8

876 105 30
                                    

h a r r y

"Hey,hey,ben bir şey yapmadım!" Niall bağırdı. Annem oturma odasında en yakın arkadaşımı kovalıyordu. "Dostum,kurtar beni!" dedi ağlamaklı bir sesle.

"Seni küçük serseri! Sana güveniyorum ve oğlumu hamile bırakmaya mı karar veriyorsun?" Peki,annem spatula ile Niall'a vurmak için çok istekliydi.

"Tanrı aşkına,bebeğin babası ben değilim!" Annemin elleri belindeyken Niall koltuğun arkasına saklandı.

"Kim o zaman?!" Diye sordu,spatulayı yüzüme doğru yaklaştırıp beni korkuturken.

"Bilmiyorum an-" Durdum,yavaşça baştan çıkmasını ve daha fazla şeytanca görünmesini izledim.

"Ona tek gecelik olduğunu söyle!" dedi Niall koltuğun arkasından.

"NİALL!" diye bağırdım.

Neden her şeyi mahvetmek zorundaydı? Bir şeyi yavaştan almak istediğimde birden söylüyordu ve her şeyi mahvediyordu.

"TEK GECELİK Mİ?" Annem tiz bir ses çıkardı. Çoktan evin içinde koşmaya başlamıştım.

"Anne,bekle! Güzel oğluna açıklamasına izin ver!" Yüzümü sakladım,pek yararı olmasa da.

"Oh,Harry,ne oldu sana?" Kanepeye oturdu vae yavaşça nefes aldı.

Üzgünüm demek istiyordum ama diyemezdim. Doğru zaman değildi. "Sakinleşmelisin anne,halledeceğiz." Niall'ı evin dışına sürüklerken iç geçirdim.

•••
"Louis hakkında neden gerçeği söylemedin?" Diye sordu Niall,ben arabayı sürerken.

"Yapamam Ni."

"Dur tahmin edeyim. Yine Gemma yüzünden değil mi?"

Kafa salladım,elbette Gemma yüzündendi.

"Yoruldum,soru sormayı bırakır mısın?"

"Bir tane daha." dedi.

"Hayır!"

"Lütfen."

"Tamam,peki." İç çektim.

"Neden Louis'yi aramıyorsun?"

Doğru söylüyordu,neden aramıyordum? Onun tek gecelik adamlardan olduğunu biliyordum ama başka bir şey de vardı,ve o şey...

"Adını bilmiyorum." dedim basitçe.

"Nasıl?"

"Adının Louis olduğunu biliyorum,daha fazlasını değil. Soyadını veya başka bir şey söylemedi." Koltuğa uzandım.

"Lanet olsun." diye söylendi.

"Biliyorum."

Niall'ın söylediği şey ile aklımda Louis'yi bulma düşüncesi belirmişti. "Dönmemiz gerek." dedim birden.

"Nereye?" Biraz hareketlendi.

"Doncaster."

"Bundan emin misin?" diye sordu.

"Evet."

"Ama neden?"

•••
Erkenden doktor randevusuna gitmiştim. Doktor bana doğum öncesi hapları,tavsiyeler vermişti ve ultrason çekmişti. Ayrıca hatırladığım kadarıyla ruh hâlimin çabuk değişebileceğini söylemişti.

Hissedebiliyordum.

"Son günlerde daha çok soru sorduğunu fark ettim." dedim Niall'a. "Açıklamama izin verin efendim." Niall kıkırdadı.

"O öldü."

"Ne? Kim öldü? Neden?" diye sordum.

"Bak,anlatmaya çalıştığım buydu. Birkaç gün önce hamile olduğunu öğrendim,kafam karıştı ve endişelendim,sorular sormam gerekiyordu. Anladın mı?" Gülümsedi,nazikçe sırtımı pat patladı.

"Güzel tarafı,çok güzel açıkladın." Sırıttım,kalkmadan önce onu neşeyle ittim. "Ama ciddi olmamız gerekirse Doncaster'a dönmem gerek."

Kafasını salladı. "Neden olduğunu sormayacak mısın?"

"Bugün için çok fazla soru,cevaplaması sinir bozucudur." İnledi.

"Gün boyu soru soruyorsun." Yüzüne bir yastık attım.

"Babanı incitmeyi kes,bu hiç hoş değil." Dedi şakayla azarlayarak.

"Siktir git babacık!" Bağırdım.

"Iyy,bu insest oğlum." Yüzünü ekşitti.

"Senden nefret ediyorum." Gözlerimi devirdim.

"Hayır etmiyorsun." Gülmeye devam etti. "Evet ediyorum."

"Hayatının sonuna kadar bir metres olarak yaşayacaksın." diye sataştı.

Ona orta parmağımı kaldırdım. Ağzımla sessiz bir şekilde siktir git dedim.

"Yaşamayacağım,bir bebeğim var,ve sen hayatının sonuna kadar bir pislik olarak yaşayacaksın." Dilimi çıkardım,yüzünü astı.

"Bu biraz sertti." Ağlar gibi yaptı. "Adamını aramada iyi şanslar." Peşinden gitmeyi mecbur ederek odadan çıktı.

"Hhayyıır! Niall,beni bırakmaaa!" Dramatik bir şekilde yavaşça koştum ve sırtına atladım.

"T-Tanrım,ağırsın!" İnledi.

"Senin odanda uyuyabilir miyiz?" diye sordum.

"Tabiiki de ,hamile arkadaşım için ne olursa." Kıkırdadı.

Ama güldükten sonra yüzü birden ciddi bir hal aldı.

"Sorun ne?"

"Harry." dedi.

"Niall?"

"Eğer sen ve Louis beraber olursanız ya da bebek doğarsa sen-" Durdu.

"Ne?"

"Lütfen beni unutma." Bana baktı.

"Çok salaksın. Seni tabiiki de unutmam,sahip olduğum tek şeysin." Onu kendime çektim ve sıkıca sarıldım.

"Şey yapabilir miyiz-" Birden durdu.

"Ne yapabilir miyiz?" Diye sordum.

"Sonsuza kadar en iyi arkadaş kalabilir miyiz?" Dedi sanki dördüncü sınıftaymış ve en iyi arkadaşını bulmuş gibi.

"Evet."

"Son olarak şey-"

Tamam,neden her cümlede duraksamak zorundaydı?

"Ne Niall?"

"Çocuğuna benim adımı verir misin?" Güldü.

"Hayır." Koluna vurdum.

"Neden olmasın?" Üzgün gibi davranarak yere baktı.

"Çünkü benim çocuğum bir patates değil."

"Pislik."

Mommy Styles | Larry Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin