"Yol boyu gördüğüm güzel çiçeklerin beni sana getireceğine inandım..." '-Y-'
Bazen bazı şeyleri kaldıramayız. Ağır gelir omuzlarımıza. Seçimlere sürükler bizi ve bazen yanlış seçimler yaparız. Pişman oluruz. Tekrar hatalar yaparız doğruyu buluna dek. Hatta bazen doğruyu bulduğumuzda bile hatalar yaparız. Orhan babanın da dediği gibi 'Hatasız kul olmaz' Lakin yaptığımız hataların doğrularımızı almasına izin vermeyiz. Ne hata yaparsak yapalım içimizdeki ahlaki kurallarımızı ve kim olduğumuz doğrusunu kaybetmeyelim. Ben Asya'yım her zaman Asya oldum ve gelecekte de bu böyle devam edecek bana yeni bir isim verseler bile kim olduğum gerçeğini değiştiremezler. Nazım Hikmet'in de dediği gibi "Tahir'i Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden. " Ben Asya değil de başkası olsaydım yine ben olurdum kim nasıl etki ederse desin. Doğruyu da yanlışı da seçme hakkım her zaman var. Hepimizde olduğu gibi..
Yengi'yi çöp atarken gördüğümden buyana üç gün geçti. Okula gelemedi, tekrar evin oralarda da görmedim. Aslında Yengi benim hiç kimsem ama aklıma takılan bir şey vardı. Bu kötü çocuk havalarında gezmesi bir yandan ironik geliyordu. Kötü biri olmadığını düşündüğüm biriydi çünkü. Yanılıyor da olabilirdim belki de kötü biridir. Ama ben sonra konuşuruz olayını aşırı ciddiye almıştım. Yani konuşmadan Yengi den uzaklaşacak değildim. Bu konuda çokça dengesiz ve inatçıydım. Sırf merak uğruna başımı belaya sokmayı severim. Neyse Yengi konusunu şimdilik onu görene dek zihnimde bir rafa kaldırayım.
Ailelerimiz abimler ile beraber yurt dışına çıktılar. Hatta bir yıl boyunca kesin olarak Türkiye'ye sadece ziyaret amaçlı gelecekler. Murat amcanın işleri şu aralar çok yoğun oluyormuş. Tabi Erçil'in babası ve benim babamında doğal olarak. Abimler ev konusunda ikna etmeseymiş bizleri de yanlarında valiz niyetine taşıyacaklarmış. Annemle dün sabah konuşmuştuk ve her şeyin yolunda gittiğini ama zorlandıklarını itiraf etti. Muhtemelen en az zorlanan Dora'ın annesidir. Çünkü Deniz teyze alışkındı böyle şeylere. Eminim annemler onca yabancı insanın arasında kendilerine bir yol çizip o insanları da hizaya getirmişlerdir.
"Asya uyuyor musun ?" diyerek odama daldı Erçil. Ben ise tavana bakım sırıtmaya devam ediyordum. Başıma dikilip "Cevap versene kızım!" diyerek dürttü beni. Gözlerimi ona diktim ve "Sence uyuyor muyum aşkım?" dedim gözlerimi kırpıştırarak. "Aman be kalk da bizimkileri çağıralım sıkıldım ben." dedi Erçil. "Bence biz ayrı ayrı evlerde kalmamalıyız. Boşuna kira ödüyoruz." dedim Erçil'e garip garip bakıp. "Asya'cım babamlar o kadarına izin vermezler farkındaysan. Seni de beni de vururlar iki erkekle bir başına yaşıyoruz diye. Biliyorsun burası Türkiye çık şu ütopyan dan ve oğlanları da alıp markete gidelim çerez alalım." dedi kolumdan asılıp yataktan düşmemi sağlarken. Yere düşünce acıyan popomu ve başımı ovalayarak cıkladım. Pijamalarımı çıkarıp üstüme rahat bir şeyler giydim ve telefonumu alıp Erçil'in yanına doğru mutfağa yol aldım. Bir yandan da telefonumu karıştırıyorum. Bir hafta öncesinde Mert'in geldiği gün bilmediğim gelen mesajı görünce duraksadım. Numarayı 'X kişisi' olarak kaydettim ve whatsapp a girip kontrol ettim. Profilinde sırtı dönük siyahlar içinde bir oğlan vardı. Kafamı bir sağa bir sola yatırarak baktım. Hayır kim olduğunu çıkaramıyordum. Neyse sonra bakarım diyerek "Ev'liler" adlı gurubumuza girdim. Gurupta Dora Ben Erçil ve Mert vardık. Grubun adını Mert bulmuştu. Hepimiz bekar olabiliriz ama evimiz var o yüzden bu ismi uygun görmüş kendileri. kafamı kaldırıp Erçil'e baktım mutfakta nelerin eksik olduğuna bakıp liste çıkarıyordu. Gizlice fotoğrafını çekerek gruba attım. Altına da " Mutfak erik severimden sorulur" yazıp gülmekten gözünden yaş gelen emojiyi attım. Hemen Mert de bir fotoğraf attı. Altında da " Bütün ev Dora dan soruluyor ben evdeki evcil hayvanım sanki." demişti. Fotoğrafa bakınca Dora Evi düzeltiyordu ve Mert de evin bir köşesinde onun düzeltmesini bekliyordu. Kahkaha attım ve hemen cevap yazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERVA
ChickLitDünyanın tesadüfler üzerine kurulduğunu söyler bazı insanlar, bazıları ise kader denilen çizelgede ömrümüzü geçirdiğimizi söylerler. Ben ise bu dünyada hiçbir şeyin anlamsız olmadığına kanaat getirdim. Her an her şey olabilir. Değişmediğini sandığım...