Gözlerimi açtım. Kollarımdan tutmuş iki kişi beni bir yere götürüyordu. Yüzlerini göremiyorum. En sonunda büyük bir kapının önünde durduk. Kapının yanında iki kişi vardı. Beni tutan kişilere benziyordu. Yanımdakiler kafalarıyla kapıyı aç tarzında işaret yaptılar. O büyük ve görkemli kapı açıldı. Gözlerimi açmayacağım derecede bir ışık vardı. Yanımdakiler beni zorla ileri götürdü ve büyük bir salona vardık. Koskocaman bir salondu, beyaz ve altın renginin büyüsüne kapılmışıtım, tam önümde iki tane altından yapılma taht vardı ve arkasında 4 tane bayan vardı. Hepsi çok güzeldi, gözleri, saçları, kıyafetleri... Bu insanlar neydi böyle? İnsan sayılmazlardı aslında ama sorun bu değil. Buradan nasıl çıkacağımdı, umarım bu bir rüyadır çünkü hiç hoş şeyler yaşamıyorum. Biz böylece beklerken birden içeri iki kişi girdi. Şu 4 bayana güzel dedim ya boşverin işte onu bu gelenler onlarla karşılaştırılamaz bile. Bir bayan ve bir de bay içeri girdi ve o altından yapılan tahta oturdular. Yanımdakilerden biri beni itti ve yere düştüm. Başımı yukarı kaldırdım, tanrı aşkına bunlar ne yapmaya çalışıyor? Yavaşca ayağa kalktım ve o bay yanındakilere gitmesi için bir işaret yaptı ve onlar da büyük kapıdan dışarı çıkıp kapıyı kapattılar. Altın tahtta oturan bay bana seslendi.
- Ey insanoğlu sende kimsin? Burada ne işin var? Burayı nasıl buldun?
Peki ne yapacağımı bilmiyorum ama susmaya devam edersem bu bay sinirlenecek, en iyisi ilk sorusundan başlamak.
- Ben Selly. Buraya istemeyerek gelmedim ormanda kayboldum ve bir kurt peşime düştü saklandığım yerden aşağı yuvarlandım. Gözlerimi açtığımda buradaydım.
- Yalan söylemediğini nerden bilelim belki de bir gazetecisin!
- Neden size yalan söylemek isteyeyim ki? Sizi tanımıyorum bile! Evime geri dönmem lazım.
Bayan araya girdi.
- Bunlar doğru olsa bile senin geri dönmene izin vermeyiz. Artık burayı biliyorsun ve bizi gördün, bu durum insanoğluyla tekrar yeni savaş açmamızın sebebi olabilir bunu göze alamayız.
- Ben tek yaşayan bir insanım burada gördüklerimi kimseye anlatmam. Söz veriyorum beni özgür bırakın!
- Ben ölmesini isitiyorum. En sağlam ve güvenli fikir bu bence..
Bay konuştu.
- Bu kadar hızlı karar veremiyiz. Bütün ırkların kral ve kraliçeleri gelecek, sonuçta bu onları da ilgilendiren bir konu!
- Asıl yönetici biziz, ne dersek diyelim karşı çıkmaya hakları yok! Yoksa onların sonunu da bu insan gibi olur!
- Lütfen sınırları aşma! Onlara olan öfkeni anlıyorum ama bunun yeri ve sırası değil! Lütfen bunu sonra konuşuruz...
Kral ayağa kalktı.
- İnsanoğlu, tüm konsey seninle ne yapacağımızı konuşacağız. Bize karşı çıkma sakın! Seni bizim yanımızda tutamayız, halk seni görürse endişelenir seni bir askerle beraber bu sınırın dışında, halktan uzakta bir ev de tutacağız. Eğer saçmalamazsan konsey üyeleri gelene kadar rahatça yaşayabilirsin. Anlaşılan açsın merak etme orada yemek de var. Bunu sakın sana iyilik için yaptığımı düşünme! Konsey gelene kadar senin canlı olman lazım, eğer kaçmaya çalışırsan...ölürsün, eğer kurallarımı çiğnersen...ölürsün, unutma eğer ölürsen bizim bir işimize yaramazsın ve senin kanını son damlasına kadar emecek olan vampirlere veririz bunun olmasını istemezsin değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Orman
FantasyBurası Gojuki ; burada herşey normal. Mesela karşınıza bir kurtadam, elf, vampir, melek, peri,...vb. çıkarsa korkmayın bu oldukça sıradan bir olay. Peki aralarına bir insan girse ve orada hayatı boyunca esir kalsa... Bir kurtadamın dostluğu ve bir m...