SELİN
Öğlene doğru uyandığımda ağrılarım hafiflemişti ali ise odada camın önündeki koltuklardan birtanesine oturmuş yağan yağmuru dikkatlice izliyordu
"Niye burdasın"
Diyerek dağıttım dikkatini elindeki kahvesini sehpaya bırakıp yanıma geldi
"Seni merak ettim"
"Neden"
"Çünkü seni seviyorum ve değer veriyorum"
Üzerindeki t-shirtini çıkarttı
"Bak"
Dedi gülümseyerek
"Senin sırtındaki yaralar bendede var"
Ciddi ciddi sırtında 8 tane yaralar vardı
"Ne yalan söyliyeyim şuana kadar yaptığın en doğru şey tebrikler"
Yanıma oturdu
"Bende istemezdim böyle olsun"
"Ama oldu"
Dedim burukça
Sırtını başlığa yasladığında küfür savurdu
"Acıyormu"
Dedi kendine rahat bir pozisyon ararken
"Acıyor tabi ama dedim ya içime açtığın yaraların en küçüğü bu"
"Özür dilerim"
Dedi tekrardan yemin ediyorum bu adamın içinde 3-4 tane ali vardı
Birisi kızgın birisi zarar veren birisi uysal diğeri ise aşık
Ben anlamıyordum tam bir psikopattı
"Dileme istemiyorum özrünü"
"İlk uzun ve sakin konuşmamız"
Komodinin üstündeki kremi eline aldı
"Süreyim iyi ol yaraların düzelsin başka birşey istemiyorum"
Onayladım ne olursa olsun yaralarımın düzelmesi gerekiyordu vücudumda leke yapmasını istemiyordum
Sırtıma nazik dokunuşlarıyla sürdü kremi iyice yaydı masaj yaptı ağrılarıma iyi geliyordu
İşi bittiğinde elinde kalan kremi omzuna sürdü
"Senden nefret etsemde çektiğin acıyı biliyorum dön"
Dedim parmağımla işaret ederek kremi elinden aldım ve o oturur pozisyondayken ona sade bir şekilede sürdüm masaja yada başka birşeye gerek yoktu ona yaptığım bu iyilik bile fazlaydı
"Bunu aklına yaz sana yaptığım ilk ve son iyilik şimdi git"
Dedim tekrardan ona biraz yaklaşıp aynı anda mesafemi korumam gerekiyordu
Bundan faydalanacaktım
ALİ FLASHBACK SABAH (SELİN UYURKEN)
Elime selinime vurduğum o lanet kemeri aldım ve aşağıya indim
"GÖKHAN"
Diye seslendim kapının önündeki korumalarımdan birtanesine
"Buyrun ali bey"
Elimdeki kemeri uzattım
"Tut şunu"
T-shirtimi çıkarttım ve sırtımı döndüm
"Sırtıma tam 8 kez vurmanı istiyoeum bununla şimdi"
"Ama ali-"
"BANA KARŞI GELME BANA VUR"
"Ali bey-"
"VUR"
"Pekala"
Elindeki kemerle tam 8 kere sırtıma indirdiğinde selinimi anlamıştım ne olursa olsun bunun zerresini haketmedi
"Şimdi çık dışarıya birisine bahsedersen yemin ediyorum seni çok fena öldürürüm"
T-shirtimi giydim ve mutfağa ilerledim dağılan saçlarımı düzelttikten sonra kendime bir kahve yaptım salonda 2 bardak içtikten sonra 3. Bardağımda odamıza çıktım camın kenarına oturdum ilk baş tek manzaramı meleğimi izledim aralıksız ardından hareketlenince bakışlarımı cama çevirdim
GÜNÜMÜZ SELİN
"İstanbula dönecekmiyiz"
Diye sordum odadaki koltuklarda oturan aliye
"Bilmem bakarız"
Çocukmuşum gibi elime bir tablet vermişti
Gerçi hoş sevdiğim dizileri ve filmleri tekrar tekrar izliyordum fakat bir yere kadar hoş geliyordu bir süre sonra sıkılıyordum doğal olarak
Tableti kapatıp ağrıyan sırtım için inledim
"Aghhhhğğ"
Hemen kalkıp yanıma geldiğinde
"Gelme gelme istemiyorum"
"Ama-"
"Gelme dedim"
Durduğu yerden acı çekişimi izliyordu ama aslında abrtılacak birşey değildi
"Acıktım ben"
Dedim yatakta doğru pozisyonumu ararken
"Tamam tamam ne yaptırayım ne istiyorsun söyle kocana"
"Karı koca muhabbetinden bahsetmemeni istiyorum"
Diye cevapladkm onu
"Tamam sorun yok"
"Çorba istiyorum ezogelin"
Bir telefon açıp geri geldi odaya
"Bana bak biraz uyuyacağım eğer saçımın teline dokunursan"
Ellerini kaldırıp yerine oturdu
Ben onunla konuşuyor olabilirdim ama somurtuyordum soğuktum asla bir tebessümüm yoktu...
