Psikopat'ın Uyanışı

Nico ifşası

yazardan

"Nico?"

"Fleta"

"okçu kız"

"drowned?"

"yeşil bereli"

"ya durun bi; bi dakka lan NİCO?!"

"kuzen..."

Fleta Nico'ya sarıldı. Drowned mal mal bu ikisine bakarken Nico da odayı inceliyordu.

"Nico... özür dilerim, yüzüne bakarak veda edemezdim, gidemezdim."

"Tamam sorun değil, atlattım."

Nico ayrılıp Fleta'ya baktı. İki kardeş ağlayacak gibiydi. Anı bozan Fleta'ya benzediğini kanıtlayarak Nico oldu.

"Teyzemi öldüren psikopatı sen mi öldürdün?"

Fleta bir saniye durakladı. Nico'nun surat ifadesini görünce konuştu.

"Evet..."

"Burası cp evi mi?"

"evet"

"Her katili almadıklarına göre ne halt yedin kuzi?"

Fleta Nico için sorun olmaz diye düşünerek açıklayacakken Nico bambaşka bir konuya geçti.

"Bir dakika, burası proxy eviyse, bu çocuk yeşil bereli sarışın gözleri kırmızı bir psikopatsa;

bu senin sürekli bahsettiğin Ben Drowned değil mi amk?!" 

"Nico küfretme! Ayr-"

"Merhaba adamım, ben Drowned. Fleta benden mi bahsediyordu?"

"Evet hem de ağır fangirldir. Sürekli işkence çeşitleri sayıp kendi eklemelerini yaparak resim çizer ve açıkcası çok güzel çiziyor. bir ara fotoğraf makinesiyle çekilmiş bir ceset fotoğrafı olduğunu bile düşünmüştüm."

Fleta kıpkırmızı suratını kapatırken Drowned az öncekinden çok daha sesli bir şekilde gülmeye başlamıştı.

"hahahahahahahahhahahahahah sen hahaahahahah fangirl müsün? hahahahahahahha ölüyorum hahahahahha"

"bir insan nasıl iki kere ölebilirki?"

"Öyle mi? Söylesene sen de diğer fangirller gibi beni 13 yaşında bir çocuk yerine karın kasları olan bir genç olarak mı hayal ediyordun?"

Nico kafasını yana eğdi.

"Öyle düşünenler de mi var? Fleta genellikle seni bilgisayar başında sadist bir ifadeyle oturan korkutucu bir ortaokul çocuğu olarak çizerdi..."

Drowned bir saniyeliğine laf sokma planı boşa giden yeşil gözlü okçuya baktı. O fangirlden çok hayranlık duyan bir çırağa benziyordu.

O sırada Nico aklına gelen şeyle güldü.

(dikkat; gerçek hikayedir.)"Biliyor musun Fleta'nın hackerlara ilgisi var. En son sevgilisi bir hackerdı. Ve onu senden kıskanıyordu çünkü Fleta sürekli seninle bir el savaş oyunu oynamak istediğini söylerdi. Gerçi daha beni yenemiyor..."

Drowned iyice kahkahalara boğulurken Nico Fleta'nın eline kocaman bir kutu tutuşturdu.

"Belki geri istersin diye düşündüm..."

Fleta ellerini yüzünden çekip koca kutuya baktı.

"Yoksa bu... sadağım olduğunu söyle bana..."

"Alıştırmalarına fazla ara vermemelisin."

Fleta sevinçle kutuyu açtı ve yayını eline alıp sadağını beline bağladı. Nico güldü.

"Drowned tanıştırayım; Fleta'nın gerçek yüzü..."

Ama fleta onları dinlemeden parmaklığını da takıp koşarak evden çıktı. İçinde kelebekler uçuşuyordu. O yaptığı spora aşıktı. İntıkamına, baş kaldırısına, kimsesizliğine, yalnızlığına... O yayı eline alınca her şeyi unuturdu. deli gibi hareket eder, çok hızlı nişan alır ve saniyeler içinde kazanırdı. İyi olduğu yegane şeylerden biriydi bu... Yayı gerdi ve nişan aldı. Herşey yavaşlamıştı. Arkasından gelen iki erkek, kafasının önünden geçen küçük sinek kuşu, 10 ağaç ötedeki kırmızı kelebek... hiç bir şeyin önemi kalmamıştı. Şu an ne isterse vurabilirdi. Yayı serbest bıraktı ve ok ucuna takılan kırmızı kelebekle bir ağaca girdi. Fleta yayı elinde çevirip elinde yan tutarak okun yanına gitti. Kelebeğin üzerinde ölümün soğuk zarafeti ve güzelliği vardı. oku tek eliyle çekti ve kelebeği inceledi. O sırada diğer ikisi de gelmişti. Drowned büyülenmiş gözlerle kelebeğe bakıyordu. Nico gururla Fleta'nın kişiliğini geri getirdiğini anladığı ağaca bakıyordu. Fleta ise kararlılıkla oka bakıyordu.,

"Muhteşem... Bana da öğret lütfen!"(drowned)

Ama Fleta bununla ilgilenmiyordu. bahçe hiç bozulmamıştı. Eğer Nico buradan geçmiş olsaydı bilgilerinden yararlanarak tuzakları taşlarla harekete geçirirdi.

"Nico, kuzen, sen evin etrafındaki bubi tuzaklarını aşıp nasıl geldin?"

"Ne?"

Fleta hiç bu kadar soğuk bakmamıştı.

"Salağa yatma..."

Fleta saniyeler içinde bahçedeki bir bubi tuzağına ok attı. ok dikenlerle parçalandı. İkinci bir ok alıp sahte Nico'ya baktı.

"Sen Nico değilsin."

heheh, çok gıcık bir yebe deel me? Nese ben gitsem iyi olcek...