sesinde ki sabırlı ton bana öfkemin yersiz ve gereksiz olduğunu hissettirse de Ares ile gitmek istediğimi sanmıyordum. Onunla nereye gideceğimi bilmemekten çok, nereye kadar gidebileceğimi bilmemek beni ürkütüyordu. Ares ile bir noktaya varamazdım, bitişe ulaşamazdım. Ares, sonu olmayan bir döngü gibiydi.
"Seninle gelmek istemiyorum," dedim ve bu kez bağırmadım, öfkemi sesime yansıtmadım. "Seninle gelmeyeceğim Ares."
Başı usulca yana eğildi. "Aklını mı kaçırdın sen?" diye sordu, bu kez sakinliği üzerinden süzülüp yerini öfkeye bırakan o olmuştu. "Benimle gelmeyeceksin, öyle mi?"
"Evet," dedim. "Seninle gelmeyeceğim. Çünkü seninle bir sona varabileceğimizi sanmıyorum. Sen, benim tanıdığım herkesten çok farklısın ve ben senin hayatına göz yumabileceğimi sanmıyorum." Gözleri gözlerime kilitlendiğinde ifadesi bakışlarında yeşeren duyguları saklamak için sertleşti. Onu kızdırmamıştım, kızgın değildi. Gözlerinde ki o gizlediği duygular kırgınlıktı. "Öyle demek," dedi. "Benimle gelmeyip nereye gitmeyi düşünüyorsun peki?"

TRAUMLAND -DÜŞLER DİYARI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin