Önceki bölümde
Evin önünde durup kırık olan camdan içeri baktım. Evin içinde kimseyi görmem mümkün değildi sonra gözlerimi bahçede gezdirirken onu gördüm. Bu oydu....
-2-
Bazı şeyler hayatınızda birden olur ya da birden olmuş görünür demek daha doğrudur. Mesela biriyle tanışmanız bir anda olur. Lakin ondan ayrılırken bir parçanız da gider. Hayat budur eşek şakaları ile doldur. Bazen olmasını istemediğimiz şeylere bu bir şaka mı diyerek karşılık verişimize neden olur. Aslında olmamalıydı... Mesela şuan Alp'in burada olmaması gerekiyordu ama gizlice evimizin etrafında dolaşıyordu ve beni tek gören bendim.
Alp kim miydi? Alp benim ağabeyim. Şuan Londra da okuyor olması gereken ağabeyim. Hızlıca peşinden koştum. Alp'in kolundan tam tutuyordum ki ayağım takıldı ve yere kapaklandım. Yine mi! Tanrım! Alp bana bakıp ''Şhh her şeyi anlatacağım. Şimdilik gitmem gerek'' diyerek uzaklaştı. Ben ise hala yerde boylu boyunca uzanmış bir şekilde duruyordum. Erçil beni yerde farkedince "Asya!" diye çığlık attı. Hemen yanıma koşup beni kaldırdılar. "İyi misin?" dedi Erçil dizlerime bakarak. Ah hayır en sevdiğim pantolonum yırtılmıştı ve dizlerim kanıyordu. "Evet sanırım iyiyim" diyerek kafamı önüme eğdim. Dora kızarak "Aklından ne geçiyordu Allah Aşkına!" dedi. Şaşkınca ve kekeliyerek "H-hiç sanırım bir yavru bir kedi görünce aklımı kaybettim." dedim buna inanmalarını içten bir şekilde umuyordum. Çünkü Ağabeyimi gördüğüme inanmayacaklarını biliyorum daha bugün instagram sayfasına londra konumlu bir fotoğraf paylaşmıştı.
Annemin bağırışı ile eve doğru yürümeye başladık. Daha doğrusu ben topallıyordum onlar yürüyordu. Dora birden durup bana döndü. "Böyle olmayacak." diyerek bana doğru adımlar attı ve dibimde bitti. Gözlerini gözlerime dikti " Ayağın çok mu acıyor?" dedi. Mahçupca kafamı salladım ve "Eh işte biraz" dedim. "Tamam o zaman kusuruma bakma" dedi ve birden beni kucağına aldı. Refleks olarak boynuna sarıldım. "Dora, ne yapıyorsun?" dedim biraz geri çekilmeye çalışarak. Göz devirip " Şuradan şuraya Asya sus zaten sakarlıkta zirve yaptın bugün. Tekrar düşüp kalan tahtalarını da kırmana gerek yok." dedi başımı işaret edip. Tabi bize Erçil imalı imalı bakıp kıs kıs gülüyordu. Ben sana akşam sorarım erik!
Annemler bizi böyle görünce koşturarak yanımıza geldiler. Deniz teyze hemen lafa atıldı "Dora ne oldu böyle?" dedi endişeyle. Benden önce Erçil lafa atıldı. " Sadece, Feriha teyze çok sakar bir kızınız var." dedi. Ben hala Dora'nın kucağındaydım evet! Babam kötü kötü bakınca " Ben iyiyim sadece düştüm ve dizlerimi yere sürttüm ve yürüyemedim. Sonra sen çağırdın ve sizi endişelendirmemek için Dora beni kucağına aldı." dedim. Evet Asya güzel toparladın kızım böyle devam! "Neyse Dora indirir misin beni?" dedim ve babam ile Dora arsındaki bakışmayı bozdum. Erçil babasına döndü ve " Baba ben bu gece Asya ile kalacağım sorun olmaz değil mi? " diye sordu. Kerim amca dönerek " Tabi kalabilirsin Mustafa sorun olur mu bizim yaramazı bırakıp gitsek?" diye babama döndü. Babam gülümseyerek " Ne sorunu olacak Kerim Erçil de benim kızım sayılır Dora'yı da oğlum gibi görürüm" dedi. Burada Dora'yı da ekleme sebebi bana bir mesaj göndermesiydi bence. Dora da gülümseyerek karşılık verdi.
Herkes gittikten sonra dizlerimi temizledim ve hafif bir pansuman yaptık ve krem sürdük Erçille. Yukarı odamıza çıkarken " Anne biz yatıyoruz iyi geceler" dedim. Odaya geçtikten sonra Erçil yatağıma zıplayıp kaşlarını indirip indirip kaldırdı. " Pişt yavrum bu gece ne yapıyoruz" dedi yandan gülücük atarak. Sahiden mi? " Bilmem ne yapalım Erçil'in bakışlarını sorgulayabiliriz?" dedim yan yan bakarak. Gözlerini devirdi ve oflayarak "Hangi bakışım". Yavaş yavaş yanına gittim ve yatağa oturup yastığı kucağıma bastım. Sonra Erçil'e dönerek;
" Dora beni kucağına aldığında piçimsi bir gülüşün vardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERVA
Chick-LitDünyanın tesadüfler üzerine kurulduğunu söyler bazı insanlar, bazıları ise kader denilen çizelgede ömrümüzü geçirdiğimizi söylerler. Ben ise bu dünyada hiçbir şeyin anlamsız olmadığına kanaat getirdim. Her an her şey olabilir. Değişmediğini sandığım...