Yıkılan Duvarlar

4.1K 132 14
                                    


-"O halde artık yola çıkabiliriz Teğmen." Hilal aynı cümleyi tekrarlamıştı. Ne oluyordu bu Teğmene? Dakikalardır aval aval Hilal'e bakıyordu. Hilal fena gözükmediğinden emindi, ama demekki normalde berbat görünüyordu ki, Leon şimdi onu tanıyamamıştı. Kendine kızdı Hilal. En azından makyaj yapmasaydı bari. Ne yazık ki ablası tutturunca tutturuyordu ve karşı çıkamamıştı genç kız. Neyse.. Bugünün önceliği zaten bambaşkaydı. Iki saate planı işlerdi. Hilal Teğmene aldırmayıp faytonun yolunu tuttu.

Teğmen Leon kendisine kızdı. Bir sübyan gibi ağzı açık Hilal'i izlemek de ne oluyordu böyle? Normalde süslenmediği için bu denli farklı görünüyordu zaten. Baloda o kadar süslü kadının arasında kaybolup gidecekti. O hala kücük bir kız çocuğuydu. Leon Hilal'e yetişip faytona bindi. Fayton ilerlerken göz ucuyla Hilal'i süzmekten alıkoyamıyordu kendisini. Karşısında oturan kadın gerçekten o muydu? Ne kadar zarif görünüyordu.. Sanki Leon birşey söylese, muhalefet olmayacakmış gibi nazik duruyordu. Leon içten içe güldü.
-"Biliyor musunuz Küzük Hanim. Yunanistan'da en çok kırmızı renk yakıştırılır genç kızlara. Sizin yaşınızdakiler özellikle bu renk kıyafetler giyer ve kırmızı renkte ruj sürerler. Şahsen benim de en sevdiğim renk kırmızıdır."
Hilal önünde oturan Teğmene sert bir bakış attı. Ardından cevap verdi.
+"Öyle mi Teğmen? O zaman bir an önce ülkenize dönmeniz lazım."

------

Hilal hayatında böyle ihtişamlı bir balo görmemişti şimdiye kadar. Balo salonu 3 kattı, her kat altın renkleriyle süslenmiş, özel yemek standlarıyla ve çiçeklerle donatılmıştı. Binbir çeşit yemek ve içecek görebiliyordu. Garsonlar, misafirlerin etrafında pervane oluyorlardı. Kocaman bir sahnedeyse, 20 kişilik bir orkestradan yunanca şarkılar ve melodiler yükseliyordu. Ihtişamlı avizeler ise her duvardan ışık saçıyorlardı. Kim alakadar olmuşsa bunlarla, işini gerçekten iyi yapmış.. Hakkını vermek lazım.
"Leon herşey o kadar güzel ki! Gözlerime inanamıyorum.." Yıldız'ın gözleri kendisi gibi parıldıyordu. "Beğendiğine memnun oldum Yıldız." Dedi Leon. Yıldız'ın parlayan gözleri, hekim Bey'in kendisini çağırdığını gördüğünde soldu. Izin isteyerek nişanlısının yanına gitti mecburen.
Hilal, etrafı inceliyordu; Leon ise Hilal'i.

Çok sürmeden Albay Cevdet ve karısı Azize Hanım katıldı gençlere. Azize de tıpkı kızları gibi çok hoş görünüyordu. Güzelliğini annesinden almiş. Huysuzluğu kesinlikle babadan..
"Teğmen Leon, çok iyi iş çıkarmışsınız. Herkesin keyfi fevkalade yerinde. Eminim babanız da çok memnundur." Albay Cevdet Teğmene takdir eden bir bakış attı, Leon ise başıyla onayladı. Azize'nin kendini rahatsız hissettiği açıkca ortadaydı. Burada bulunmak istemiyor, buradaki insanlarla aynı havayı bile solumak istemiyordu. Miralay Tevfik' i görünce rahatladı ve ona doğru yol aldı. Bundan rahatsız olan Cevdet ise peşine takıldı.
Leon ile Hilal tekrar yalnız kalmışlardı.

Genç Teğmen eskiden balolara bayılırdı; en güzel kızlarla dans eder, en hoş sohbetleri eder, en iyi içkileri içerdi. Ama artık başkaydı, burada bulunmaktan o da keyif  alamıyordu. Tekrar Hilal'e baktı, en azından yalnız değildi. Hilal bu haliyle ne kadar buraya ait görünse bile, en az Leon kadar bu durumdan rahatsızdı. Kimseyi tanımıyordu ve kimseyle ilgilenmiyordu da. Birkaç saat dayan Hilal, sadece birkaç saat..
Leon ara sıra birilerine selam veriyor, etraftaki kızları kollaçan ediyordu. Nedense bu balodaki kızların hiçbiri hoşuna gitmiyordu. Onunla dans etmek için gözlerinin içine bakıyordu çoğu. Ama hiçbiri yeterince güzel değildi ona göre. Yıldız bile artık güzel gelmiyordu Leon'a. Hiç kimse dikkatini çekmiyordu. Biri hariç.
Leon fark etmişti. Hilal'in yanından geçen genç subayların Hilal'e nasıl baktığını fark etmişti. Küçük Hanım'ın yanından geçip gidenler, arkalarını dönüp tekrar bakıyorlardı. Yunanca söyledikleri birkaç kelime duyunca sinirlendi Leon. Bunlar ç*k derdinden başka dert bilmezler miydi?! Sonra da Hilal'e kızdı Teğmen. Zaten kırmızı yeterince dikkat çekici bir renkti. Bir de üstüne üstlük bu kadar dekolteli bir elbise giymek zorunda mıydı bu kız??? Birkaç saniye sonra kendine küfretti Leon. O elbiseyi kim seçip verdi ona ahmak.. Birkaç subayın Hilal'e yaklaştığını, aralarından birinin onunla konuşmak istediğini gördü teğmen.

Esaret.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin