ELEM - 2. TANITIM

442 180 73
                                    

ELEM 2. TANITIM (İlk bölümden kesitler)

esra-0211 bu bölümü sana ithaf etmek istedim, keyifli okumalar dilerim.

...

Ve biliyorum ki iki yaralı kalp, sağlam bir kalp eder.

"Çok güzelmiş. Keşke bende onun gibi olabilsem. Hikayeniz ne?"

Kızın dalgınlığını ve çerçevelere bakarken harcadığı zamanı onu tekrar süzerek değerlendirdi. Sorusunu es geçecekti.

İlk önce ince ve uzun bacaklarına baktı, sonra orantılı ve biçimli vücut hatlarına.
Kahverengi saçlarına ve beyaz tenine...

Kusursuzdu.

Ama bu kadında en başından beri dikkatini çeken şey, güzel gözleri değil miydi? Gözleri, bedenin tüm güzelliğini gölgede bırakabilecek kadar çok şey anlatıyordu ona.

Tutkulu bakıyordu, merhametli bakıyordu, kırılmış bakıyordu, umutlu bakıyordu, gururlu bakıyordu...

Kendini güzel bulmayışından rahatsızlık duydu, her kadın güzeldi. Ve artık, Ahu'nun güzelliğinin yalnızca görüldüğü kadarıyla sınırlı olmadığını da biliyordu. Gözlerinin ardında, sevilmeye değer daha çok şey vardı. Kendine böyle haksızlık edemezdi.

"Sen çok güzelsin."

...

Hengamenin içinden kaybolmaktan korkan Ahu, antredeki ahşap dolabın yanında, kendisini göremeyecekleri bir açıya sığındı. Söz geçiremediği ve adlandıramadığı duygusu ve yakalanma ihtimalinin verdiği korkusu, gördüğü suratı anımsamakta zorluk çekmesine neden oldu.

"Bahar, konuşmak istemiyorum. Defol!"

Bahar, bahar, bahar...
Sonunda hatırlamıştı. Bu kadın, dün dakikalarca fotoğraflarına baktığı ve güzelliğinin verdiği gücüne imrendiği kadındı. Gördüğü fotoğraflardan çok daha dikkat çekici olduğunu düşündüğü kadının fısıltılarına kulak kabarttı, fakat bu mesafeden ve duyduğu bir kaç kelimeden anlam çıkarması mümkün değildi.

O bunları düşüne dururken, kadın Birkan'ı omuzlarından çekip dudaklarını dudaklarıyla örttü. Birkan ise kadının tutkusuna kayıtsız kalamadı, belinden kavrayıp kapıyı kapattı. Dudakları birbirlerine karışırken sertçe kapıya yasladığı kadının, elindeki portföy çantası yere düştü. Şimdi elleri, adamın boynunu okşuyordu.

Ahu, böyle bir manzaranın ortasına düştüğü için kendine kızıyor, şahit olduğu için utanıyordu. Dün gece aynı kapının arkasında bu adamı yanağından öptüğü hatırladı. Neler olup bittiğini tartmasına fırsat bile vermeyen hapşırma hissini frenleyemedi. Şimdi, beş saniye öncesine kadar şehvetle öpüşen çiftin keskin bakışları üzerindeydi.

"Sen kimsin?" diye kükreyen Bahar'ın gözleri bile onu sindirebilecek kuvvetteydi.

...

"Neden öpüştün onunla?"
"Çünkü ona köpek gibi aşığım."

ELEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin