Uyandığımda yatak odamdaydım ve yanımda Rüzgar yoktu onun yerine bi not vardı acil bir işi çıkmış ve erkenden gitmek zorunda kalmış.Üzülmüştüm ama kafamı çok takamadım çünkü nedense hala Alex'i düşünüyordum.Rüzgar'ın dediğine göre Mert Alex'i sevmiyordu sadece kullanıyordu ama Alex onu deliler gibi seviyordu olaylar arap saçına dönmüştü bende bi duş alıp yemek yemek istiyordum.Duşa girip çıktıktan sonra sacımı kurulamadım ve aşağıya indim.Mutfaktan tıkırtılar geliyordu.Normal bir kız olsa çok korkardı eline bişey alıp giderdi.Ben Gonca'ydım yani normal kızlardan farkım olmalıydı o yüzden elimi kolumu sallaya sallaya mutfağa gittim.O kadar rahattım ki eğer içerdeki hırsız ya da katil ise kahvaltıya çağırıp kahvaltı etmeyi düşünüyordum.Mutfağa girdiğimde masa padişah sofrası gibiydi.Yok yoktu...Rüzgar bize kahvaltı hazırlamış.Bende direk masaya oturdum çıtımı cıkarmadım.Rüzgar arkasını dönüp beni gördüğünde biraz korktu ama belli etmedi.
Aslında moralim bozuk olduğund bunu belli etmem ama Rüzgar direk anladı.Gözlerle konuşabilme yeteneğimiz olduğu için "lütfen hiçbirşey sorma"dedim.Oda pek irdelemedi.Kahvaltıyı bitirdikten sonra sanki 70 yaşındaymışım gibi hissettiğim için dinlenmek istiyordum ve tabikide kimseyle konuşmak istemiyordum.Bu bana arada oluyor ve Melisa bunu bildiği için o gün olan tüm işlerimi hallediyor.Rüzgar'a baktığımda koca bir çikolata paketini yediğini gördüm.Çikolata benim 2.aşkım olur.-tabi bunu kimse bilmiyor Melisa hariç-Çikolatayı tam o minicik ağzına götürürken bir hışımla çikolata pakedini elinden çektim.Ne yalan söyliyeyim ben korktum.Düşünsenize 0 mimik,hırçın bir yüzü olan bir kişi sizin elinizdeki çikolatayı bir anda hırsla çekip alıyor.Ben şahsen korkardım ki Rüzgar'da korktu.Ben tüm ciddiyetimle çikolatama bakarken Rüzgar gülerek beni izliyordu.Hayat güzel...
2 SAAR SONRA
Rüzgar acil işi çıktığı için gitti kısacası beni sattı.Bende Taksim'e gittim dolaşmak için.Aklım beş karış havada nedense.Ben Taksimde boş boş dolaşırken biri beni dürttü.Kafamı çevirdiğimde yüzünü tanıdığım ama çıkartamadığım biri vardı.Anlamaz gözlerle bakarken "-Goncaa naber görüşmeyeli ne kadar zaman geçti."diyerek bana sarıldı.Bende tanımadığımı çaktırmamak için tanımış gibi davrandım ama sanırım rolümü iyi oynayamadım...
-Beni tanımadın dimi
Biraz utanarak;
-Maalesef...Dedim
-"Ben Ahmet ilk okuldayken aynı okuldaydık sonra ortaokulda da 1 yıl aynı okuldaydık.Sen 5.sınıfa giderken ben 7'ye gidiyordum tanımaman normal." Diyerek gülümsedi
O sırada jeton düştü.Ahmet,tabi ya çocukluk aşkım.Çok içten ve samimi bir gülüşü vardı.Zaten bende gülüşüne aşık olmuştum.Ve gülüşü hiç değişmemiş.
Ahmet diyerek bu sefer ben sarıldım ona.
-Ahmet çok özürdilerim aklım yerinde değildi.Gel bildiğim efsane bir kafe var orda telafi edeyim hatamı.
-İşim vardı ama bekleyebilir.
Dedi ve Mert ile gittiğimiz kafeye doğru yol aldık.
Kafeye vardığımızda boş bir masaya oturduk ve Ahmet lavaboya gitmek için masadan kalktı.Bende direk facebook'dan Ahmet'i arattım.Biraz stolklamış olabilirim ama ne bilgiler öğrendim.Hemen söylüyorum;
*sevgilisi yok,hiç sevgilisi olmamış
*8 ortak arkadaş...Hey maşallah
*benden 2 yaş büyük burcu oğlak.
Sevgilisi olmadığını öğrendiğimde nedensizce mutlu oldum.Telefonun tuş kilidini kapattıktan sonra Ahmet masaya geri döndü.Ve oturur oturmaz konu açtı.
-Ee hayat nasıl
-İyi ne olsun.Asıl senden ne haber üniversiteyi bitirdikten sonra iş bulabildin mi?
-Hala üniversite okuyorum
-Aa neden?
-İstediğim bölümü kazanmak için 2 yıl boyunca hazırlandım.Bu yıl son.Sen bitirdin mi bakalım üniversiteyi
-Yok benimde bu yıl son yılım.Hangi üniversiteyr gidiyorsun?
-Istanbul üniversitesi Güzel sanatlar akademisi.
Evet çok iyi gitar çalardı.Dur dur dur aynı üniversitede okuyoruz.
-Sen ciddimisin.Bende istanbul üniversitesine gidiyorum.
O tatlı insana huzur veren gülüşünü sergiledi yine.
-Desene ayrılamıyoruz birbirimizden
Bende şoktan çıkıp cevap verdim.
-Evet.
O sırada telefonuma bakma gereği duydum.Oha saat 19.00.Ve 30 cevapsız arama 15 mesaj.Ve hepsi Rüzgar.Içimden küfürler yagdırırken Ahmet bir şey mi oldu diye sordu.Tam ağzımı açıp cevap vericekken kafenin kapısı acıldı ve burnundan soluyan bir Rüzgar içeri girdi.Gözlerinden alev püskürüyordu.O sırada beni gördü ve seri adımlara yanıma geldi.
-30 kere aradım niye açmıyorsun!Beni öldürmek mi istiyorsun.
Diye bağırdı.Bende tam tersi bir ses tonuyla cevap verdim
-İlk okuldan arkadaşım.Diyerek Ahmet'i gösterdim.Ahmet ayağa kalkarak Rüzgara doğru elini uzattı ama Rüzgar tınlamadı bile aksine öldürücü bakışlar attı.Bu benim zoruma gitti.Dayanamadım
-Rüzgar ne yapıyorsun sen?
diye çıkıştım.Rüzgar sen sus diyerek bileğimden tuttu ve beni dışarıya doğru sürükleme başladı.Artık benimde sinirim bozuldu ve bağırmaya başladım.
-Rüzgar ne yapıyorsun bırak beni.
diyerek elimi kurtarmaya çalıştım ama nafile.O sırada arkadan bir bağırma sesi geldi
-Rüzgar bırak kızı.Bak gelmek istemiyor dedi.
Of be Ahmet neden bulaştın teşekkür ederim beni korumaya çalıştığın için ama senin canın yanacak.Diye içimden geçirdim.Rüzgar arkasını dönüp Ahmet'e kafa attı.Ben şaşkınlıktan kaskatı kaldım.Rüzgar aynı hızla tekrar yanıma geldi ve tam bileğimden tutarken beklenmedik bir davranış sergileyip bağırdım.
-Rüzgar sen delimisin ne yaptığını sanıyorsun!!!
-Sen sus
-Hayır susmayacağım.Yeter ben senin oyuncağın değilim.Hayatıma karışamazsın.O benim çocukluk arkadaşım ve eminim ki beni senden daha iyi tanıyor.
Yapmacık bir gülmeyle bana karşılık verdi
-Öylemi Gonca o zaman benden ayrıl koş Ahmet'inin kollarına.Ya da biliyormusun ben aranızdan çekileyim siz mutlu mesut hayatınıza devam edin
-Rüzgar sen ciddi misin?lütfen ciddi olmadığını söyle.Çünkü bu sen olamazsın.Benim sevdiğim Rüzgarım böyle olamaz.Onun hiçbir suçu yok.Kafeye gidelim diyen bendim!
-Aa o zaman tamam ben hemen özür dileyim.Gonca sen ne dediğinin farkındamısın?
-Asıl sen farkındamısın
diyerek Ahmet'in yanına doğru giderken Rüzgar bağırdı
-Gonca eğer o b*ç in yanına gidersen herşey biter.Birdaha beni göremezsin
-O zaman elveda Rüzgar
dedim ve dolmuş gözlerimle arkama bakmadan Ahmet'in yanına gittim.Birkaç dakika sonra arkamdan bi küfür işittim ve uzaklaşan ayak sesleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıkıntılı Ergen
Novela JuvenilGOTİK BİR ERGENİN ERGENLİK DÖNEMİNDE GONCAN'NIN ÖNEMLİ KARARLAR VERMESİ ONU NASIL YOLLARA SÜRİKLİYECEK.İLK AŞKI,İLK KALP KIRILMASI VE İLK UZUN SÜREN DEPRESYONU BAKALIM ONLARDAN NASIL KURTULACAK...