"Mesafe."

1.8K 109 25
                                    

Merhabalar.
Çok beklettim affedin, SmyrnaYazari tatildeydi! 🙈
Size iyi bir haberim var: önümüzdeki günlerde Esaret bitecek, bu demektir ki bölüm üzerine bölüm gelecek! Takipte kalın, yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar! ❤

_____________





Cephe.

Genç adam toz dumanı içinde öksürerek ilerledi. Aldığı her nefes genzini yakıyor; verdiği her nefes ise soğukta buharlaşıp yok oluyordu. Yürümekten yorulan bacaklarını aldırmadan ilerledi buz gibi havada. Tümsekleri, cansız bedenleri ve etrafa saçılan binbir türlü eşyayı bıraktı ardında. Burnuna tütün  ve yanık kokusu dolarken ekşitmedi yüzünü, sadece devam etti yoluna. Uzaktan gelen silah seslerini duyduğunda, nabzı hızla atmaya başladı. Biraz daha aceleci adımlarla koşmaya çalıştı. Koşamadı. Önüne çıkan engelleri zar zor aşarken, ölü arkadaşlarına bakmamaya çalıştı. Adım adım ilerledi, bir kere bile ekşitmedi yüzünü. Çatmadı kaşlarını. Bu onun mesleğiydi. Bunun için yaşıyordu. Bunun için ölüyordu. Bunun için öldürüyordu. Bunu kendi istemişti...

Kendi mi istemişti?

Leon başını kaldırdığında, kendini cehennemin ortasında buldu. Duman, kir, pas, ölüm... Etraftaki kan kokusu birden midesini bulandırdı. Genç adam dizlerinin üzerine çökerek öğürmeye başladı.

Bunu o istememişti.
İstemiş olamazdı.

____

"Yaşıyorsun." Leon üsse girdiğinde, kumandanının soğuk sesi gecenin soğuğundan daha çok işledi iliklerine. Titrek bacaklarını saklamaya çalışarak başıyla onayladı. "Yaşıyorum. Emirlerinizi bekliyorum kumandan." Derin bir nefes alan yaşlı adam, sıkıntılı bir şekilde baktı Leon'a.
"Yaralı mısın?"
"Ciddi değil."
"Muharebenin durumundan haberdar mısın?"
"Evet, oradaydım."
"Ordan çıkmış olman bir mucize."

Yaşlı kumandan, sıkıntılı bir edayla sigarasını yaktı ve derin bir nefes aldı tekrar tütünü ciğerlerine çekerken. Leon'dan çok, kendisiyle konuşur gibiydi.

"Türklerin yaptıkları... Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Cephaneleri yoktu lanet olasıcaların! Cephanelik! Bir üniformaları yok! Ayakkabıları yok! Nasıl olurda mağlup oluruz.. Aklım almıyor. Türkler bir mucize beklemiş olmalı. Tanrı onlara yollamış olmalı. Çıldıracağım..."

Leon sustu önce. Sonraysa önündeki haritalara, Büyük Yunanistan haritasına baktı. Özenle işlenmiş tahta masanın üzerindeki içkiyle dolu parlak kadehe, yaşlı kumandanın tertemiz giysilerine baktı. Altın saatine, şiş karnına takıldı gözleri.
Gülümsedi Leon. Cephedeki Türk askerlerinde ayakkabı yoktu. Silah yoktu bazen, bazen de süngü.

"Türkler bir mucize beklemedi kumandan. Onlar bir mucize yarattılar."

Kumandan Leon'u unutmuş gibi birden kafasını kaldırdığında, düşünceli bir bakış attı ona. Bu gencin de büyük bir ihtimalle diğerleri gibi ya öleceğini, ya da korkudan delireceğini düşünmüştü. Ama kahverengi gözleri güvenle bakıyordu ona, sarsılmaz bir güven. Bir karar almış gibi. Geri dönüşü yokmuş gibi.

"Babanızı yaşadığınızdan haber etmemi ister misiniz Teğmen Leon?"

"Hayır kumandan. Geçici durumlarla alakadar olamayacak kadar meşguller kendileri."

"Siz bilirsiniz. Yarın büyük ihtimalle son çarpışma gerçekleşecek. Sağlık çadırlarına uğrayın ve tedavi olun. Size ihtiyacımız olacak. Bir de alayınızı bulun tabii."

"Alayım... Yok oldu kumandan."

"O zaman alayınızdan yaşayan birilerini bulmaya çalışın asker!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Esaret.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin