Çorba İnsanı Isıtır, Sen Benim Çorbamsın

5.2K 603 304
                                    

Chanyeol sabah uyandığında diğerleri kulübede yoktu. Yüzünü yıkayıp tembel tembel dişlerini fırçaladıktan sonra üzerine hırkasını attı ve dışarı çıktı.

Gölete doğru yürüyüp güzel havayı içine çekerken çoktan yerinin kapılmış olduğunu gördü. Dikkatli baktığında oradakilerin kendi arkadaşları olduğunu gördü ve hızlı adımlarla ilerledi.

Oturmuş orada kahvaltı yapıyorlardı ve Baekhyun da aralarındaydı. Chanyeol, saçları oldukça yumuşak görünen Baekhyun'u gördüğünde gülümsedi. Kum taneleri gibi en ufak bir rüzgarda bile uçuşuyorlardı. Ve ince, uzun boynuna geçirdiği boğazlı kazak Chanyeol'un nefesinin kesilmesine neden olabilirdi.

"Günaydın! Neden dikiliyorsun öyle?"  Sonunda Baekhyun ona oturması için yer açtığında Chanyeol kızardığını hissediyordu.

"Neden beni de uyandırmadınız?"

Jongdae ona sinirli sinirli bakan Chanyeol'a gülümsedi. "Baekhyun uyandırmamamızı söyledi."

"Neden?"

Baekhyun yere bakarak önünde duran birkaç çimi çekiştirdi. "Benim yüzümden dün hiç uyuyamamıştın, uykunu al istedim."

Chanyeol o tarafa esen tatlılık rüzgarına gülümsedi. Arkadaşlarının ona sinsi bakışlar attığını gördüğünde öksürdü ve bakışlarını Baekhyun'dan çekti.

"Hava da soğuk biraz.." Kyungsoo gülerek omzuyla Jongin'i dürttü. "Üzerindeki ceketi veren biri olsa ne güzel olurdu..."

Jongin mesajı aldığında gülerek ceketini çıkarttı ve Kyungsoo'nun omuzlarına bıraktı. Kyungsoo sıkıca cekete sarılıp başını Jongin'in omzuna bastırdı ve Baekhyun'a baktı.
"Sen üşümüyor musun Baekhyun?"

Baekhyun sabah çorbasını içerken başını kaldırdı ve Kyungsoo'ya baktı.
"Ben mi? Şey..."

Birkaç saniye etrafa bakınarak rüzgarı hissetmeye çalıştı.
"Biraz serin ama çok da üşütmüyor."

"Tüh, keşke senin de üzerinde bir hırka olsaydı."

"Neyse, çorba içiyorum. Sıcak yani."

Jongdae birden Chanyeol'un sırtına büyük bir yumruk geçirdi ve kulağına eğildi.
"Kyungsoo on saattir sana ortam hazırlıyor be! Hırkanı ver hırkanı!"

Chanyeol anlamaz bir şekilde etrafa baktığında Baekhyun dışında diğerlerinin gözlerini ona diktiklerini gördü.
"A- şey, ben mi? Pekala, ben..."

Kendi kendine konuştuğunda Baekhyun da kafasını ona çevirdi.
"Ne?"

"Yani... Hırka." Baekhyun hala ona saçma bakışlar atarken Chanyeol hırkasını çıkardı ve elleri titrerken Baekhyun'un sırtına bıraktı.

Yaptığı şey garip hissettiriyordu, keşke bundan diğerlerine bu kadar erken bahsetmeseydi.  "Baekhyun, domatese dönüyorsun..." Jongin şeytani bakışlarla konuştuğunda Baekhyun panik oldu ve elindeki tabağı gösterdi.

"Çorba çok sıcaktı da."

"Hm-hm."

Büyük bir sessizlik olduğunda Chanyeol bakışlarını Baekhyun'a çevirdi. Baekhyun'un gülümseyerek üzerindeki hırkayla iyice sokulduğunu görebiliyordu. Bakışları buluştuğunda Baekhyun gülümsedi.
"Teşekkür ederim. Hırka için.."

"Rica ederim. Hırka için.."

Onlar birbirine gülümserken diğerleri kahkahayı basmıştı. Chanyeol rahatsızca kendine bir kahve doldurdu ve ayaklarını göle doğru sallandırdı.
"Bebeğim, biz odaya mi gitsek?"

Son of Aphrodite || ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin