Kerem'in suda çekmişi...

5.7K 209 17
                                    

Mutfağın penceresinden, bahçe kapısından giren Kerem’in arabasını görür Zeynep. Kapıya doğru ilerlerken artık alışkanlığı olduğundan aynaya bir göz atıp saçlarını düzeltir. Kapıyı açıp Kerem’in arabayı park edip gelmesini beklemeye başlar. Yaklaşık iki yıldır evlidirler. Zeynep, ilk günden beri küçük detaylara çok önem vermiştir. Kerem’in yalnız geçen yıllarının acılarını silmeye en azından artık o acıları yaşamamasına olağanüstü özen göstermektedir. Eğer, Kerem geldiğinde evdeyse mutlaka, o daha çalmadan kapıyı açıp kocasını karşılamayı alışkanlık edinmiştir. Herhangi bir yere, sıradan bir eve değil yuvasına geldiğini hissetmesini istemektedir. Üstelik, iki gündür Kerem iş nedeniyle şehir dışındadır ve Zeynep onu çok özlemiştir.

Kerem, evin verandasına çıkan üç dört basamağı atlayarak çıkar. Kapıda gülümseyerek kendisini bekleyen Zeynep’e sımsıkı sarılır.

Z – Hoş geldin hayatım!

K – Mmmmmm, kokunu özlemişim…

Başını Zeynep’in saçlarının arasından zorla çeker ve karısının omzuna elini atar sarılarak içeri girerler. Kerem, ayağıyla kapıyı itip kapadıktan sonra Zeynep’i kapıya yaslar ve onu özlemle öper. Sonra eli karısının karnına gider: “Ne haber, küçük adam? Özledin mi babayı?” Sanki söylenenleri işitmiş gibi içerden bir tekme gelir. Her ikisi de kahkahalarla gülmeye başlarlar.

K – Hımmmm, tek vuruş… Evet mi hayır mı acaba?

Z – Tek vuruş, evet. Hayır için iki kere tekmeliyor.

Gülüşerek salona ilerlerler. Zeynep’in hamileliğini öğrendiğinden beri Kerem’in ilgisi iyice artmış hatta zaman zaman Zeynep’i çileden çıkarır hâle gelmiştir. Aslında sadece Kerem değil, çevrelerindeki herkes Zeynep’e göre biraz aklını kaçırdığından, kendi aklını korumak bazen Zeynep için zorlaşmaktadır.

Zeynep’in yemek hazırladığını görünce Kerem “Ben bir duş alıp geliyorum, güzelim!” diyerek yukarı çıkar. O sırada Zeynep’in telefonu çalar. Arayanın Yağmur olduğunu görünce gözlerini devirir Zeynep:

Z -  Merhaba canım!

Y – Merhaba, ne haber? Her şey yolunda mı? İyi misin?

Z – Ya, bir nefes al. İyiyim, yok bir şey…

Y – Haaa, iyi! Yalnızsın ya aklım sende. Bir arayayım dedim.

Z – Yağmur! İki saat önce aradığında da aynı cümleleri kuruyordun.

Y – Öfff ya! Tamam ama Kerem yok ya tek başınasın diye meraklanıyorum işte! Hem giderken Kerem…

Z – Hepinize sıkı sıkı tembih etti. Biliyoruz! Ya ne diyeyim ki ben size hepiniz o beyinsiz kas yığınının aklına uyup soluk aldırmıyorsunuz ya ne diyeyim! Neyse görevini başarıyla tamamladığını söylerim ben beyefendiye. Sen merak etme! Bu nasıl iş anlamadım. Yükü ben taşıyorum bütün hamilelik semptomlarını Kerem gösteriyor. Aslında hepiniz…

Y – Aaaaa, Kerem geldi mi?

Z – Geldi, az önce geldi. Hadi kapa şimdi telefonu, işim var!

Yağmur bilmiş bilmiş gülerek “Tamam” deyip kapar telefonu. Zeynep başını “Ben bunlarla ne yapacağım?” diye başını sallayarak yukarı çıkar.

Zeynep gelen su sesinden Kerem’in hâlâ duşta olduğunu anlayınca gülümser. Banyoya yönelir, üzerindekileri çabucak çıkardıktan sonra duşakabinin kapısını açarak içeriye girer. Kerem, suyun sesinden onun geldiğini ilk anda fark etmemiştir. Zeynep, ellerini onun beline dolar. Omzuna bir öpücük kondurur. Kerem, bir an şaşırıp hareketsiz kalır sonra ağır ağır Zeynep’e döner, yüzü gülümsemeyle aydınlanır. Zeynep’in kulağına “Dayanamadın değil mi?” diye fısıldar. Zeynep cevap olarak onun dudaklarına uzanmıştır bile. Kerem, Zeynep’i kucaklayıp bacaklarını kendi beline dolar. Elleri, Zeynep’in boynundan göğsüne doğru kayarken dudakları ellerinden boşalan boynuna kapanmıştır, çoktan. Zeynep, gözlerini kapayıp onun başını kendine doğru iyice çekerken “Çok özledim, seni!” diye fısıldar.

EVLİ /MUTLU / ÇOCUKLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin