"Eski bir Aşk Hikayesi."

2.9K 112 83
                                    



'Keşke'lerimiz değil;
'Iyiki'lerimiz olsun daima hayatta.
Ve aşkta..

__________



"Hilal! Nerde?!!!"

"Ne nerde Abla?"

Yıldız küçük odanın içinde deli gibi döndü durdu. Masanın dolaplarından; elbiselerinin aralarına kadar karıştırıp bakıyordu.

"Kağıt parçaları vardı burda! Nerede onlar? Sen mi aldın doğru söyle!"

Sinirle Hilal'in üzerine gitti.

"Sende mi Hilal!"

Hilal yutkundu. Söyleyemezdi. Neden aldığını nasıl açıklardı ki? Izahat edemezdi..

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum abla. Hastaneye yetişmem lazım hem."

Ablasının cevabını beklemeden hızla çıktı evden. Içinde kötü bir his vardı. Yıldız neden sormuştu; neden arıyordu o mektubu? Ne yapacaktı mektupla? Iç geçirdi Hilal. Kokusu yakında çıkardı elbet..

Kordona vardığında adımlarını yavaşlattı. Istemsizce yürürken insanları izlemeye başladı. Izmir yine sımsıcak ve ferahtı; insanlar mutlu ve huzurlu görünüyordu...

"Hilal kızım!" Genç kız ona seslenen adama el etti. "Konstantin Amca!"
Kütüphanenin önüne vardığını fark etmemişti bile.

"Nasılsın!"

"Iyiyim kızım. Bu akşam kütüphaneye gelmelisin!"

"Neden ki? Bir şeye mi ihtiyaç var?"

"Óchi! Seni zevcemle tanıştıracağım."

Hilal tatlı bir tebessüm etti.

"Tamam iş çıkışı uğrayacağım!"

____





Hilal hastaneye vardığında, üzerini değiştirip işine koyuldu. Önce yeni gelen merhemleri ve ilaçları düzenledi, sonraysa teker teker koğuşları gezmeye başladı. Yoğun değildi bugün.

"Hilal..Bugün pek fazla iş yok gibi kızım. En son gelen Yunan Askeriyle ilgilen sen; sonrasında çıkabilirsin istersen."

Azize Hemşire Hilal'e talimatları verdikten sonra düşünceli bir şekilde uzaklaştı. Hilal ise üzüntülü bir şekilde son koğuşa girdi. Annesinin kederini iliklerine kadar hissedebiliyordu genç kız. Ama ve lakin elinden hiçbir şey gelmiyordu.

"Düşüncelisiniz Hemşire."

Hilal esmer askerin önce yastığını düzeltti, sonraysa doğrulmasına yardımcı oldu.

"Bu gibi zamanlarda düşünceli olmak normal değil mi asker?"

Antonios Hilal'in verdiği ilacı bitkin bir şekilde yuttu. Iç geçirdi.. Hilal genç adamı süzdü. Geçen gün aldığı yaralara rağmen gayet güçlü görünüyordu. Hastanede tedbir amaçlı kalmak zorundaydı zaten. Beyin sarsıntısı geçirmişti büyük ihtimalle.

"Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?"

Antonios sırıttı.

"Seninle dans edebilecek kadar iyi."

Hilal meydan okurcasına gözlerini dikti gözlerine.

"Teğmen Leon'u bir daha kızdırmamaya çalışın. Bunun çok daha fenası olabilirdi."

"Sana söyledi mi? Neden bu denli kendini kaybettiğini?"

Hilal kaşlarını çattı. Sahiden neden bu denli kaybetmişti kendini Leon?

Esaret.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin