Gerçekten artık şu kıyafetleri değiştirmenin vakti geldi.
Elimle ittirsem üzerime düşecek gibi bir hali olan dolaba kuşkuyla yaklaştım ve usulca kapaklarını açtım.
Evet içinde elbiseler vardı.
nE?
Neden elbise birtane pantolon eşofman koyamamışlarmı şuraya
Bi bakayım
Ha bir de etek var doğru.
Sinirle aralarını kurcalayıp altıma siyah pileli dizimin altında bileklerimin yukarısında bir etek giyip üstüme ise beyaz crop bir hırka giydim.Yalnız hırka da baya iyiymiş ve yapabileceğim en iyi kombinlerden birtanesi olabilirdi.
Eskiden olsa o gün için intete girip ne istersem alıp giyebilirdim.
Zengindim ve her şeye sahip olabiliyordum
Odadaki masanın aynasından kendimi süzüp memnun olmuş bir sıfatla büyük odaya gittim.
Ayağıma siyah büyük botları giydim.
"Anne ben gidiyorum"
Annem yavaşça yanıma geldi.
Yüzünden tedirgin olduğunu anlıyordum fakat elden ne gelir.
"O Albayın tuhaf bir hali var maden sanki herkese düşman"
"Evet gerçekten de öyle"
"Bak en ufak birşey olursa hemen buraya gel veya ne olursa "
"Anne merak etme biliyorsun zengin milyarderin kızıyım ben"
Annem gülümseyerek
"Bu her zaman işe yaramayabilir"
Bende anneme karşılıklı gülümsedim.
"İstediğim herşeyi yapabilirim"
Annem yanağımdan öperek beni sevdiğini söyledi ve beni geçirdiUzuun kahverengi taşlarla dizayn edilmiş bir yol vardı önümde ve her yanındada bir kulübe yolun bitimindede büyük görkemli o bina
Dışarıda hiç çocuk hatta neredeyse kimse yoktu.
Belki birkaç kişi.
Haklılarmıydı . tabiki evet.
Hemen kimse çıkamazdı.Arkamdan omzuna dokunan el ile neye uğradığmı şaşırarak bi anda çığlık attım.
"Hey hey tamam benim sorun yok"diyen CAN 'a sinirle baktım.
"Senin sorunun ne burada zaten diken altında yaşıyoruz"
Can gülmeye başladı. Bende omzuna bitane geçirip ona katıldım.
"Hey sanırım yolumuz aynı seni de mi albay çağırdı"
Başımla onu onaylarak konuştum.
"O çok fazlasıyla tuhaf birisi ve ne yaptığnı neden çağırdığı hakkında hiçbir fikrim yok""Sanırım tam 1 ay önce eline silah vermişler"
Cana şaşıran gözlerle bakarak
"1 ay mı bu imkansız o prefesyonel gözüküyor"
" O daha 20 yaşında sadece diğerlerinin en iyisi olduğu için bu konuda işlerine yaramış ve albay olmuş olabilir"
Şaşkınlığımı gizlemeye çalışmıyordum çünkü şaşırmakta haklıydım.
"Ondan nefret ediyo olabilirim"
Can beni onayladı
"Sence bizi neden çağırdılar"
"Ayak işleri diyr düşünüyorum" dedim gülerek
İkimizde kıkırdadık.
Yürürken gözlerimizi tepedeki büyük labaratuvara diktik.Bunun bi tedavisi olmalı
Bulacaklar"Evet bir tedavi bulunmalı"
Cana hızla dönerek yüzüne kuşkuyla baktım."Yoksa düşüncelerimi mi okuyosun"
Can ne dediğimi anlamayan bir surattaydı.
"Ha olsa şaşırmam yani" dedim gülerek.Yolun sonunda tüm çiçeklerin bittiği yerde kocaman kapı bizi bekliyordu tam karşımızdaydı.
Sanırım paraları buraya çiçek dikmeye yetmemiş
İki asker bizim yanımıza gelerek bizi geçirdi ve büyük şaşalı koridorlardan geçmeye başladık.
En sonunda çok büyük kocaman bi salona geldik.
Heryerde hedefler kum tobalaları vardı ve silahlar , her türlü silahlar
Ve spor aletleri.İçeri girdiğimizde bizim gibi 4 kişinin daha orda olduğnu görmemle içim rahatlamıştı.
Sanırım kötü bir şey için burda değiliz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Umudu "Oksijen"
Bilim Kurgu! BÜYÜK AÇIKLAMA ! OKSİJEN Mİ AZALIYOR? Tüm ağaçlar kurumuş hayvanlar ölmeye başlamıştı. Peki sıra kimde? Oksijenin bitmiş olduğu bi dünyada nasıl hayatta kalacaksın ?