Odaya tekrar geldiğinde Yoongi, Jimin yatağın üzerinde oturmuş onu bekliyordu. Rüyasında karısını görmüş ve özlediğini hissetmiști. Şimdi birisine sarılma ihtiyacı duyuyordu.
Yoongi çıkınca o karanlık delikten, Jimin Yoongi'nin üzerini silkelemesine izin vermeden kollarını karşısındaki çocuğa sardı ve karşılık almayı bekledi. Yoongi biraz şaşırsa da kollarını diğerinin beline sardı ve yüzünü diğerinin boynuna gömdü. Yoongi'nin de buna ihtiyacı vardı, yalnızlık zordu.
Ayrıldıklarında ise Jimin'in gözleri dolmuştu, duygusaldı o dayanamadı ki. "Beni hücrene götürür müsün Yoongi?"
Yoongi omuz silkip Jimin'in yatağına yattı. "Hayır, daha yeni geldim." Fakat Jimin kararlıydı, gitmek istiyordu oraya.
Jimin hızlıca yatağa oturup büyüğünün elini tuttu ve aşağı yukarı sallamaya başladı. "Lütfen Yoongi, lütfen, lütfen, lütfen- evet diyene kadar susmayacağım- lütfen, lütfen, lüt-"
"Tamam! Yeter, sus artık." Yoongi'nin bağırıșı ile irkilse de Jimin, bir şey demedi. "Ama bugün değil, birazcık daha zaman ver." daha sonra ise başını ufalamaya başladı.
Jimin çok fazla ses yaptığı için üzgün hissetti, başını ağrıtmıș olmalıydı. Minik ellerini hafifçe kaldırıp Yoongi'nin ellerini tuttu ve başından ayırdı. O kısacık zaman diliminde Yoongi şaşırmış ve bakışlarını Jimin'in yüzünden çekememiști. Yoongi'nin elleri Jimin'in ellerinin arasında iken küçük olan büyüğün ona dikkatlice olan bakışlarını fark etmiş ve o da ona bakmıştı.
Küçücük bir bakışma geçerken aralarında Jimin gülümseyerek Yoongi'nin eline çevirdi bakışını. Daha sonra ise büyüğünün elindeki büyük kesiği fark etti. Kabuk bağlamış olsa da, dokunsan kanayacak gibiydi. Yoongi de Jimin'in baktığı yere baktı ve elini çekmek istedi. Fakat küçük, diğerinin elini daha sıkı tutup kendine çekti ve yaraya dudaklarını bastırdı.
Yoongi daha da şaşırırken ne yapması gerektiğini bilemedi, dudakları çoktan 'o' şeklini almıştı bile. Jimin daha sonra karşısındaki şaşkın çocuğun elini açtı ve avuç içini öptü. El öpmek, Jimin'e göre sevginin paylaşılması idi. Karısına ilk sevgi duymaya başladığı zaman gitmiş ve onun elini öpmüștü. Şimdi ise aynısını Yoongi'ye yapıyordu fakat Yoongi'nin bunu bilmesine gerek yoktu.
Yoongi'nin kafası karışmışken yavaşça ellerini çekti ve ayağa kalktı. "Ben gideyim artık, gardiyanlar gelecek." Gardiyanların gelmesine çok vardı aslında, yalan söylemişti Yoongi. Jimin'in bir şey demesine izin vermeden yatağın altına tekrar girmiş ve hızlıca gitmişti.
Fakat Jimin, Yoongi'nin yalanını anlamıştı ve şimdi onun hücresine gitmek istiyordu. Yatağın altına girdi ve karanlık delikten içeri süzüldü. Hızlıca sürünerek giderken çok fazla ses çıkarmamaya çalışıyordu. Sonunda Yoongi'nin ayak ucunu gördüğünde ise yavaşladı ve daha dikkatli oldu.
Yoongi'nin kazdığı tünel ikiye ayrılırken sağ taraftan girdi Yoongi ve biraz daha sürünüp kendi hücresine ulaştı. Hafifçe deliğin üzerindeki kartonu çekti ve yukarı çıktı. Yoongi'nin yatağı yoktu, üzerine karton koymaktan başka bir şey yapamıyordu.
Jimin de kartonu çekip yukarı çıkarken Yoongi arkasını dönmüş ve Jimin'i görmüştü.
"Jimin?! Burada ne işin var?" Jimin ise gülerek ayağı kalktı ve "Seni takip ettim." diyerek cevap verdi. Fakat etrafına bakarken gülüşü solmuştu. Hücrede hiçbir şey yoktu 4 duvardan başka. Hava için açılmış pencereye dair bir şey de yoktu. Sadece bir iki tane delik vardı duvarda o kadar.
Kartonların üzerindeki yastığa baktı Jimin, demek o yüzden Yoongi her geldiğinde yatağa yatmak istiyordu.
"Ne diye geldin ki buraya? Ne vardı görecek?" Jimin Yoongi'yi duymuyordu bile. Sadece şok olmuş bir şekilde etrafa bakıyordu.
"Burada nasıl kalabilirsin, yatağın neden yok?" gözleri dolacak gibiydi fakat acımasından değil, sinirinden dolayıydı.
"Boşver Jimin, sadece git." Jimin ise gitmek yerine daha fazla yaklaştı Yoongi'ye. Ona sarılmak ve buranın gardiyanlarına olan sinirini Yoongi'yi sıkarak atmak istiyordu. Çok sıkı sarılmak istiyordu ona, bırakmayacak gibi sıkı.
Ve hızlıca ona gidip sarıldı Jimin, sımsıkı ve hiç bırakmayacak gibi. Nedense Yoongi'nin uçurumdan düşerken tutunduğu küçük taş parçası gibi hissediyordu. Fakat bilmiyordu; Yoongi'nin kolları güçsüzdü, onu çok fazla tutamazdı.
-
Çok fazla uzatmak istemiyorum, yakında final gelecek. Tam 10. bölümü final yapmayı düşünüyorum zaten yazamıyorum, uzatmaya gerek yok bu yüzden. Her neyse iyi bakın kendinize*-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe .Yoonmin.
Fanfiction"Mutluluk, elde etmek için peşinden koşulacak; sonra da kaybetmemek için çaba sarfedilecek bir şey değildir. Mutluluk; senden bağımsız olarak, istediği zaman gelir, dokunur sana. Önemli olan, o eşsiz temas anının tadını çıkarmayı akıl edebilmektir...