3.Bölüm

91 33 11
                                    

Etrafta yanan kırmızı ışık ve yoğun sren sesiyle ellerimi kulaklarıma sıkıca bastırdım.
Sanki inatla aklıma kadar girmeye çalışan ses çok yoğun ve kötü birşeyin habercisiydi.

Askerler hemen beni kolumdan tutarak tekrar kapıdan içeriye attılar ve koşarak ordan uzaklaştılar.

Hızlı ve sertçe kapıya vurarak
"BENİ ÇIKARIN BUNA HAKKINIZ YOK NELER OLUYOR" diye bağırmaya başladım.

Arkamı döndüğümde Albay R giyinmiş hatta kuşanmıştı.
Elinde silahıyla pencereden dışarıya bakıyodu.

Hemen yanına gittim.
"Neler oluyor burda"
Albay R yüzüme bile bakmadan
"Hemen dışarı çıkmalıyız" diyerek kolumdam tuttu ve anında kapıyı açtı.
Hayretler içindeydim şuan çünkü o kapıyı nasıl açtı sihirli gücüyle falan mı
Soru sormayarak kolumı gevşetmeye çalışıyordum.
"Bak bana ne olduğnu söyle saçma sapan durumlara tahammülüm yok"

Albay kolumdan tutup beni hızla karşısına getirdi .
"Eğer soru sormaya devam edip burda kalmayı istiyosan " dedi ve kolumu bıraktı.
"Kalabilirsin"
Gözlerimi kısarak
"Eğer korkupta burda yaaa lüütfffennn bırakma beni aahhh diye yalvaracağmı düşünüyosan emin ol çok yanılıyorsun"
Albay R umursamaz bir tavırla tekrar kolumdan tuttu

E tabi beni burda bırakamazsın beni bıraksan emin ol burada neler dönüyor herşeyi öğrenirim.

İç sesimin mükemmel bu cazibeli sesini içime hapsetmeye çalışarak
Albayı takip ettim.

En büyük ortak noktaya vardığımızda tüm içeri girenlerin korkarak orda bulunduğunu ve eli silahlı askerlerin telaş içinde ordan oraya koşturup birşeyler yapmaya çalıştığnı gördüm.

Kalabalığın içinde annemi görür görmez hemen ona doğru koştum ve sarıldım.
Albaya döndüğümde gözlerini devirerek takım elbiseli bi adama doğru gittiğni gördüm.

Beyaz saçları ve bryaz grimsi bıyık ve sakalı vardı.
Ama beyaz saça göre oldukça genç görünüyodu en fazla 40 olabilirdi.
Oldukça sakin görünüyordu.
Albayla konuşurken birşeyler yapmasını istediği belliydi.
Albay kafasını sallayarak hızla uzaklaştı.

O sırada hemen yanımızda bulunan ve esirlere (esir diyorum çünkü bemce esiriz) bakan 2 asker aralarında konuşuyordu.

"Ama tam olarak hazır değil dediler"
"Hazır olup olmaması umurlarında değil şuan büyük ihtimalle aralarında birisi kötüymüş bundan şüphelendikleri için burda duramayız"
"En azından insanlar evde kalacaklar burası bir kayaç nr kadar durabilirlerdi"
"Aynen öyle "

Duyduklarımı anlamaya çalışıyordum.
Ne yani bizi bi şehire mi götürecekler ama tam hazır değil derken ne demek istediler
Hem oksijen tüm şehirlerde tükeniyor ve aramızda kötü mü varmış .
O zaman bunun önlemini daha iyi alsınlar

Ben düşüncelerimle boğulurken
Bi anda heryerde sessizlik oluştu.
Sadece bir topuklu ayakkabı sesi heryerde yankıyordu.

Askerler heryere dizilmiş hazırol da duruyorlardı ve büyük kapının açılmasıyla içeriye bir kadın girdi.
30lu yaşlarda bir yüzü vardı dalga kısa saçları ve üzerinde kırmızı bir elbise vardı ve kırmızı bir ruju.

İnsanlara doğru yaklaşarak konuşmaya başladı.

"Merhaba güzel insanlarım ah hepiniz ne kadar da şanslısınız ki kurtuldunuz.
Şimdi size bahsedeceğim birkaç birşey var

Sizden önce gittiğmiz birçok il de yaşam tamamen durmuştu.
Ancak sizden bir önceki ilden 15 kişi sağ çıktı ve onlarda buradalar " dedi ve eliyle karşımızı gösterdi.

Yaşam Umudu "Oksijen"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin