YN; Kısa bir süreliğine yurtdışı seyati yaptığımdan dolayı uzun bir süre yazamadım. Malum Okul denen işkence merkezi de açıldığından dolayı elimden geldiğince yazmaya çalışacağım. Keyifli okumalar dilerim :)
- - -
Zümrüt gözlü oğlan bir an durup bana baktıktan sonra yürümeye devam edip müdürün bulunduğu yere gitti.
Müdürün yanından geçerken müdür ona dönüp alaycı bir tavırla "Bakıyorum da yine geç kalmakta üstünüze yok Rick Morgan" dedi.
Rick yalancı bir gülümsemeyle "Sağ olun" diyip S sınıfının bulunduğu tarafa geçti.
Yerine geçerken sarışın bir kız birşeyler söyleyince güldü. Keşke ne dediklerini duyabilseydim. Müdürün konuşmasına son verince kalabalık okulun çeşitli bölgelerine dağıldı. Susuzluk çektiğimi hissedince okulun yemekhanesine gidip otomattan su aldım.
Tam ben otomata parayı atıyordum ki S sınıfı yemekhanenin kapısından içeri girdi. S sınıfının benim olduğun tarafa geldiklerini fark edince telaşlanmadan edemedim. Lisenin ilk gününde olay çıkarmak istemiyordum. Parayı otomata atıp fazla paranoyak görünmemeye çalışarak su şişesinin gelmesini bekledim. Ne kadar da uzun sürmüştü! S sınıfı yanımdan geçerken tam günümün sorunsuz geçeceğini düşünmüştüm ki sarışın kız elindeki kahvesini üzerime döktü.
Isının etkisi yüzünden hafif bir çığlık atarken, kız yapmacık bir şekilde gülümseyerek "Kusura bakma. Kazayla oldu" dedi. Bunu bilerek yaptığına yemin edebilirdim.
Sesimi yükseltmemeye çalışarak "Derdin ne senin?" dedim.
Kız "Kazayla olduğunu söyledim" dedi ve diğerleriyle birlikte yürümeye devam etti.
İçimde yükselen öfkeyi bastırmaya çalışırken su şişesi geldi. Şişeyi elime alıp ağırlığını tarttım. Mesafeyi ölçerken "Kusura bakma. Kazayla oldu" diye mırıldandım ve şişeyi kızın kafasına fırlattım.
Şişe tüm hızıyla kızın kafasına çarpacak iken Rick en az benimki kadar hızlı bir refleksle şişeyi yakaladı. Rick'in bakışları elinde tuttuğu şişeden üzerime kaydı.
Bana doğru ilerleyip şişeyi sallayarak "Az önce yaptığın şeyin nelere sebep olabileceğini biliyorsun değil mi?" diye sordu.
Gözlerimi gözlerinden ayırmadan "Önce o başlattı" dedim.
Kısa bir anlığına güldü ve şişeyi bana uzatıp "Seninle bir geçmişimiz olmasaydı seni öldürürdüm" dedi.
'Ölüm' kelimesi yerine 'Geçmiş' kelimesini kullanması dikkatimi çekti. Kaşlarımı çatarak "Hangi geçmiş?" diye sordum.
Rick tam anlamıyla nefes alamayacağım kadar yakınıma gelerek "Metrodan bahsediyordum. Bu arada gözlerin gerçekten de güzelmiş..." derken
"Carmen. Adım bu" dedim ve şişemin ucuyla onu biraz geri itip "Ayrıca bu mesafe daha iyi" dedim.
Rick alınmış gibi elini kalbine götürerek "Sonra buna pişman olabilirsin Carmen" dedi.
Gözlerimi devirip "Belki dünya da bir tek sen kalırsan. O da belki" dedim.
Rick güldü ve dönüp diğerlerinin yanına giderken "Daha sonra kesinlikle görüşeğiz. Hoşçakal" dedi.
O gittikten sonra yemekhanede bulunan herkezin bana baktığını fark ettim. Hiçbirşey olmamış gibi yemekhaneden çıkıp büyük bahçede bir bank bulup oturdum. Şişenin kapağını açıp suyu içerken kafamda oluşan bir sürü soru vardı ama bunların içinde en çok düşündüğüm şey Rick'in eli kırılmadan ışık hızında o şişeyi yakalamasıydı.
Bir insan o şişeyi asla yakalayamazdı...
- - -
Ehehe Rick... Bir sonraki bölümde görüşürüz :D Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz Güzel
Roman d'amourÖlüm... Kulağa en ürkütücü gelen kelimelerden biri. İnsanlar sonlarının gelmesinden, ölümlerinden korkarlar. Kimisi aniden hızlı ve acısız bir ölüm yaşar. Kimisi ise acı verici ve ızdırap içinde ölür. Ama Macey Mccurdy bunların hiçbirini yaşam...