ELEM

ELEM - TANITIM

ELEM

Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla.

Genç adam yirmi yedi yıllık ömrünün en zor gününü yaşıyordu. Aşık olduğu kadının ihanetiyle sarsılmak, içinde bulunduğu tehlikeli dünyanın yükünden daha ağırdı. Cihangir'de gördüğü ilk bara girip, içmeye başladı. Boğazını yakarak geçen her yudumda aklına Bahar'ın yüz hatları geliyordu. Ona bunu nasıl yapardı ? Yaşadıkları her şey yalan olamazdı değil mi... İşte o yıkılmayan, çelik adam Birkan Güçlü'nün şimdi bir enkazdan farkı yoktu.

Altıncı kadehine geçerken, yanına bir kadının oturtuğunu farketti. Bir kaç dakikalık uğraşına rağmen sadece saçlarını görebildiği kadın yüzünü kendisine çevirip bakmaya başladığı an bu gece kimin kollarında uyanacağına karar vermişti.

Mekanın loşluğuna rağmen parlayan gözlerinde gördüğü bir iki damla yaşın içinde bir yerlere dokunmasına engel oldu.
Bu gece gördüklerini unutmaya ve tüm dünyayı bir kenara bırakıp, bu güzel gözlü kadının teninde yeni ülkeler keşfetmeye ihtiyacı vardı.

"Yalnız mısın?"

Sorusu üzerine yüzünü barmene çeviren kadının umursamaz tavrı, kendisini istemiyor olabileceğini düşündürttü. Bugüne kadar hiç reddedilmiş, aksine kadınların peşinden koştuğu ulaşılmaz bir adam olmuştu. Böyle birşey mümkün müydü? Belkide taktik yapıyordu!

"Rom istiyorum. "

İhtimaller arasında kaybolmak üzereyken, duyduğu kadife ses, ateşini körükledi. Başka şartlar altında bu kadından bu kadar çok etkilenir miydi, ya da bu etkinin nedeni acısını dindirmeye çalışırken karşısına çıkan ilk kadın olması mıydı? Kafa yormamaya karar verdi. Şansını bir daha deneyecekti, olmazsa bir daha, bir daha.

"Rom ağırdır, sert gelmesin"

Bu defa göz ucuyla bile bakmamıştı, Birkan bu kadının duvarlarını aşmanın tüm yollarını deneyebileceğinden emindi. Duvarlarına toslaması bile eğlenceliydi.

"Bu saatte tek başına içen efkarlı bir kız, baksana herkes eğleniyor... Bizde birlikte üzülelim güzel-"

"Yeter!"

Elindeki telefonu meşgule attıktan sonra içki bardağını sıkıca tutan gizemli avının(!) narin ellerini incelemeye çalışırken gördüğü tektaşın uğrattı hayal kırıklığıyla konuşmaya yeltendi;

"Nişanlısın demek, kusura bak-"

Kadın nişanlısına duyduğu öfkeyle dolup taşan vücuduna biraz eğlenmenin iyi gelebileceğini düşündü. Ne zararı olabilirdi ki?
Karşısında suratsızlığına rağmen, dakikalardır onunla konuşmak için çabalayan hoş bir adam, onun ise bu gece kafa dağıtmaya ihtiyacı vardı.

"Ahu!"

Genç adamın afallamasına neden olan girişini hızla açıklığa kavuşturdu.

"İsmim diyorum, Ahu. Senin?"

Birkan tebessüm etti, bu kadar kısa bir sürede, hiçbir çaba harcamadan kendisini etkisi altına alabilen bu kadın, onu şaşırtmaya devam ediyordu.

"Ahu... Ceylan gözlü kadın."

...

Bu elaya çalan gözler ona büyük bir aşkın ve tutkunun kapılarını aralayacaktı. Tüm benliğini ele geçirip, beraberinde geri dönüşü olmayan hatalara yol açacaktı.