h a r r y
"Tekrar karşılaştık Harry." diye bağırdı kız. "Ama açıklama yapmak için doğru zaman değil."
Arkasında yeşil ceketli adam ile küçük dükkanı terk etti.
"Harry?" Niall'ın sesini duydum. "İyi misin?"
Aklım sokağın karşısına yürüyen kıza odaklanmıştı.
"Niall, b-ben s-anmıştım ki..." Diye kekeledim.
"Öldüğünü? Kaybolduğunu? Ya da senden saklandığını?"
Ne cevap vereceğimi bilmiyordum,tek yapabildiğim karnımı okşamaktı. "Bilemez Niall..." Ağlamaya başladım.
"Ne?"
"Bebeğimi öğrenemez,intikam almayı planlıyor. Geri dönecek." Dedim tişörtümü elimle sıkarken.
"Sakinleş dostum," Aniden elimi tuttu. "Çok fazla düşünme,her şey iyi olacak."
"Gitmek istiyorum,eve gitmek istiyorum!"
"Ssh,gideceğiz...gideceğiz."
Birden soğukluk hissettim,korkmuyordum,kendim için korkmuyordum. Daha doğmamış çocuğum için korkuyordum.
Hiç kimse onu benim bildiğim gibi bilmiyordu,bir porselen bebekten daha fazlasıydı. Şeytanın sikini yalayan bir sürtüktü,ama kirpikleri hâlâ çok güzel gözüküyordu.
Göründüğü gibi,bir kız arkadaşım vardı. Ona aşık olmadığımı biliyordum ama gay olarak açılmamıştım çünkü korkuyordum.
Yaklaşık üç yıl ilişkimiz olmuştu,her şey iyiydi,o beni sevmişti ve ben de ona iyi davranmıştım.
Ona söylemek istediğim zamanlarda ise onu kırmayı göze alamamıştım. Onun gibi bir kadını.
Beraberliğimizin ilk yılında her şey çok eğlenceliydi. İlgi meraklısı,kucaklanası biriydi ve etrafımda olmayı seviyordu. Bunu anlayabiliyordum,çünkü kadınları ve böyle şeyleri sevdiklerini biliyordum. Ama sonraki sene tam bir kabustu.
Çok kibirliydi,ikidebir ne kadar şişman gözüktüğünden -ki bu doğru değildi- ve hep kendimi düşündüğümden bahsederdi. Bu ertesi seneye kadar devam etti,artık sevimli biri değildi,hep sızlanırdı ve her şeyde beni suçlardı. Ama hâlâ onu incitmemiştim. Yapamamıştım.
Zaman geçtikçe kalbim boş hissetmeye başladı,sanki gerçek dünyaya dönme ve bir baloncuğun içinde yaşamayı bırakma vaktiydi.
Kendimi ona söylememeye zorlamıştım,ta ki patlayana kadar.
Gemma'nın cenazesinden bir gün sonra onu Niall ve benim yaşadığım eve davet ettim. Bunu daha fazla saklayamayacağıma karar vermiştim,özellikle Gemma'nın ölümünden sonra. O gün olan her şeyi hatırlıyorum.
Normalde olduğu gibi evimize girdi ve heyecanla koltuğa oturdu. Gemma onu hiç sevmezdi,hep neden daha iyi bir erkek veya kadınla olmadığımı sorardı. Gay olduğumu biliyordu.
"Kız kardeşinin altı kat altımızda olması iyi değil mi,artık aramızda bir engel kalmadı,huh?"
Kulaklarım yanıyordu,sanki şeytan konuşuyordu. Tepki verememiştim,kıkırdadı ve sonra sırıttı. Ama hâlâ sessizce odaya bakıyordum.
"Tam bir dingildi,bu yüzden erken öldü. Hamile kalmak ve sonra kendini öldürmek çok fazla. İyi bir fikir değil öyle değil mi? O ve çocuğu iğrençti,bu yüzden bu dünyada daha fazla kalamadılar. Ondan nefret ediyor olmalısın."
Kalbim çarpıyordu. Kendime söz vermiştim,kız kardeşim hakkında bir şey derse bitecekti.
"Kız kardeşin pislikti,geleceği yoktu,sürtük ve tam bir fiyaskoydu. Büyük ihtimalle şu anda cehennemde yanıyordur..."
Ve benim için bu kadarı yetmişti,ayağa kalkmıştım,yüzüm kıpkırmızıydı. Konuşacak gücü bulabilmiştim.
"Üç yıl-senin için hayatımdan üç değerli yıl harcadım. Ama senin tek yaptığın saçma sapan konuşmak. Bu ilişkinin bu şekilde bitmesini istemiyorum,bu bir ilişki mi ki? Saklanıyordum,açılmak için birini bekliyordum. Kimse olmadı,o zaman kendimi özgür bırakıyorum. Ben eşcinselim,siktiğimin eşcinseliyim. Seni asla sevmedim. Acıttı mı? Canın acıyor mu? Hak ettin. Beni senin gibi birini tercih etmeye iten ne oldu bilmiyorum. Gemma seni sevmiyor,biraz bile,ailem senin var olduğunu bile bilmiyor,o zaman imkansız bir şeyi devam ettirmeye gerek yok. Sen güzelsin,ama siktir,kişiliğin aynı çöp gibi. Hayatın işe yaramaz ve dehşet verici. Sanki hayatımı mahvetmeye gelmişsin. Erkekleri beğeniyorum,erkeklerden hoşlanıyorum. Beni cehenneme yollayacaksan,buyur. Ama,Tanrı aşkına, seni bir daha görmek,duymak,kokunu bile almak istemiyorum. Zavallısın. Artık seni umursamıyorum,üzgünüm ama aynı zamanda üzgün değilim. Yani iğrenç kıçını daha önce kardeşimin oturduğu koltuktan kaldır ve defol evimden."
Şoka girmişti,kocaman gözlerle bana bakıyordu,yanaklarından yaşlar süzülüyordu.
"Gitmeden son bir şey daha..."
Nefes aldım,söyleyeceğimi bekliyordu.
"Bir daha sakın kız kardeşim hakkında sanki kendin Tanrı'nın cennetini hak ediyormuşsun gibi konuşma. Kendi pisliğini al ve git,bir daha da geri dönme."
Ve bir daha gelmedi,özür dilemek için onu ziyarete gittim ama annesi eve gelmediğini söyledi. Ve iki yıldır kimse nerede olduğunu bilmiyordu... Şimdiye kadar.
Kızgın olduğunu biliyordum,çok kızgındı. Sadece duygusal olarak değil,ruhsal olarak da. Her şeyi yapacaktı, benden tatlı bir intikam almayı planlıyordu. Ve bu olamazdı,özellikle içimde minik meleğim varken. Bebeğimi kaybedemezdim,bu benim için ölüm olurdu.
"Planın nedir? Diye sordu Niall.
"Öncelikle,onu bebeğimin hayatına dahil etmemek." diye cevapladım. "Sadece neler olacak görelim."
"Louis'i arayacak mısın?
"Belki." Mırıldandım. "Bilmiyorum."
***
Sonunda bölüm yükledim,bu sene sınavım var ve çok yoğunum,üzgünüm:/ ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mommy Styles | Larry Türkçe Çeviri
Fanfiction"Onun babası mısın?" "Hayır,annesiyim."