8.bölüm"davran"

64 4 0
                                    

"Tik tak tik tak tik"

Odada saatin sesinden başka çıt çıkmıyordu.

" Sarah gelmediğin günler için bu belgeleri imzalaman gerek sınavları biz hallederiz."

Mr.Wenderın uzattığı bir tomar kağıdı alıp izin isteyerek dışarı çıktım.

Bir okul günü daha bitmişti ve ben yorgunluktan ölmek üzereydim.Eve yürüyerek döndüm.Evimizin yakınlarında park vardı.Eve gitmeden önce rahatlamak için boş bir banka oturdum.Bir süre sonra yanıma küçük bir kız çocuğu oturdu.O kadar dalgındım ki onun oturduğunu "neden bu kadar üzgünsün"diye sorana kadar anlamamıştım bile.

"Üzgün mü?üzgün değilim ki."

"Bence üzgünsün eskiden ben de üzgündüm ama artık mutluyum."

"hmm nasıl mutlu oldun?"

"Mesela bi şeyin olmasını çok istiyorum olmuş gibi davranıyorum oluyor."

"İşe yarıyor mu gerçekten?"

"Tabi ki bence sen de denemelisin neyse benim gitmem gerek."

Yanımdan kalkıp koşarak arkadaşlarının yanına gitti.Çok tuhaftı bu.Yani küçük bir kız az önce bana öğüt verdi.Belki de göründüğü kadar saçma değildir.Aslında daha önce okuduğum bi kitapta da bundan bahsediyordu.Ama hiç denemedim.Bir ara denemeliyim. 

Kalktım ve yavaş adımlarla eve doğru yürümeye başladım.Kapının önüne geldiğimde bugün annemin evde olmadığını hatırladım ve çantamda anahtarlarımı aramaya başladım.Başımı kaldırmadan ararken yanıma biri geldi.Sadece gölgesini görebiliyordum.

"Sarah?"

Başımı kaldırdığımda bu gölgenin sahibinin Travis olduğunu gördüm.Travis yakın arkadaşımdı ve yanımızdaki evde oturuyordu.

"Travis görüşmeyeli ne kadar uzun zaman oldu."

"Evet evden çıkmadığını düşünmüştüm."

"Aslında bi süre öyleydi de denebilir ama bir arkadaşımın desteğiyle bu hafta okula tekrar başladım."

"Seni okulda hiç görmedim"

"Bilirsin işte pek fazla dikkat çekmemeye çalışıyorum."

"Eskiden okula üçümüz birlikte giderdik.Sen ben bir de..."

"Emily.Tekrar birlikte gidebiliriz.Yani sabahları uykumun açılması için birinin beni güldürmesi lazım."

"Bilemiyorum bu işlerde artık o kadar iyi değilim aslında."

"9. sınıftan bu yana ne kadar değişebilirsin ki?"

"Sen çok değişmişsin."

-Dındındırıdırıdırıdıdın- Telfonum çalar.

"Alo.Evet benim.Neee .Hemen geliyorum"

telefonu kapattım ve koşmaya başladım annem trafik kazası geçirmiş ve şu an hastanedeymiş.

"Travis gitmem gerek üzgünüm annem kaza geçirmiş sanırım...bilmiyorum"

Bunları söylerken dudaklarım titriyordu.Paniklemiştim ne yapıcağımı bilmiyordum.

"Sarah sakin ol lütfen.Bin arabaya ben götürürüm."

Travisle birlikte arabaya bindik ve yaklaşık 10 dakikada hastanenin önündeydik.Arabadan inmeden önce durdum.

"Neyi bekliyorsun?"

"Hazır değilim,kısa zaman önce en yakın arkadaşımı kaybettim ve şimdi de annem..."

"Saçmalama lütfen annen iyi."

Birden ona döndüm bağırdım.

"Nerden biliyorsun!"

"Sakin olur musun? Tamam öyleyse sen burada bekle ben gidip annenin durumuna bakacağım."

Aradan neredeyse yarım saat geçmişti ama Travisten hala haber yoktu.Merak etmeye başlamıştım.Cesaretimi topladım ve içeri girdim.Kalbim çok hızlı atıyordu.

Bir kaç adım attım ve danışmaya annemin hangi odada olduğunu soracakken kendimi bir anda yerde buldum.

Oda ServisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin