KAVGA

629 51 15
                                    

Multi: Deniz ve Melis😍

İyi okumalar...😘😘😘

Bu bölüm YarenYutay'a ithaf edilmiştir. (Arkadaşlar Yaren'in yeni kitabına da bi bakarsanız sevinirim.)

.......................................................

Arabanın yanına geldiğimde sileceklerin arasına sıkıştırılmış bir kağıt gördüm. Dışarıda olsam ceza yedim diyeceğim. Ama okulun içinde ceza yeme gibi bir ihtimalim yoktu.
Hemen kağıdı elime alıp açtım.

"BU SENEKİ ŞANSLI KİŞİ SENSİN KIZIL KAFA ;)"

................................................................

  What dedin gülüm?!
Bu da neydi şimdi? Bu kağıdı kim yazmıştı ki? Aklımda deli sorular...

  Daha fazla boş boş ayakta dikilmemek için kağıdı katlayıp cebime soktum ve arabaya bindim. Sonra da sahile doğru sürdüm.

  Sahile geldiğimde ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım ve pantolonumun paçalarını da sıvayıp denizin kıyısında yürümeye başladım.

  Deniz'i çok seviyordum. Bana hep küçüklüğümü hatırlatırdı.
Ben küçükken babamla birlikte hep denize girerdik , o bana yüzme öğretirdi. Çok eğlenirdim.
Hatta ben ne zaman ağlasam babam bana "Eğer ağlamazsan seni denize götürürüm." derdi. Ben de hemen susardım. Şöyle  bir bakıyorum da babam benim en yakın arkadaşım gibiydi. Ne zaman başım sıkışsa hemen babamın yanına giderdim.
Babam da bana karşı hep ne kadar sevecen davranıyor ise bir o kadar da otoriter davranırdı.

  Biraz yürüdükten sonra kumlara oturdum ve denize doğru dönüp gözlerimi kapattım. Hava hafif rüzgarlıydı ve saçlarım sürekli yüzüme çarpıp duruyordu.
Ama bu durum beni o kadar rahatsız etmiyordu. Çünkü denizden gelen dalgaların sesi beni çok rahatlatıyordu.

  Şu anda o kadar huzurlu bir ortamdaydım. Ama aklımı kemirip duran bir soru vardı kafamda.
O notu kim yazdı? Neden yazdı?...

  En sonunda kendi kendime bu kadar cevabını bilmediğim sorular sorarak bir yere varamayacağımı anladım ve ayağa kalkıp ayakkabılarımı giydim. Sonra da arabama binip eve gittim.

  Eve gelir gelmez kendimi mutfağa attım. Dolaptan bir şeyler atıştırdıktan sonra odama çıktım ve üzerime rahat kıyafetler giyip salona indim.

  Tam oturacaktım ki telefonumu odada unuttuğumu fark ettim  ve tekrar odaya çıktım. Aslında biraz üşengecimdir. Ama söz konusu telefonum olunca işler biraz değişiyor.

  Telefonumu elime aldığımda Tuğçe'den bir cevapsız arama olduğunu gördüm ve yatağa uzanıp Tuğçe'yi aradım.

TUĞÇE aranıyor...

Telefon ikinci çalışta açıldığında konuşmaya başladım.

"Alo. Tuğçe"

"Alo. Nehir?"

" Beni aramışsın. Ne oldu diye aramıştım."

"Ha, evet. Ayy Nehir ben okulda bir tane ayaklı gazete buldum. Neler öğrendim neleer!"

Aslında dinlemeyi pek düşünmüyordum. Ama belki kafa dağıtırım diye "Eee dökül bakalım."dedim

"Aa ama benim şimdi derse girmem gerekiyor."

"O zaman çıkışta bana gel."

"Tamam. O zaman sen bana konum at. Çıkışta ordayım."

"Tamam, görüşürüz."

YENİ OKUL YENİ HAYAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin