OKUL HAYATI 2

OKUL HAYATI 2- 11.bölüm

Öykü kafasını eğmiş cevap vermeden duruyordu. Damla, Öykü'nün kafasını kaldırdı ve "Bir şey söylesene Öykü. Yaa sana söylüyoruz sana!" dedi. Öykü okula doğru koşmaya başladı. Duru Hoca "Sizin haberiniz yok muydu?"dedi. Bizde cevap vermeden Öykü'nün peşinden gittik. Buraylar Öykü'yü koridorun sonuna kıstırdılar. Kıza hep bir ağızdan bağırmaya başladılar. Bende Öykü'nün önüne geçip "Kendinize gelin be! Kız bizim için sırf bizden ayrılmamak için söyledi yalan. Başka ne için olabilir, ne olabilir başka!"dedim. Hani bir deyim vardır ya öfkeyle kalkan zararla oturu diye, işte bizimkilerde aynı bunu yaptılar. Öykü'yü alıp tuvalete götürdüm. Yüzünü yıkadıktan sonra sınıfa götürdüm. Ders zili çalmıştı ama hoca henüz girmemişti. Bizimkilere "kıza çok ayıp ettiniz. Bence özür dileyin."dedim. Buray "Tabiki dileyecez."dedi. Dere çıkış bizimkiler Öykü'den özür dilemek için yanına gittiler. Bora sırasında oturmuş camdan dışarı dalgın dalgın bakıyordu. Okulda genellikle hep yalnız takılıyordu. Yanına gittim. Tam elimi omzuna koyacakken ayağa kalktı. "Benden uzak dur."dedi ve sınıftan çıktı. Anlam veremedim ve peşinden gittim. Kolundan tutup çevirdim. "Ne oldu,neye atar yapıyosun?"dedim. Bora "kolumu bırak"dedi. Bağırmaya başladım "Bırakmayacam Bora!"dedim. Bora "umrunda mıyım he? Umrundamıyım Ceren!"dedi. Okul bizim sesimizle yıkılıyordu. Etraftakiler bize bakıyorlardı. "Umrumda olmasan şu an burda olur muydum? Sana yardım etmek isteyende suç zaten. Ne halin varsa gör!"dedim. Neden böyle yaptı anlayamadım. Bir hata yaptım desem yapmadım. Ha yardım etmek suçsa, evet yaptım. Bizimkiler peşimden geldi. Neler olduğunu sordular. Olanlara anlattım ve onlarda anlam veremedi tabiki. Buray "o kim ki seni üzüyo kendi kendine salak salak hareketler yapıyo. Ben göstertecem ona."dedi ve sınıfa hızlı adımlarla yürümeye başladı. Hepimiz peşinden koştuk. Sınıfa geldiğimizde Buray, Bora'yın tuttuğu gibi duvara yasladı. Bora'da, Buray'ı itti. Buray "Olum senin bu tavrın kime lan! Kız sana yardım etmeye calışıyo  mal!"dedi. Bizimkiler Bora'nın aile içi sorunları olduğunu zannediyorlardı. Yani peşlerinde silahlı adamların olduğunu bilmiyorlardı. Duru Hoca sınıfa koşarak geldi "Ne oluyo yine be! Eğlencen bitti eşkiyalığa mı başladın Buray "dedi. Bunu duyan Buray sıranın üstündeki şişeyi yere fırlatarak Duru Hoca'nın dibine kadar girdi. Gözlerini kocaman açtığı için içi kızarmıştı. Hızlı hızlı nefes almaya başladı. Duru Hoca espiri şeklinde "Bora'ya dalacağın gibi bana da mı dalacan. Gel dal hadi."dedi. Sonra ciddileşerek. "Kavga gibi saçma hareketleri sadece kendini bir şey sanan, dik kafalı olan, eşkiya olan ve vicdansız insanlar yapar."dedi. Buray sınıftan çıkıp gitti. Bizim Tayfa ve Bora peşinden gittik. Duru Hoca nereye, diye bağırdı bize ama kulak basmadık. Buray'ı takip ederek mahalle parkına kadar geldik. Bora, Buray'ı kavradığı gibi parktaki basket sahasının tellerine yapıştırdı. O sırada siyah bir araba korna basarak yanımızda durdu. Arabadan inen iki adamdan bir tanesi "OoOo Bora Bey kavga var ve bizi çağırmıyosun. Aşk olsun"dediler. Bu adamlar Flaş'ın peşinde olan adamlardı galiba. Bora "arıyorum hala neyi anlamıyosunuz. Getiricem en kısa zamanda."dedi. Adamların yüzü birden ciddileşti. "Verdiğmiz süre doldu lan. Daha ne kadar uzayacak bu işi."dedi. Bora "az kaldi lan şerefsizler!"dedi. Bende Bora'ya doğru yaklaşmak isteyince bana geri dur, diye bağırdı. Adamlardan bir tanesi Bora'nın bu sözüne kızmışlardı. Adam cebindeki bıçağı açtı ve tam Bora'nın karnına sokacakken Buray önüne atladı. Hepimiz çok şaşkındık ve korkuyorduk. Bora, Buray yere düşmesin diye ona sarıldı. Adamlar ise kaçtılar. Bora titrek bi sesle "sa..sa... Sakın bu...bu...Buray.""diye konuşuyordu. Bizde şaşkın bir ifadeyle olanları izliyorduk

12. Bölümde görüşmek üzere...