- Green bana engel olmaya çalışma! Sillent'e gidiyorum. Onlar Ethan'ın nerede olduklarını biliyorlar. Eğer engel olursan kaçarım.
- Sana izin veriyorum.
- Hayır ama..- ne? İzin mi veriyorsun?
- Evet. Seni zorla tutamam, ve sen ne kadar kabul etmesende seni Ethan'a götüren tek şey ona olan duyguların... Bunları bir kenara bırak, Sillent nerede? Biliyor musun?
Kafamı hayır şeklinde sakladım.
- Hadi gel aşağı inelim. Yoksa herkesin uykusunu kaçıracağız.
- Ne yani beni farkettiniz mi?
- Unutma Selly. Biz insan değiliz adımlarına kadar duyduk. Hadi aşağı inelim.
Dışarısı soğuktu. Kimse yok gibiydi ee doğal olarak saat 03:10 herneyse Green konuşmaya başladı:
- Bak Selly, sana tüm bildiklerimi anlatacağım. Ethan'ın görüştüğü biri var kim bende bilmiyorum. Sürekli bir iş veriyor. Şunu getir, şunu götür, bazı kişileri öldür. Ethan hepsini yaptı ama bu istediği gerçekten çok büyük birşey eğer Ethan bunu başarır ve ölmeden geri gelirse buranın sonunu da getirmiş olacak ama emin ol ölme olasılığı çok yüksek. Ethan'ın bir ailesi var. Evet bu doğru ama neden burada olduklarını ve Ethan neden onlardan ayrı bunu sana söyleyemem. Ethan'a kurt sözüm var eğer bunu çiğnersem... Ölümünü getirmiş olurum ki ben bu söz olamasa bile sana diyemem. Ama Ethan konusumda benden daha bilgili olan kişiler Ethan'ın ailesi oraya gitmen gerek hala geç değil. Şimdi karşındaki ormana gir ve 500 metre boyumca dümdüz devam et büyük bir kaya çıkacak karşına onu geç ve önünde uzun bir asma köprü olacak yola devam et. Köprüyü geçince bir kasaba var, kurt kokusunu iyice üstüne sık ve öyle gir ihtiyaçlarını gider. Birşey sorarlarsa sus birşey deme ve uzun süre kalma. Kasabayı geçince 500 metre daha devam et ve ormanın içine gir orada parlak ışıkları takip et. Orası Sillent. Hızlı ol. Bana dediği süreyle şu an orada olması lazım.. güneş tam tepedeyken orayı bırakacak ve yola çıkacak az bir zamanın var. Al işte bu pusula ve biraz para şimdilik seni idare eder. Kendine dikkat et.
- Çok teşekkür ederim. Herkese hemde.. ben Ethan'ı bulmadan geri gelemeyeceğim.... Hayır konsey eğer onlar benim yokluğumu farkederlese...
- Selly orası bizde birkaç konsey üyesi bulundukları yerden gelirken yolda kalmış, bazıları da önemli bir iş için yola geç çıkmış yani şu an tam olarak.. 1 ay zamanın var. Eğer yetişemezsen, Dayen senin kılığına girip konseye katılacak.
- Hayır! Ya öldürürlerse?
- Merak etme bir karar açıklanırsa 2 hafta boyunca bunu halka duyururlar. O zaman sonra gerçekleşir. Biz zaten seni tanımıyoruz gelip sorsalar. Bilmem Selly diye birini ilk duyuyorum. Deriz olayı atlatırız. Sen Ethan'a odaklan.. Aaa unutmadan al bunu sık şimdi.
- Bu nedir?
- Bu kurtlara has bir koku böylece insan olduğun anlaşılmayacak. Sırt çantanda 2 tane daha var. Hadi güneş doğacak yakında yola çık.
Dedi ve ben var gücümle koşmaya başladım. Arkamdan bağırdı:
- Ethan'ı birtek sen durdurabilirsin.. Oda senden hoşlanıyor!
Dedi ve ulumaya başladı. Hızlıca devam ettim. Durmadan gidiyordum. İçimde bir enerji vardı. Nefes bile almak zorunda kalmıyordum. Ethan seni bulduğumda yüzüne bir tane yumruk atacağım yemin ederim ki. Neyse odaklan ve hızlı ol. Koşmaya devam ettim ama çok terliyordum. Kurt kokusunu yok edecek kadar çok hemde. Büyük kayanın önüne geldiğinde saatime baktım, 04:25. Nasıl bu hızla geldim buraya hayret ediyorum. Dinlendikten sonra tırmanmaya başladım. Ne kadar zor sürekli elim kayıyor. Yanında bir ağaç var bunu kullanabilirim diye düşündüm ve ağaca çıktım kayanın üzerine denk geliyordum. Şimdi oraya atlamamam lazım. Tam atladım kayanın üzerine fakat asma köprünün olduğu tarafa doğru kayanın üzerinden düştüm. Sırtım çok ağırıyordu. Yavaşça doğruldum. Biri vardı. Canım acısa da ayağa kalktım önümdeki bembeyaz tenli, siyah ve yüzüne değen saçları olan, kıyafetine bakarsak bir soylu gibi giyinmiş biriydi. Alacakaranlık izledim ve fantastik kitaplar okudum, yani bunun bir vampir olduğunu söyleyebilirim. Bana baktı, inceledi uzun uzun, ben ise sustum. İlk kez bir vampir görüyorum ne yapabilirim ki. Konuşmaya başladı:
- Kurt kokusu işe yaramamış, değil mi insan?
Kahretsin. Ter yüzünden koku etkisini kaybetti. Sustum, tekrar.
- Nereye gidiyorsun? Seni bırakmamı ister misin? Öncelikle ziyafetime gel. Uzun zamandır insanla beslenmedim. Hadi gel..
- Sakın bana yaklaşma!
- Dişli çıktın. Yemekten önce oyun mu istiyorsun?
- Geçmeme izin vermezsen seni mahvederim!
Birden kayboldu ve arkama geçip boğazımı sıktı.
- Bak sen boyuna göre çok büyük konuşuyorsun. Öncelikle şanslı birisin soylu biri senin kanını içmek istiyor. Benim gibi soylu biri! Bu yüzden çocuk gibi davranmayı kes!
Hareket edemiyordum. Gücüm azalmıştı. Koştuğumdan nefes bile alamıyordum. Birden boynumda soğuk birşey hissettim. Baktım ki bu vampir bozuntusu kanımı içiyor!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Orman
FantasyBurası Gojuki ; burada herşey normal. Mesela karşınıza bir kurtadam, elf, vampir, melek, peri,...vb. çıkarsa korkmayın bu oldukça sıradan bir olay. Peki aralarına bir insan girse ve orada hayatı boyunca esir kalsa... Bir kurtadamın dostluğu ve bir m...