Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
----
Özet:
Zira ruhumun derinliklerinde de doğmamın yanlışlığını, amaçsızlığını fısıldayan bir kız var. O kız çocuğu içimde tutunduğum umudun ışıklarını kapatıp, zihnimi karanlığa gömen bir kız. Simsiyah giyinip içimi karartan kız. Ruhumun toğraklarını kazıyıp, kendimi kurtarmama izin vermeyen, beni o toğrağın 7 kat altına gömen kız. Sessizliğimin sahibiydi o kız çocuğu. O küçük beden, sahibi zihnimin. Minik elleriyle sıkıyor kalbimi. Paramparça edercesine... Beynim ise o kız çocuğunu baş köşeye oturtmuş, bedenime sahip olmasına izi veriyor. Bemse asla ağlamadım... Ağlamanın acizliğine kapılmaktan çok, sessizliğin asaletine kapılıp bırakmıştım kendimi o toprağın altındaki nehre. Kaptırmış gidiyor, nehrin sonunu düşünmüyordum. Oysa bu nehrin sonu beni toprağın üstüne çıkarmayacaktı. Aksine en dibe sürüklüyordu beni ve sessizliğin asaleti benim kurtarıcım değil, gün geçtikçe benim boğan ölümüm. "Sen kasırgamı ılık rüzgara çeviren adam..."