Sabah seslere uyandım. Salon da uyuya kalmışım. Tıkırtılar salona kadar geliyordu. Saat 10:03 belkide Ethan geldi diye düşünüp hızlıca sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladım. Evet Ethan gelmiştir. Seslerin geldiği odaya girdim. Ama orada Ethan yoktu. Sadece Green bazı eşyaları yerleştiriyordu. Bana baktı.
- Seni uyandırdım sanırım özür dilerim.
- Ethan geldi mi?
Kafasını olumsuz anlamda salladı. Dün sabahtan beri hiçbirşey yememiştim. Başım döndü. Green bana oturmam için yardım etti. Yiyecek ve su getirdi. Bana uzattı ama canım istemiyordu. Elimle geri ittim. Israr etti. Bende iterken hepsi yere döküldü. Bana ne oldu ki? Ethan olmadan sanki her an başıma birşey gelecek gibi bir his vardı. Sanki şimdi içeri kraliçenin adamları gelecek ve beni öldürmek için hapisaneye götürecekti. 2 gün gördüğüm insana ne çabuk güvendim ki?! Green konuşmaya başladı:
- Selly? Sen Ethan'a karşı birşey mi hissediyorsun?
- Hayır tabiikide. Bunu da nereden çıkarttın?
- Dünden beri ne yemek yedin, ne de bizimle konuştun. Tüm gece boyunca tek başına oturdun. Birde gece boyunca "Ethan" diye sayıkladın.
- Ne ben mi?
- Ne kadar inanmasan da evet!
- Ben bilmiyorum Green. Buraya geldiğimden beri bir tek onu gördüm ve o hep bana karşı sıcak davrandı en sinirli olduğu zamanlarda bile. Şimdi onu merak etmeden duramıyorum. Lütfen söyle o nereye gitti. Onun bu kadar önemli olan işi nedir?
- Bunu sana söyleyemem! Kusura bakma.
- Green yapma demek zorundasın! Ya başı dertteyse....
- İyi olacağını umuyorum. O güçlü birisi şimdi bunu boşver yemek ye.
- Hayır.. hayır anlamıyorsun. Diye bağırdım. İçimden bir öfke çıktı. Kendimi, ne yaptığımı, nasıl olduğunu bilmiyorum. Sadece içimde bir başka ben vardı ve acılarıma yardım edeceğini söyledi. Kendimi ona bıraktım o öfkeye.. sonrasını..hatırlamıyorum.. en son dayanılmaz bir acı çektim ve bilincimi kaybettim......
- Uyan! Selly! Hadi!
- Ethan? Sen misin?
- Üzgünüm tatlım ben Dayen.
Yavaşça doğruldum her nefesimde kalbim ağırıyordu. Sonra Green'i gördüm... yüzü çok berbattı. Burnu kırılmış, 3 göğüs kemiği kırılmış ve kolu ters dönmüştü. Kan kaybetmeye başladı. Hemen ambulans diye bağırdım. Dayen bana doktorun yolda olduğunu ama beni saklmaları gerektiğini söyledi. Green'e ilk yardım yapılmıştı. Endişeyle başka odaya gittim. Sanırım nedeni beni yani insanı, bir doktor ile bir de hemşirenin görmesi pek iyi durum olmazdı. Ne yaptım ben? Green berbat durumda. Aşağı inen karanlık bir oda vardı ve orada beklemeye başladım. Tek başıma, yanlız, eskisi gibi.... Belki Ethan ile ilgili birşey hatırlayabilirim. Düşünmeye başladım. En son dışarı çıkmadan önce birisiyle konuştu. Ona şey dedi.. Neydi.... Evet! Ona:
- Bu işi yanlız sen yapabilirsin. Bu senin kaderin.. eğer yaşıyorsan bu benim sayemde ve ölümün de benim sayemde ama ben senin gibi sadık birini kaybetmek istemem. Ayrıca ailenin ve halkın da zarar görmesi hiç iyi olmaz.. Eğer bu işi halldersen onları rezillikten kurtarırım.
- Peki ama benim şu am bir görevim var konsey gelene kadar bir insan ile ilgilenmelq
- Tamam. Yapacağım efendim. Size bir hayat borcum var. Ben nankör değilim. Ailem güvende olacaksa ben ölmeye hazırım. Dediğiniz işi halledeceğim ben ....
Sonra ne dedi. Neyi halledecekti. Ben o sırada uykudan yeni uyanmıştım. Şimdi herşeyi hatırlıyorum. Aptal ben herşey gözünün önünde sen hala sersemsin! Hatırla hatırla diye kafama vurdum. Sanırım işe yaradı. Geri hatırladım.
- Bu işi yapacağım. Ama eğer ölürsem. Son bir kez ailemi göreyim. Sizden tek ricam. Bu istediğiniz şey büyük olasılıkla hayatıma bedel olacak. Onlara veda edeyim sonra yola çıkacağım. Sizde lütfen Sillent'daki insanları sınıra alın. Orası yaşanılmaz bir yer.
- Peki bunu sonra düşünürüz. Hızlıca git ve gör... Ama hızlı ol!
Bu kadardı. Şimdi nereye gideceğimi biliyorum. Lütfen Ethan aptalca birşey yapma geliyorum. Birden kapı açıldı gelen Green'di. Yukarı çıktım.
- Green özür-
- Tamam. Mühim değil geçti bile.
- Green bir daha olmayacak hadi yemek yiyelim.
- Hmm.. Peki.
Planım basitti. Şimdi iyice yiyip dinlenecektim. Herkes uyuyunca kaçacaktım. Eğer onlara gideceğimi desem izin vermezlerdi. Buna mecburum. Ama neden Ethan' duyduğum bu ilginin sebebi ne? Giderse gitsin beni mi ilgilendiriyor ki? Ahh.. Tabiki onu düşünmeden durabiliyorum da sanki.. Yemeğe gittik. Herkes beni böyle iştahlı görünce gülmeye başladılar.
- Bu kurt kız çok açıkmış..
- Sadece dünden beri birşey yemedim. Bu yüzden gerçekten bir kurt kız olabilirim.
Gülmeye devam ettiler. Birşey belli etmem gerekiyordu. Aslında iyi kurtlar ama gitmek zorundayım. Gece oldu ve herkesin uyuduğundan emin oldum. Yavaşça sırt çantama, önce kıyafet, yemek ve su, yara bandı ve sargı bezi, birkaç eşya daha koyduktan sonra yavaşça kapıya doğru yürüdüm. Hepsi çok iyi davrandılar bana keşke teşekkür etme fırsatım olsaydı ama çok geç kapının kolunu tuttum, çevirirken bir ses duydum:
- Nereye kurt kız?
Arkamı döndüğümde Green kollarını birleştirmiş bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Orman
FantasyBurası Gojuki ; burada herşey normal. Mesela karşınıza bir kurtadam, elf, vampir, melek, peri,...vb. çıkarsa korkmayın bu oldukça sıradan bir olay. Peki aralarına bir insan girse ve orada hayatı boyunca esir kalsa... Bir kurtadamın dostluğu ve bir m...