Ölümsüz Güzel

⚜ S Sınıfı ⚜

YN; Heeey!

Watty'e girdiğimde hikayemin 1K okuyucu tarafından okunduğunu görüğüm de ne kadar mutlu olduğumu anlatamam ^_^ Bütün okurlara teşekkür ederim. İyiki varsınız! ^_^

- - -

Rick gözlerden uzak ve ağaçlarla kaplı bir alana girdiğinde nereye gittiğimizi daha fazla merak eder olmuştum.

"Daha ne kadar var?" diye sordum.

Rick "Merak etme az kaldı" diye yanıtladı.

Biraz daha ilerleyince etrafımızdaki ağaçlar seyrekleşmeye başladı ve önümüzde büyük, beyaz bir malikane çıktı. Rick motorunu malikanenin devasa giriş kapısının önüne bırakıp inerken ben de kaskımı çıkarıp saçlarımı düzelttim.

Malikanin giriş kapıları iki yana açılırken motordan inip içeriye doğru yürüyen Rick'i takip etmeye başladım.

Malikanenin içinde çeşitli çiçekler vardı. Her renkte güller, orkideler, zambaklar, laleler... Bahçıvanları kimse bayağı zorlanıyor olmalıydı.

Rick ile kapının önüne geldiğimizde "Şu S sınıfında... kaç kişi var?" diye sordum. Yeni birini nasıl karşılayacaklarını merak ediyordum.

Rick "Sen de dahil 6 kişiyiz" dedi ve kapıyı açıp "Merak etme. Kısa zamanda alışırsın" diyerek içeriye girdi. Gözlerimi devirip "Demesi kolay" diye mırıldandım.

Kapıdan içeri girdiğimde gözlerim kamaştı. İçeride altın ve gümüş ağırlıklı işlemeler, tavandan başlayıp yere biten uzun camlar, iki taraftan yukarıya uzanan uzun merdivenlerin altında devasa tahta bir kapı vardı. Rick merdivenleri çıkmaya başladığında onu takip ettim.

Merdivenlerin yukarısında bulunan kapının önüne gelince tam kapıyı açıyordum ki kapı hızla açıldı ve kapıyı açan kız hızla Rick'e -neredeyse yapıştı denebilecek bir şekilde- sarıldı.

İçimden yavaş gel ve o ellerini çek onun üzerinden, diye bağırsamda umursamıyormuş gibi davranmaya çalıştım. Sanki kız ellerini Rick boynunun arkasında birleştirmemiş gi- Bir dakika! Bu kız oydu!

Üzerime kahve döken kız!

Üzerime kahve döken kız biraz sonra kıracağım ellerini çekmeden Rick'e "Nerelerdeydin? Seni çok merak ettim! Bu kadar uzun süre dışarıda kalman tehlikeli" dediğinde Rick'in gözlerini üzerimde hissettim.

Sırf ben istediğim için riskli olduğunu bilerek randevuma izin verdiği gerçeği beni rahatsız etmişti.

Rick kızın ahtapot kollarını boynundan ayırırken "Ne zamandan beri bana hesap sorar oldun Emily?" diye sordu.

Emily başını yere eğerek "Kusura bakma. Ben sadece... merak etmiştim" dedi.

Demek adı Emily'di. Kapının arkasından göründüğü kadarıyla odanın ortasında fazla büyük bir plazma ve onun önünde kırmızı bir koltuk vardı.

Ben içeriye göz atarken sırada ortada bulunan koltuktan birisi doğrularak "Lordum üzerine bu kadar gitmeyin. Hepimizi endişelendirdiniz" dedi.

O çocuğu okulun açılışında görmüştüm. Bunlar S sınıfındakilerdi. Çocuğun karışmış kahverengi saçlarıyla ve biri mor, ötekisi yeşil olan gözleriyle oldukça yakışıklı gözüküyordu.

Tabi Rick kadar değil.

Muhtemelen yeni uyanmış olmalıydı. Kim bu saate kadar uyurdu ki? Rick'in cevap vereceği sırada odaya koltukta uyuyan oğlanın ikizi girdi. Gömleğinin önü açıktı ve uykulu gözüküyordu.

Bakışlarını bulunduğum yöne çevirince yüzünü şaşkınlık ifadesi kapladı. "Bu gerçekten de... O mu?" diye sordu.

Rick yavaşça başıyla onaylayıp "Evet" dedi. Beni tanıyorlar mıydı?

Emily "Bundan sonra o da S sınıfında olacakmış" dedi.

İkizler aynı anda "Ne!" diye bağırdılar. Pekala, böyle bir tepkiyle karşılanacağımı düşünmüyordum.

Rick -havalı bir şekilde- gözlerini devirerek "Bunu bu kadar abartmanıza anlam veremiyorum" dediği sırada arkamızdaki kapı açıldı ve okulun açılış gününde gördüğüm sarışın, koyu mavi gözlü çocuk elinde bir bardakla içeriye girdi.

Rick'e "Selam" deyip yanımızdan geçerken beni fark edince aniden durdu. Bana dönüp baktığında bir anlığına da olsa donup kaldı. Oldukça yakın duruyordu.

"M-Macey" diye fısıldarken elindeki bardak yere düşüp parçalara ayrıldı. Hızla geri çekildiğimde öfkelendiğini hissettim.

Yumruklarını sıkıp kapıdan dışarıya çıkarken Rick "Bekle Leonard" deyip arkasından dışarıya çıktı.

Hiçbirşeyi anlamıyordum.

Burada bulunmam neden bu kadar büyük bir sorun gibi görünüyordu?