Final

6.2K 610 642
                                    

Bölüm şarkısı: Tamino- Indigo Night

*********
Baekhyun ve Chanyeol her zamanki gibi göl kenarında oturmuş manzarayı izliyorlardı. Baekhyun başını Chanyeol'un dizine yaslamıştı ve Chanyeol da onun saçlarıyla oynuyordu.

"Hey, uyuyayım deme Baek!"

"Ama uykum var! Baksana, Jongin ve Kyungsoo çok tatlı görünüyor." Birlikte çimlerin üzerinde onlar gibi uzanıp uyuyakalmış çifti izlediler.

"Onları uyandırayım mı?" Chanyeol kenardan bir kozalak alıp Jongin'in kafasına fırlattığında Baekhyun küçük bir kahkaha attı.

"Sayende uyanıyor zaten."

"Uyandılar mı?"

"Uyanıyor."

******
"Uyanıyor efendim!"

"Ne demek uyanıyor?! Çekilin bakayım!" Suho önündeki Kyungsoo'yu iterek yatakta kıpırdamaya başlayan Baekhyun'u inceledi.

"Baekhyun! Çocuğum!" Onu heyecanla sarstığında Baekhyun yavaşça gözlerini açtı. Yatakta sersem bir şekilde doğrulduğunda etrafındaki büyük kalabalıkta bir alkış koptu.

"Ne..?" Baekhyun şaşkınca etrafına bakarken sırtındaki acıyla gözlerini kapattı. Kafasını çevirerek acının nerden geldiğini anlamaya çalıştı.

"Kanatların kesildi." Baekhyun duyduğu kelimelerle ağzı açık bir şekilde Kyungsoo'ya baktı. Kendisine uzatılan suyu içerken olanlar yavaş yavaş aklına gelmeye başlamıştı. Olan savaş, abisinin kopuk kafası, alevlerin içine düşen Sehun, tamamen başka birine dönüşen Chanyeol...

"Ne oldu? Savaş...?"

"Hades yaklaşık iki asırlık süreyle Zeus'un evinde hapis. Tanrılar için kısa bir süre ama bizim için gayet güzel."

Baekhyun içindeki mutlulukla yataktan kalkmaya çalıştı.
"Peki... Chanyeol?" Sorarken korkuyordu. Nasıl bir cevap duymak istediğini bilmiyordu. Nasıl bir cevaba hazır olduğunu da bilmiyordu.

"Başka kulübede."

"İyi mi?!"

"Gayet iyi."

Baekhyun hızlıca yataktan indi ve duvara tutundu. Kyungsoo da dahil olmak üzere etrafındakiler koluna girerek destek verdi.
"Chanyeol'u görmek istiyorum."

"Biraz kendine gelmeyi bekleseydin?"

"Hayır!" Baekhyun şu an ne sırtındaki dayanılmaz acıyı, ne de kalbindeki derin yarayı düşünüyordu. Chanyeol'u görmek, istediği tek şeydi. "Lütfen, onu görmek istiyorum."

Kyungsoo sonunda pes edip onu yavaş yavaş yürütmeye başladığında Baekhyun gülümsedi. Birlikte Athena çocuklarının kulübesine girdiklerinde Baekhyun köşedeki yatağı fark etmişti. Oradaydı işte, yine boyu yatağa büyük gelmişti.

Baekhyun hangi duyguyu hissettiğini anlamadan yatağın yanına koştu. Dizlerinin üzerine çökerek kafasını Chanyeol'un karnına yasladı. Yanakları hatırladığı gibi şişkin değildi, saçları hatırladığı gibi parlak ve kabarık değildi. Çökmüş durumda görünüyordu. Dudakları kurumuş ve çatlamıştı. Canı nasıl acıyorsa, uyurken bile kaşları çatıktı.
Baekhyun bunların kendisi yüzünden olduğunu düşünerek derin bir iç çekti. Acaba uyanınca onu hatırlayacak mıydı? Yoksa hala kendini başka biri mi sanacaktı?
Peki eğer hatırlarsa, deli gibi sevdiği sevgilisini mi hatırlardı yoksa hain birini mi?

Baekhyun kafasında düşüncelerle boğuşurken gözlerini sildi ve Chanyeol'un elini tutarak öptü.

Arkasından gelen ağlama sesiyle kafasını çevirdi. Kyungsoo onlara bakarak burnunu çekip duruyordu. Baekhyun şaşkın bir ifadeyle ona baktı.
"Kyungs-" Kyungsoo susmasını işaret ederek yanlarından ayrıldı. Baekhyun hızlı bir şekilde elini Chanyeol'un yüzünde dolaştırdı ve Kyungsoo'nun peşinden gitti.

Son of Aphrodite || ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin