6. Bölüm

130 16 4
                                    

Evet arkadaşlar yeni bir bölüm daha umarım beğenirsiniz.  Bu bölümü benim biricik sevgilime ithaf ediyorum( B.G).Oy vermeyi unutmayın.. Keyifli okumalar....

Gözlerimi Krema'nın havlama sesiyle açtm. Krema eve geleli nerdeyse 1 ay olmuştu. Biraz daha büyümüştü. Ona minik bir kulübe yapmıştık Sare'yle. Sare ise her an aklımdaydı hatta son zamanlarda daha fazla düşünür olmuştum. Ona bu kadar yakınken sanki aramızda sıra dağlar varmış gibi hissediyorum. Bu bana çok acı veriyor öyle bir acı ki her an kalbime bıçak batıyordu resmen.

Uzun süredir ilk defa geçen gece ağlamıştım. O da gördüğüm kabustandı. Yüzü belli belirsiz üç kişi... Bağırıyorlar! korkutucu bir şekilde bağırıyolar ve onların   olduğu yerde diz çöküp oturmuş büyükbabamı görüyorum gözlerindeki yaşlar hiç durmadan akıyor daha sonra üç kişiden biri bir çukur kazıyor. Çukurun başında bir mermerde Rıfat ULUHAN yazıyor. Dedemin mezarını görüyorum. Sonra uyanıp ağlamaya başlamıştım çok korkunç bir kabustu. Bu son ağlamamdı. Yoksa kolay kolay ağlayacak bir insan değilim. Bu dumanlı düşüncelerim kucağıma atlayan Krema'yla bölündü. Uyandığımı anlayıp oyun için koşarak gelmişti yanıma. Turuncu ip yumağını rastgele bir yere fırlattım. Krema koşarak peşinden gitti. O arada Sare elinde omlet tavasıyla bana bakıyordu. Yattığım yerden kalkarken belimden bir ses geldi. Sare gözlerini kocaman açarak tavayı bir kenara bıraktı. Hemen geldi yanıma ve kalkmama izin vermeden tişörtümü çıkardı. Ne yapmaya çalıştığı hakkında pek fikrim yoktu ama bakmamaya çalıştığı oldukça belliydi onunla biraz oyun oynamak istedim. "Sare burnumdan kan geliyor" diye birden bağırdığımda kafasını korku  dolu gözlerle bana çevirdi. Belimin ağrısına rağmen oldukça fazla gülmüştüm hatta kanepeye yatmış karnımı tuta tuta gülüyordum. Sare çok korkmuştu ve bu yüzüne yansımıştı. Söylediğimin yalan olduğunu anladığında ise bir an gözleri vücudumda takılı kaldı. Sare  bakışlarını fark ettiğimi anlayınca kızarıp gitti yanımdan. Bende bir elimde tişört diğer elim ise belimde peşinden gittim. Odada çantasından bir krem  kutusu çıkardı. Bileğinden tutup " Neden kaçtın?" diye sordum. Gözlerini kaçırdı  her utandığında yaptığı gibi. Bende çenesinden tutup yeşil gözlerini gözlerime doğrultmaya çalıştım. Bir süre bakmamak için uğraşsa da  en sonunda gözleri beni buldu. Uzun uzun baktım gözlerine ona zarar vermeyi hatta kırmayı hiç istemedim. Ama kırılabileceğini bilsemde gözlerim bir an dudaklarına kaydı. Aramızdakı mesafeyi git gide kapatıyordum ama sanki Sare donmuştu. Tepki vermiyordu bana. Elimi beline yerleştirip onu kendime yaklaştırdım. Dudaklarım dudaklarına değecekken "Sen istemeden sana asla dokunmam hadi içeri geçelim Sare" dedim. Olayın şokundan çıkamamış olacak ki ben ordan iki adım uzaklaştığımda  az önce benim olduğum boşluğa bakakalmıştı. " E hadi belim ağrıyor" diyerek gülümsediğimde " Geliyorum" dedi afallayarak. Ben siyah kanepeye yüz üstü uzanmış Sare' yi bekliyordum. O da utana sıkıla geldi yanıma oturdu. Kollarımı başımın altında birleştirdim. O eline sıktığı kremi ürkekçe değdirdi belime. Ani gelen soğukluk birden titrememe sebep oldu. O da olunabiliyormuş gibi daha ürkek hareketlerle elini sırtımda gezdirdi. Belim oldukça kötüydü. Nerdeyse iki aydır kanepede yatıyordum yatağımı oldukça özlemiştim ama Sare'yi bu kanepede yatıracak değildim. Sare krem sürme işini bitirince kanepede doğruldum. Ona döndüğümde " Bence artık odanda yatmalısın" dedi. 'OLDU CANIM BAŞKA' dercesine baktım yüzüne. Ama o biraz daha mahçup olmuştu sanki.

Güzelce doymuştu karnım. Bu kız mükemmel kahvaltı hazırlıyordu. O pamuk ellerden de bu beklenir zaten. Beraber topladık mutfağı o masadakileri bana veriyordu bende yıkancakları makineye diğerlerini dolaba kaldırıyordum. İşler çabuçak bitmişti bizde içeri geçecektik. Krema ağzında bir şeyle oynuyordu. Bunu nerden bulmuştu böyle. Hay Allah!! Sare görmesin diye onu başka yere yönlendirmeye çalışsamda " Noluyor Egemen dur bir ne bu telaş " diyerek zorla geçti içeri. Krema' nın ağzındakini görünce ağzı bir karış açık kalmıştı. Bu ufaklık benim dolabımdan çok gereksiz bir çamaşır bulmuş oynuyordu. Bu sefer utanan ben olmuştum. Sare kaşlarını çatmış bana dönmüştü. Bende keşke açılsa da yerin dibine girsem diye büyüo bir utançla yere bakıyordum. Sare' nin yaptığı şey kafamı bir anda kaldırmama sebep oldu...

Bu kadar kahkaha atacak ne vardı ki? Komik miydi bu kadar? Az önce benim yatıp karnımı tutarak kahkahalara boğulduğum kanepeye şimdi Sare yatmış  gülmekten katılıyordu. Bense utançtan başımı kaldiramamıştım. Ayak parmaklarımla halının kenarıyla oynuyordum. Şu an annesinden yaptığı yaramazlık yüzünden azar işiten çocuğun mahçupluğu vardı üstümde. Ama Sare oldukça abartmıştı. Yeter canım!! Bende insanım sonuçta. Birden "Yeter Sare!!" diyip bağırdım. Karnını tutan elleri şimdi bir anlık korkuyla dudaklarına gitti. Ona sinirli bir şekilde yaklaştım. Yattığı kanepeden doğrulmaya çalışsa da şu an onun üstündeydim.Çıt çıkaramıyordu. Her şeyin bir sırası var.  Şimdi sıra bendeydi...

Lavanta KokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin