1.Bölüm

43 7 3
                                    

Babam, annem ve benim için hep bir kurtarıcıydı.Her zaman soğukkanlı ve iyimserdi.Bir durum olduğunda annemi ve beni hemen teselli eder olaya iyimser bakmayı önerirdi.Annem ve ben babam olmadan bir bütün olamazdık.Bizi hep babam tamamlardı.Mutluluk kelimesi babamı tanımlardı.Babamın yüzünde tebessüm hiç eksik olmazdı.Onu hiç üzgün görmemiştim.

Kapının tıklamasıyla bu düşüncelerimden sıyrıldım.Annem kapıyı açmış bana bakıyordu."Kaç kere sana seslendim.Beni duymuyor musun?"

Mahcup bir ifadeyle "Özür dilerim anne." dedim."Seni duymamıştım.Sanırım yine daldım."

Annem gözlerini devirdi.Bunun sebebini gayet iyi biliyordum.Bir kaç gündür kim ne derse dedim duymuyor ve düşüncelerimle konuşuyordum.Annem merdüveni göstererek "Baban geldi.Aşağıda seni bekliyor." dedi.

Kitabımı kapatıp aşağıya indim.Babam kanepeye oturmuş telefonuyla ilgileniyordu."Hoş gelsin baba." dedim.Başını kaldırıp bana baktı.Eskiden simsiyah olan saçları zaman içinde beyazlaşmıştı.Yüzü solmuş ve karışıklıklar oluşmuştu.

"Bugün seni hiç göremedim.Sanırım sınıftan hiç dışarı çıkmadın."

Babamla aynı kampüste olmamıza rağmen o üniversite ben ise lise tarafındaydım.Bu yüzden birbirimizi neredeyse
hiç göremezdik.

"Ah.Evet.Yine beni sorulara boğdular.Öğrenciler çok çalışıyorlar."Gözlerini devirdim.Babamın en çok konuştuğu iki şey vardı.Biri ailesi.Diğeri ise en çalışkan öğrencisi olan Emre olurdu.O çocuktan -kendileri benden dört yaş büyük oluyor.- o kadar çok bahsederdi ki artık onu kıskanmaya başlamıştım.

Okulun bir toplantısında tanışmıştım.Daha doğrusu bizi tanıştıran babamdı.Onunla tanıştığımda üstünde siyah bir smokin vardı.Gözleri koyu kahverengiydi.Açık kahve saçları salondaki klimalardan dolayı dağılmıştı.Boyu tahminen bir seksenlerdeydi.Babamı ne kadar çok sevmesine rağmen ondan nefret ediyordum.O, babamı benden çalmıştı bir kere.Kimse onu benden çalamazdı.Kimse....

"Ee.Yoruldun mu?" bu sorunun cevabını bilmeme rağmen yine de sordum.

"Açıkçası yorulmamak elde değil.Sadece sorulara cevap vermek bile çok yoruyor."

"Kendine dikkat et canım." Annem babam için her zaman endişelenirdi.Ben ise annemin bunu çok fazla abarttığını düşünürdüm.Çünkü öyle yapardı.

Bu konudan sıkılıp başka bir konu açmaya karar verdim.Ama annem benden önce davrandı.

"Yarın için ablamı ve abimi davet ettim.Ve de eşlerini."İşte bu güzel haberdi.Bu beni mutlu etmişti.Beni mutlu eden şey her zaman en iyi arkadaş olarak düşünülen teyzem değildi.O hiç bir zaman beni tam olarak mutlu etmemişti.
Beni asıl mutlu eden dayımdı.O dünyadaki en iyi dayı aynı zamanda en iyi arkadaştı da.

Annem abisi ve ablasıyla her zaman iç içeydi.En azından şu son aylarda.Çünkü anneannem daha bir ay önce ölmüştü.Dedemi ise ben altı yaşındayken kaybetmiştik.Zavallı anneannem dedem olmadan evinde yapayanlız yaşardı.Bu düşüncelerimden sıyrılıp anneme döndüm.

"İyiki çağırmışsın.Ben de dayımı çok özlemiştim."Babamın suratının asıldığını gördüm.Dayımdan her bahsettiğimizde yüzü asılır ve düşüncelere dalardı.Oysa onunla çok iyi anlaşırdı.Ama bunun sebebini hiç anlamaz ve merak ederdim.

"Neyse benim çok ödevim var.Çalışmam gerek."Koltuktan kalktım ve merdivenlere yöneldim."Yarın yine konuşuruz."

"Tamam canım."Babam gülümsedi ve göz kırptı.Ben de buna karşılık yüzüme büyük bir tebessüm yerleştirdim ve hızlı adımlarla yukarı çıktım.Odama gidip kapıyı kapattım.Ve uykunun gelip beni sarması için kendimi yatağa bıraktım.

Rüya Gibi...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin