28.BÖLÜM

8.5K 178 19
                                    

SELİN
Hava kararmıştı çoktan saat gece yarısını geçmişti ben uyudum uyuyacaktım neredeyse ali sürekli benim uyuyabileceğimi kendisinin beni taşıyacağını söylesede uyumamak için direniyordum havaalanına gidecektik fakat daha vardı bu yüzden bekliyorduk
"Tamam gidelim"
Dedi ali elindeki telefonum saatine bakarken ben büyük bir halsizlikle yerimden kalkarken oda pasaportları alıyordu
"2 gidip 3 döneceğiz"
Dedi gülümserken ben ise takmamıştım onu yaklaşık 9 ay kalacaktık londrada

----

Havaalanına geldiğimizde o iğrenç soğuk havayla karşı karşıyaydım üşüyordum
Bebeğimde üşüyormudur üşümesin
Üzerimdeki monta dahada sarıldım.karnımı korumak istercesine ali bavulları indirdikten sonra içeriye girebilmiştik hamile olduğum için girişteki elektronik şeylerden geçmemiştim
Pasaport kontrolüydü uçağa binmekti derken kendimi uçakta uykuya dalmak üzereyken buldum
Gitti gidiyor . Com gibiydim heran gidebilirim
"Hadi artık uyu"
Dedi çatallaşmış sesiyle
Koltuğumu geriye yatırıp  boyun yastığımı taktım ve gözlerimi kapattım
Ali rahat edebilmemiz için vip bölüme bilet almıştı ne yalan söyleyeyim bende vip bölümünü çok seviyorum burda gürültü yapabilecek tek kişi sensin
Uykuya dalacağım sırada omzumda hissettim kafasını
"Napıyorsun kalk"
"Uyuyacağım sadece korkma yemem"
Yorgun olduğum için tartışacak modda değildim
Gözlerimi kapattım ve saçlarındaki koku burnuma dolarken uyumaya çalıştım

----
Alinin beni dürtmesiyle uyandım
"Kalk hadi uçak inicek birazdan"
"Off bırak uyuyacağım"
Diye mızmızlandığımda güldüğünü gayette iyi duymuştum
"Gülme"
Dedim kısık çıkan sesimle
"Kalk hadi bak bırakırım seni"
"Ay bırakırsan bırak sanki severek geldim"
Dürtmeye devam ederken sonunda gözlerimi açıp dönmüş olduğum sırtımı geri çevirdim
"Öff tamam be kalktık"
----
Yeni evimize girdiğimde şaşırmadım desem yalan olurdu herşey hazırdı evden gelen yeni kokusu herşeyin daha yeni hazırlandığını belirtiyordu
İyide bu bunları ne zaman halletmişti
Anlamıyordum
Alinin adamları bavullarımızı odamıza taşırken yardımcılarıda peşlerinden gidiyordu
"Acıkmışsındır"
Dedi ali koca evin bahçesini işaret ederken
Açtım şimdi ne yalan söyleyeyim ben burda iki canlıyım camlı kapıdan bahçeye çıktım boydan boya uzanan koca masa donatılmış halada birşeyler ekleniyordu
"Oha yerim ben"
Masanın tam ortasındaki sandalyeyi çekip oturduğumda bana gülüyordu
"Bir anlaşma yapalım ali"
Karşıma otururken devam et diye işaret etti
"Benimle muhattap olma aramız iyi olsun en azından muhattap olmazsak daha iyi olurum"
Elimdeki nutellalı ekmeği ağzıma atarken
Başıyla onayladı
"Pekala sen iyi olacaksan"
Masayı silip süpürmüştüm resmen
Güzel kahvaltının ardından odamıza çıktım
Ne yazıkki yine aynı odadaydık
"Telefonunu verirmisin"
Dedim aliye bakarken
"Niye"
"Savaşla konuşacağım"
"Olmaz"
"Saçmalama bi istersen daha kaçma gibi bir şansım kaldımı"
Bir süre düşündükten sonra hattını yurt dışı hattıyla değiştirip bana uzattı
Rehberinden savaşı bulup aradım alinin yanından ayrılıp evin terasına çıktım

TELEFON KONUŞMASI:SAVAŞ

"Kuzen"
Diye açtım telefonu
"Selin selin iyimisin birtanem"
"Savaş ben gayet iyiyim merak etme"
"Bu numara yurt dışı için değilmi selin nerdesiniz siz"
"Savaş yurt dışındayız ama kendi rızamla geldim sorun yok"
"Selin bak bunları zorla söyletiyorsa-"
"Savaş o adam bana asla zorla birşey söyletemez tanıyamadınmı kuzenini"
Güldüm mutluymuş gibi hissettirmek için
"Selin bak iyisin değilmi sıkıntı yok"
"Savaş benim sana birşey söylemem gerekiyor ama babama asla söylemiyeceksin"
"Baban seni çok merak ediyor selin her seferinde birşeyler diyip erteliyorum ama bahanelerim bir yere kadar"
"Savaş biz londradayız ve"
"Ve?"
Dedi sorarcasına
"S-savaş of nasıl söyliyeceğimi bilmiyorum"
"Selin söyle"
"S-savaş b-ben h-hamileyim"
Savaş sustu bir süre nefes alış verişlerini duyuyordum sadece
"S-selin sen ne diyorsun"
"Savaş-"
"S-selin ne diyorsun DEDİM"
Gözümden yaş düşmüştü
"Savaş l-lütfen"
"Yarın geleceğim ve seni alacağım o bebekten kurtulacağız anladınmı beni senin daha yaşın kaç selin hamileyim NE DEMEK"
"Savaş gelme ben kurtulmak istemiyorum küçücük bir cana kıyılırmı savaş gelme lütfen"
"SELİN GELİCEM DEDİM BİTTİ"
Telefonu kapattığında terastaki salıncağa oturmuş ağlıyordum
Kısa sürede ali görüş açıma girdiğinde göz yaşlarımı sildim
"Selin noldu sana"
Dedi elimdeki telefonu alırken yanıma oturdu
"S-savaş yarın geliyormuş"
Aliye döndüm ve  o anki üzüntü ile elini sıkıca tuttum
"O bebekten kurtulacağız dedi ali ben istemiyorum kurtulmak bu küçücük canın günahı yok"
Ali önce tuttuğum eline baktı sonra ise boşta olan eliyle yanağımı sildi
"Tamam ağlama hallederiz"

AŞK MI BU? +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin