BÖLÜM 8: Sen Doğru Ben Bayağı Yanlış BAY DOĞRUYLA BAYAN YANLIŞ.

8 1 0
                                    

Eve giderken korkuyordum, benimsemiştim o evi o adamı sarılıp bırakma beni diye ağlamak istiyordum göğüs kafesimi çıkarıp ellerine vermek istiyordum, bak! Sen bende bu kadarsın burası senin evin gidersen bu kadar yer boş kalacak demek istiyorum ama yapamam ben bu adamı mutlu edemem ben ve o aynı değiliz ben bu kadar oturaklı bir insan olamıyorum zorlayınca abuk subuk şeyler çıktı meydana bir keresinde bana gülme demişti arkadaş ortamında gülmemek için zorlarken kendimi dayanamayıp ağzımdaki suyu püskürmüştüm, ben gülmeyi seviyorum gezmeyi seviyorum, tarzımı seviyorum ve bu adama farklı tanıtmadım kendimi bana sen küçük bir kız çocuğu gibisin büyü biraz diyordu sürekli ama ben büyümek istemedim ki hiç, çok oturaklı insanlar tanıdım hükümet suratlı hocalarım ve patronlarım oldu, hiç bir zaman hükümdar bir yapım olmadı zaten öyle bir tipim de yok ciddi oluca benim gülesim geliyor çok zorlarsam uykum geliyor somurtmaktan sıkılıyorum ben... He bi de kıyafet konusu var tabi siyah beyaz bir takımın altına yeşil pullu çorap giyebilecek bir yapıya sahibim ben yada gayet klasik bir gömleğe kırmızı puantiyeli bir gravat takabilirim. Hayat Benim için renkli ama o benim gri olmamı istiyor büyümek gri olmak gibi birşey herkesleşmek, mesela annesinin elinden tutup ağlaya ağlaya yürüyen birini görürseniz o bir çocuktur ve ya parkta kahkaha atarak sallanan birini görürseniz o da çocuktur çünkü büyükler duygularını göstermez! Ağladıklarında herkesten kaçarlar eğlendikleri zaman bile tebessüm bırakırlar gözlerinden yaş gele gele (anıra anıra) gülen büyük birini görürseniz o muhtemelen çok sağlam bir arkadaş ortamındadır. Bide bu olay cepteki parayla doğru orantılı tabi şimdi eğer zenginsen ve babadan gelen bir şımarıklığın yoksa ya da tiki bir kız değilsen takım elbiseyle kuşanmış kravat ile bağlanmış bey amca veya hanım teyzesindir bu tür insanlar gülmez sıçmaz osurmaz evrenin ikinci bir harikası robot olarak yaratılmış teknolojiyle donanmışsındır. Bu tür insanlardan nefret ediyorum bu insanların tek bildikleri şey başarı ikinci bir dil bilmiyorsan seninle muhatap olmazlar, ay nolur olsunlar.. Ama bence her insanın bir rengi olmalı kırmızı, sarı, pembe.. Ben maviyim ve mavi olarak kalıcam tamam griye aşığım ama griye bürünmek istemiyorum, ben onu gri olarak sevdiysem oda mimiyi mavi kabul edecek yada bu aşk burda bitecek. İlk defa aldığım karardan bu derece memnundum kiii, eve gene kadar...
Eve girdiğim anda sarıldı böyle bir sarılış yok özledim demeden satırlarla konuştu sanki 'çok korktum' dedi birden, kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda 'gelmeyeceksin sandım, her gün işten geldiğimde komedinin üzerine bakıyorum parfümünü görüyorum içeride hırkanı görüyorum rahatlıyorum eşyalarını almamışsın beni terk etmemişsin diye çok alıştım sana ben' dedi ardından tekrar sarıldı, inanır mısınız tüm o düşünceler boğazıma tıkılı kaldı çünkü bende çok özlemiştim bu adam öküzdü sevdiğini söylemiyordu ama çok güzel hissettiriyordu öküz!  Biz böyle aşkımızı enlerde yaşarken kapı çaldı, bir açtık kapıyı merinos gelmiş, 'Bitti!' dedi içeriye bavulunu sokmaya çalışırken, sorduk mu dicektim de dayak yerdim çok sinirliydi, neyse bu bi anlatmaya başladı işte kepçe buna öyle demiş bu bunun ağzına burnuna böyle sıçmış ben dedim 'size bir kahve yapayım sinirlerin yatışsın senin sende özlemişsindir. 'dedim hafif kur yaparken merinos bana bir hışımla baktı 'arkadaşın burda acı çeksin sen orda aşk yaşa!' dedi. Sinirli sinirli,, 'iyi be tamam' dedim içeri geçtim, ben kahveleri yaparken bunların muhabbet koyulaşmış benimki buna beni şikayet ediyor merinos kendi manitasını benimkine şikayet ediyor filan,, ilerlerleyen saatlerde bir film izleyelim dedik ben ortadayım minibüsçü yarimi filim sarmadı benimle oynuyor, merinos desen gerilim filminde ağlıyor böyle saçma bir ortam anlayacağın, merinos döndü bana 'doğum gününde yaklaşıyor MİMİ?' dediği anda bir sonra ki adımını bildiğim arkadaşıma kitlendim merinosu biraz tanıyorsam bu işin arkasından bir bomba gelirdi, ve geldi.. Nefesler tutulmuştu filim bırakılmıştı ve merinosun ağzından pimi çekilmiş bomba çıktı 'parmaklarına da gider diyorum bi tektaş' ohaaa çüşşş brrr höst benim gözler büyümüş kocaman olmuş okula yazılacak çağa gelmişti hiç aklımda yoktu açıkçası bizimkine bir döndüm filmi izlemeyen adam filme kitlenmişti zannediyorum ki onunda aklında yokmuş.. Önce bir içerledim ama sonra zaten bir türlü oturturamadığım bi ilişkiyi bu kadar ciddiye bindirmenin bir anlamı yok diyerek rahatladım yada kendimi rahatlattım bilemiyorum...
Ertesi gün beyimizi işe göndermeye kalktığımda merinos gitmişti aradım hemen aceleyle gece barışmış bunlar gelmiş almış kepçe bunu, ay bizimki bu duruma bir içerledi sanki kızı evden kaçmış, o saate nasıl gider vay efendim başına bir şey gelseydi falan sabahın beşinde bir ton tartıştık neyse ki her şey eskiye dönmüştü biz yine kedi köpek olmuştuk.. Ve geçen bir haftanın her günü arkadaşlarım beynime yüzük alacağını işledi aslında onlara kulak asmadım ta ki o malum güne kadar bir gün bunun yanındayım bu kendine televizyon almış onu kurmaya çalışıyor bende tırnak törpülüyorum bu döndü bana birden, 'ya senin parmakların ince mi?' diye sordu sonra baktı ölçtü bu döndü işine devam etti. Ay o andan sonra dedim ki bu bana yüzük alacak ay napsam diye beni ateş sardı hayır çok erken evlilik için ama ne bileyim hiç yüzük takmadım ben, neyse başladım ben buna iyi davranmaya ama görmen lazım pastalar mı yapıyorum, ne zaman istese kahvesini mi yapmıyorum gömleklerini hepsini mi ütülemedim.. Kızlara da haber saldım yüzüğüm geliyor diye, instagram da paylaşacağım efekte kadar seçmiştim.. Sonra doğum günüm geldi bütün gün aramadı bu ay dedim süpriz yapacak, sonra akşama doğru aradı. 'akşam alayım seni,' dedi. 'tamam önce bi eve geçeyim sonra buluşuruz' dedim kapattım ben eve gittim, hazırlandım bir güzel başladım bunu beklemeye öküz saat 23:00 da geldim çık diye aradı sinirlerim bozuldu giyindim eşofmanlarımı iyiki öyle çıkmamışım planı filan yokmuş. Geçtik bir cafede iki çay içtik. Mevzu çıkarmak için günün dolmasını bekledim baktım kutlamadı bile! Sonra kızmadım da sadece fazla umutlanmıştım kırılmıştım ...  dedim ki, 'sağol ya iiyi ki doğmuşum gerçekten,' baktı güldü yaklaştı.. İşte o zaman şu an bile hala unutmadığım cümleler döküldü dudaklarından, 'SEN HER SABAH UYANDIĞIMDA BENİM İÇİN TEKRAR DOĞUYORSUN VARLIĞINA ŞÜKRETTİĞİM KADIN. İYİ Kİ VARSIN' dedi. Ve dudaklarını yapıştırdı anlıma, ya o kelimeler benim için dünyanın en pahalı tektaşından değerliydi şimdi olsa şimdi de değişmem. Sustum gözlerim dolmuştu. O akşam sarıldı koskocaman o şekilde uyumuş sabah kalktığımda aynı şekildeydi kıpırdamamış bile,.. O zaman emin oldum bu adam beni seviyordu.. Ama ertesi gün bi merak durduramadım kendimi sordum, 'ya geçen gün sen neden parmakların ince mi Diye sordun?' baktı anlamamış gibi sonra hatırladı, 'he o mu? televizyonun arkasında ki fiş için elim gitmiyordu da sen takabilir misin diye baktım' dedi ve kahkayı bastı. 'ama köfte gibi parmakların var tospik' dedi. Igghhh! ÖKÜZ, SIĞIR, BU ADAM!!!

MİMİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin