Thanks for your permission DifferentButGood_1D xx
h a r r y
"HAYDİ HARRY!DANS EDELİM!"
Homurdandım, arkadaşım Niall'ın kalçalarını erkek arkadaşına doğru sallamasına baktım. Burada olmamın tek nedeni gözlerimi Niall'ın üzerinde tutmaktı.
"Merhaba yakışıklı,böyle bir yerde yalnız olmanın sebebi nedir? Zor zamanlar geçiriyor gibi gözüküyorsun,öyle değil mi?"
Sadece göğüs uçlarını kapatan bir iç çamaşırı giyiyordu. Onlara ne deniyordu? İğrenç.
"Hayır. Ben eşcinselim. Çekil önümden." Kollarımı birleştirdim,kıza doğru kaşlarımı kaldırdım.
Arkasını döndü ve bana dik dik baktı. "Amcık." dedi fısıldayarak.
"Sen bana ne dedin?"
Arkasını dönmesini ve önümdeki masaya doğru ilerlemesini izledim. Ama oradaki adam tarafından da reddedildi.
"Biraz kıyafet giy seni sürtük!" Adam bağırdı, kıkırdadım ve kız homurdandı.
"Oh,birisi sinirlenmiş mi?" Kıza güldüm.
Adamın yüzüne bakıp analiz etmeye başladım. Erkeksi bir yüzü vardı,çok çekiciydi.
"Hey gay çocuk!" Aynı kız bağırdı. "Onun hakkında hayal kurmayı bırak,o senin gibi kıvırcık saçlı bir amcık için fazla iyi.." Beni sinirlendirecek şekilde güldü. "Ve bu arada,o düz!"
Müzik çok sesliydi. Ama yine de söylediği her kelimeyi duyabiliyordum. Bu omzumda hissettiğim el kadar gereksizdi.
Önümdeki masada oturan adamdı. Kolunu belime sardı ve yüzüm kızardı.
"Eşcinsel insanlarla sorunun varsa,bu kokuşmuş yerdeki müşterilerin yarısı gidecek. İstediğin buysa,muhtemelen çok az olan maaşına hoşçakal de,kendine iyi kıyafetler alamazsın! Haysiyetine uyan bir iş bul,sürtük!" Diye haykırdı adam. Onun kadar küstah bir adamla tanışmamıştım.
Kız nefes nefese topuğunu hafifçe yere vurdu ve parke zeminde ilerledi. Boğazımda bir kıkırdama hissettim. O adam hâlâ yanımda oturuyordu,elleri belimi okşadı.
"Çok yumuşaksın." diye fısıldadı,aşağı ve yukarıya doğru belimi okşuyordu.
"Sen garipsin." Eline tokat attım,gözlerimi devirdim ve koltukta aşağıya doğru kaydım.
Ve Niall'ın eğlencesini kestiğini düşünüyorsanız,hayır.
Durmadan saatime bakıyordum,ve güneş doğmadan buradan çıkamam gibi gözüküyordu. Kollarım bağlı olarak sessizce oturdum ve arada kokteylimden birkaç yudum aldım.
"Merhaba g-güzellik." Bir adam sırıttı,kafasını omzuma dayadı.
Ah,ve evet,aynı adamdı. "Sen sarhoşsun." İç çektim.
"Hayır değilim,hadi eğlenelim!" Masanın üzerine çıktı ve ve önümde çılgınca dans etmeye başladı.
"Düşeceksin seni aptal!" Homurdandım,ya buradan gidecektim ya da bu adamın salaklıklarına maruz kalacaktım.
Oradan ayrılarak adamı bıraktım,ben ayrılırken farkında bile değildi.
Bardan çıktım ve paketimden bir sigara çektim. Ama ateşi yaktığımda bir el elime vurdu ve sigara yola düştü.
"Bu sağlıklı değil,güzelliğini mahveder." Aynı adamdı,ama tamamen iyi gibi gözüküyordu,sarhoş değil gibiydi.
"Ben Louis,ve sen?"
"Harry,ve neden umrunda?" Yanıtladım.
"Umrumda olduğunu kim söyledi,sadece sordum." Pat diye söyledi.
Paketimden başka bir sigara çıkardım. Sigara içmemi sevmemesini neden umursayacaktım ki? Sigarayı nazikçe dudaklarımın arasına koydum.
"Gay misin?"
Ona bakmadan önce sigaramı yeniden paketine koydum.
"Evet dersem beni yalnız bırakacak mısın?" Burnumdan soludum,aklımdan biraz huzur için dua ettim.
"Büyük sikle-" Sırıttı. "Sever mis-"
"Evine git!" Bağırdım. Ceketimi tenimi kapatacak şekilde üstüme çektim.
"Sadece sen de benimle gelirsen." Teklif etti.
"Hayır."
"Neden olmasın?"
"Evine git!" Diye bağırdım,her geçen saniye biraz daha sinirlenerek.
"Benimle gel veya sinirli kal?" Kollarını birbirine birleştirdi.
"Ah,beni soymayacağından ya da başka bir şey yapmayacağından nasıl emin olabilirim?"
"Neden yapayım? Çalınacak bir şeyin mi var?" Louis gülümsedi, aptal gibi hissetmemi sağladı.
"Sadece evine git Louis." Bir taksi aradım,hızla içine girdim ve kapıyı kapadım.
Ama Louis'nin beni takip etmemesini sağlayacak kadar hızlı değil.
"Neden gidiyorsun?"
Cidden bu kadar sinir bozucu muydu? Canımı sıkacak kadar çok soru soruyordu.
"Bunu sormak senin vazifen değil,lütfen çık dışarı." Haykırdım,onun için kapıyı açtım.
"Hayır! Lütfen bizi en yakın otele götür." Şoför hemen yolda ilerledi.
"N-neden? Taksiyi durdurun lütfen,bu adamı tanımıyorum bile." Louis'i ittim,düpedüz yüzüme gülüyordu.
"Beni tanıyor,değil mi Harry?" Kıkırdadı.
"Ah,bu gece daha iyiye gidiyor." Kollarımı birleştirdim, sırtımı hızlıca koltuğa doğru ittim.
"Arkadaş olabilir miyiz?" Ciddiyetle sordu.
"Evet,galiba." İç çektim.
"Beni öpebilir misin?"
Şaşırarak ona baktım. Onu öpemezdim!
Çok kibirliydi,ne yaptığının farkında bile değildi. Onu öpemezdim,o mahzun,parlayan gözler -çok güzellerdi.. Ne diyorum ben?!
"Harry?"
"N-ne dedin?" Ürkerek fısıldadım.
"Hiçbir şey."
Araba bir otelin önünde durana kadar sessiz kaldık.
Louis şoföre biraz para verdi,sonra dışarıya doğru adım attı.
"Onu eve bırak." dedi.
Ama o kapıyı kapatmadan önce onu engelledim ve dışarıya doğru adım attım.
"Beni burada neden yalnız bırakıyorsun?" diye sordum.
"Seni rahatsız ettiğim için özür dilerim, g-gördüğün gibi sosyalleşmede pek iyi değilim çünkü sonunda ya onlara bağırıyorum ya da onları sinirlendiriyorum.." İç çekti.
"Bana göre çok arkadaşca gözüküyorsun." Kıkırdadım,o da biraz güldü.
"Çok tatlısın Harry,seni barda gördüğümde bana biraz farklı geldin." Gülümsedi.
Gözleri bana doğru bakmaya başladı,melek gibiydi. Neden bu saatte yalnızdı?
Yavaşça bana doğru yürüdü. Yumuşak nefesini yüzümde hissedebiliyordum.
"Beni öper misin?"
"Oh evet,bunu yapacağım.. " Nazikçe fısıldadım. Aramızdaki boşluğu doldurdum.
∞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mommy Styles | Larry Türkçe Çeviri
Fanfiction"Onun babası mısın?" "Hayır,annesiyim."