Dudaklarını dudaklarımdan ayırdıktan sonra yanağımı okşamaya başladı.
Yutkundum. Neden yanıyordum ben?
"Yanıyorsun Meran" dedi boğuk sesiyle. Gözlerimi kapatıp başımla onayladım.
Yanaklarımı okşamaya devam ettikten sonra alnıma bir öpücük kondurup üstümden kalktı.
Gözlerimi açtığımda elini bana doğru uzattığını farkettim.
"Seni eve götüreyim" dediğinde başımı olumsuzca salladım eve gitmek istemiyordum. Zaten eve gelmemi bekleyen biride olmadığı için çokta sorun yoktu.
"Az önce gitmek istediğini söylemiştin" dediğinde omuz silktim.
"Şimdi gitmek istediğimi sanmıyorum" dedim. Dudakları kıvrılır gibi olduktan sonra düzeldi.
Derin bir nefes aldıktan sonra üst üste üç kez hapşırdım.
Dudağımı büzdükten sonra "sanırım hasta olacağım" dedim. Şah beni soğuk suya attığında hastalığı kapmış olmalıydım.
Bir elini bana yaklaştırıp alnıma koydu.
"Lanet olsun! Ateşin çok fazla" dedi. Evet belki de bu yüzden yanıyordum. Tamam tamam siz yabancı değilsiniz. Beni öptüğü için yanıyordum.Etrafta kısa çaplı birkaç volta attıktan sonra parmağını şıklatıp yanıma geldi.
"Soğuk su, sirkeli su, hastane iğnesi. Hangisini istersin?" dedi. Yüzümü buruşturdum. İğne hayatta olmazdı, sirkeli suda iğrenç kokuyordu, soğuk su da olmazdı çünkü şu an çok üşüyordum.
"Hiçbiri. Birazdan geçer" dedim başımı olumsuzca sallarken.
"O zaman iğne" dedikten sonra kolumdan tutup beni arabaya çekmeye başladı. Kaşlarımı çattım. Seçim hakkını bana bırakmamış mıydı.
"İstemiyorum Şah" dedim. Hiçbir şey demeden beni arabasına çekiştirdi ve kısa süre sonra küçük hastane benzeri bir yere geldik.
Hâlâ beni çekiştirmeye devam ederken elini tutup onu durdurdum.
"İstemiyorum" dedim kedi bakışı yapmaya çalışırken. Boşta olan elini yanağıma yerleştirip okşamaya başladı.
"Ben yanındayım" dedi. Titrek bir nefes aldım. Yanımdaydı.
Elimi bırakmadan hastaneye girdik. İlerleyip bor doktora durumu anlattıktan sonra bir odaya girdik. Doktor kocaman iğneyi gözüme sokarcasına bana yaklaştırırken Şahın elini sıktım.
Başımı çenesinin altına alıp kulağıma fısıldadı.
"Seni kapattığım karanlık odayı hatırlıyor musun Meran?" diyince hıhı dedim.
"O gün ne kadar korkmuş olsan da çıkış yolunu bulmuştun, beni bulmuştun" dedi. Gözlerimi kapattım. Evet onu bulmuştum. Gülümsedim.
"Her zaman cesaretli ol kızım. Korkacağın tek şey Şahmeran'ı kaybetmek olsun" diyince sımsıkı kapattığım gözlerimi açıp ona baktım.
"Geçmiş olsun Elis Hanım" diyen doktoru başımla onayladım. Ne yani bu kadar mıydı? İğneyi hiç hissetmemiştim, canım yanmamıştı.
Şah sıyırdığım tişörtümü düzeltip beni oturduğum yerden kaldırdı. Burnumu çektim. Belli ki hastalığımı kolay kolay atlatamayacaktım.
"Birazdan ateşin düşer" diyince gülümsedim.
"Şahmeran ne? Yani onu kaybetmekten neden korkmalıyım" dedim.
Derin bir nefes alıp bir adım daha yaklaştı. Böyle yaparak aramızdaki cm olan mesafeyi sıfırlamış oldu.
"Şahmeran biziz. Gelecekteki biz..." dedikten sonra gözleri dudaklarıma kaydı.
"Eğer başarabilirsen" dedi. Neyi başaracaktım ki?
Bir bölüm sonu daha. Kısa oldu ama heyecanlı yerde bırakmak istedim o yüzden:)
Neyse fikirlerinizi alayım. Şah neyden bahsediyor? Neyi başarabilirse?
Lütfen yorum yapmayı unutmayın sevgili okuyucularım. Sizleri seviyorum:)
![](https://img.wattpad.com/cover/106710438-288-k846398.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAHMERAN #Wattys2017
Любовные романыBeynimde bitmek bilmeyen, kalbimden atmak istemediğim sen... Şahmeran... "Bu gece öleceksin. Bu gece yanarak öleceksin" Yılanların şahı olarak bilinen, belden yukarısı insan, belden aşağısı yılan olan yılanların şahı ŞAHMERAN'dır. Eski dilde maran y...