Multimedya: Kuzey (Auehauhrauh)
Bölüm şarkısı: Panic! At The Disco- Crazy=Genius
Yorumlarınızı bekliyorum! (Bölüm aralarına yorum yapın, hoşuma gidiyor ahahısjkdhaslıdoj)
Oylarınızı da bekliyorum. Sizi seviyorum.
*
''Hayvan, ayı bıraksana lan o sosisi, benim o!'' Barbaros'un eline vurup, çatalındaki sosisi düşürünce zaferle gülümsedim ve hızla kendi çatalıma geçirdim. Son sosisti bu, boru mu? Keyifle, çatalımı tam ağzıma götürüyorken, annemin uyarıcı bakışlarıyla göz göze geldim. Çatal ağzıma az bir mesafe arayla havada asılı kalırken şirince sırıtıp gözlerimi kaçırdım ve sosisi ağzıma attım. Annem, küfür bazlı konuşmamı sevmediği için, bu bakışını günde 128121 defa bana atmadan duramazdı. Mutlaka 1 doz gerekliydi arsız ağzım için.
''Lavin! O tuzu benim tabağıma dökersen seni gebertirim, tuzlu salataları yiyip geberip gitmek istemiyorum.'' Lavin, abisine hınzırca sırıttıktan sonra gözlerini çekmeden, tuzluğu Kuzey'in salatalıklarının üstüne baş aşağı tuttu. Tuzlar, şelale mübarek deme isteğimi getirecek kadar hızla dökülürken, Kuzey ''Bu kız neden böyle Allahım?'' deyip, elini yüzüne kapattı ve sıvazladı.
Devin, eliyle beni gösterdikten sonra ''İbret olsun diye gösteriyorum, sus. Seninki yine iyi,'' dedi. Lavin'in 'ben senin kankandım' bakışına maruz kalınca da, Derin tatlı bir şekilde sırıtıp kahvaltısına geri döndü.
''Barbaros, yemin ederim benim evimde benden çok yersen, seni öldürürüm bak.'' Çatalımı sallayarak savurduğum tehditi, Barbaros tepki veremeyerek, kıçına bile takmadığını belli edince, o tehdit resmen üzerinden sekti ve bana çarptı. Gözlerimi devirip çayımı yudumladım.
''Helin Teyze, biz de mi problem var yoksa onlar mı anormal?'' Asya, köşede elini ağzına kapatmış, dehşetle bizi izlerken, annemin kulağına demişti bunları. Bu haline kendimi durduramayıp gülerken, ağzımdaki çaylar fışkıdı ve üzerime sıçradı. Evet üzerime sıçradı, çünkü hayat ona küçük süprizler yapın kampanyası gibi, her seferinde beni kendinden soğutuyordu. Şanssızlık seviyem eksilerdeydi sanırım çünkü, normal bi insan ağzındaki şeyi püskürtünce karşıdakinin üzerine falan giderdi. Annem de dahil olmak üzere hepsi böğürerek gülerken, yüzümü buruşturdum ve kafamı yukarıya kaldırıp tavana baktım.
''Anlatsana biraz, neden ben?'' Hep geceleri dua etmediğim için oluyordu bunlar.
Allahım bak, beddualarımın birazı bana değilde onlara giderse diyeceğim hani belki bir şans, beni yanlış otobüse son anda biner gibi anamın karnına yollamadın diye, ama sanki sen bile bana inanmıyorsun ya.
''Al, acıdım.'' Devin'in uzattığı peçeteyi aldım ve eşofmanımdaki çayı sildim.
''En son gördüğümde ateist değil miydin sen lan?'' Annemin sinirlenmesi için attığı lafa karşı gözlerimi devirip Kuzey'e dil çıkardım. Aynı saniyede annem eliyle hafifçe Kuzey'in kafasına geçirmişti. Kuzey ''Ah,'' deyip kafasını anneme dehşetle çevirdikten sonra, annemin kılıç kadar keskin bakışlarını gördü. Eliyle ağzına hafifçe fermuar çeker gibi yaptıktan sonra bize geri döndü. Asya dudaklarını birbirine bastırmış gülmemeye çalışırken, benim böyle bir sıkıntım yoktu.
'' Kaç defa uyaracağım lanlı lunlu konuşmayın diye?'' deyip bıçağıyla, kibarca önündeki yumurtayı kesmeye başladı.
Kuzey ''Ama Helin Sultan, valla dilim sürüştü, yoksa bilerek der miyin ben hiç?''dedi. Arkadan Lavin heyecanla ''Dersin,'' diye atlayınca, Kuzey anneme karşı olan şirin sırıtışını bozmadı ve masadaki elini gizlice kaldırıp Lavin'in kafasına bi tane patlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı Senfonisi
Ficção AdolescenteBazen tek yapmanız gereken, bir hırsızın peşine takılmaktır.