Şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım.
"Ama sen... Bu nasıl olur" dedim.
Bakışları bir an yumuşadı ama sonra tekrar sertleşti.
"Anlıyorsun Meran. Afferin" dedi.
Kaşlarımı çatıp ona baktım. Şah çok fazla karmaşık birisiydi. Bulmaca çözmeyi severdim veya puzzle yapmayı. Ama Şah onlardan da zordu. O çözülmezdi.
"Neyi anlıyorum?" dedim. Anlıyorsun diyordu ama anlamıyordum. Benden iyi bilecek hali yoktu ya anlayıp anlamadığımı(!)
"Gel benimle" diyip kolumdan tuttu ve beni kaldırdı. Bizi gören Atalay ise ayağa kalkmak için hamle yaptığında dudaklarımı oynatarak 'sorun yok' dedim.
Şah beni kolumdan tutup çekiştirirken düşmemek için resmen horon tepmeye başlamıştım.
"Nereye götürüyorsun beni? Seninle gelmek istemiyorum" dedim. Koridorda ilerlerken herkes bize bakıyordu. Pardon ama ayı mı oynuyordu?
"Dönün sizde önünüze! Ne bakıyorsunuz" diye bağırdım. Bir ara Şah bana dönüp baktı. Bakışları Aferin öğreniyorsun der gibiydi. Acaba kastettiği bu muydu? Anlıyorsun dediği şey gözlerinden ne demek istediğini anlıyor olmam mıydı? Ama bu seçenekte olmazdı. Çünkü çoğu zaman gözlerinin önünde bir perde olurdu ve ben hiçbir şey anlayamazdım.
"Yok artık. Manyak mısın kızım ya. İyice salaklaştın" diyen iç sesime gözlerimi devirdikten sonra bodrum kata geldiğimizi farkettim.
----------(Şah'tan)
Onu buraya getirme sebebim onun aradığım meran olup olmamasıydı.
Karanlık ve kapalı alan fobisi vardı ve ben bunları kullanarak onun zekasını ölçecektim.
Bodruma indiğimizde karanlıktan dolayı bedeninin kasıldığını hissettim. Her ne kadar onu o karanlık odaya sokmak istemesem de mecburdum.
Onu ilk gelen odaya soktum ve arkasından bende girdim.
"Bu-buraya neden geldik" dedi titrek sesiyle. Ben onu bırakmıştım ama bu sefer korktuğu için o benim kolumu bırakmıyordu.
"Zekanı test etmek için Meran" dememle daha ne olduğunu anlamadan odadan çıkıp onu odaya kilitledim. Anında kapıya vurup
"Aç kapıyı benim fobim var. Kriz geçirebilirim" diye bağırdı."Zekanı kullanıp buradan çıkacağına eminim. Şimdi ben gidiyorum" dedikten sonra 'hayır' diye bağırıp kapıyı yumruklamaya devam etti.
Odanın içerisinde bir kapı daha vardı. Eğer karanlıkta fobisini bastırıp zekasını kullanarak hareket ederse o kapıyı bulabilecekti.
Diğer kapının önüne gelip içerisini dinlemeye başladım. Sesler kesilmiş, hızlı nefes alışverişleri geliyordu kulağıma.
İçerisini gösteren pencereye geçip baktım.
Kapının yanına oturmuş elleriyle küçük bedenini sarmış ileri geri sallanıyordu.
Yumruk yaptığım elimi sıktım. Yanılmıştım, o aradığım zekaya sahip bir kız değildi belli ki. Zaten bana olan davranışlarından aptal olduğunu anlamam gerekirdi.
Olmayacaktı, testi geçemeyecekti.Başımı olumsuzca salladım. Tam kapıyı açmaya gideceğim sırada başını kaldırıp etrafa bakmaya başladı.
Ayağa kalkıp ellerini duvara sürerek ilerledi, ilerledi ve ilerledi. Ta ki kapıya dokunana dek...
Kapının kulpunu aşağıya indirdikten sonra kapı açıldı. Nefes nefese dışarı çıktığı sırada beni gördü.
"Sen..." dedi yalnızca nefes zor aldığı için konuşamıyordu belli ki.
Derin bir nefes alıp tekrardan konuştu "zekam varmıymış" dedi gözlerini devirirken. Hâlâ daha nefes almakta güçlük çekiyordu.
Onu kollarımın arasına alıp kulağına fısıldadım. "Evet Meran, varmış" dedim.
Evet. Şah Meranını buldu:)
Bölüm kısaydı ama bu kadar yazabildim. Lütfen fikirlerinizi yazmayı unutmayın:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAHMERAN #Wattys2017
RomanceBeynimde bitmek bilmeyen, kalbimden atmak istemediğim sen... Şahmeran... "Bu gece öleceksin. Bu gece yanarak öleceksin" Yılanların şahı olarak bilinen, belden yukarısı insan, belden aşağısı yılan olan yılanların şahı ŞAHMERAN'dır. Eski dilde maran y...