Başlangıç - BÖLÜM #1

480 29 14
                                    

İşte okul karşımda duruyordu. Onlardan biri olduğum halde hiçbirini daha önce görmediğim, bir araya gelip koca bir okulu doldurabilecek kadar fazla olduğunu henüz öğrendiğim benim gibi bir çok yaşıtımla dolu olan bir okul...

Bu ihtimal bana hep çok uzak gelmiş olacak ki, böyle bir mekanın hayalini bile kurmamıştım. Böyle olan, farklı olan bir tek ben varım sanmıştım. Fakat yanılmışım. Halbuki bugüne kadar yaşadığım zor hayat yüzünden, babamın malikanesinde yalnız bir hayat sürme fikrine daha yeni alıştırmıştım kendimi. Geceleri başka, gündüzleri başka bir hayat yaşamıştım adeta. Ve bu hayat beni derinden yormuştu.

Genç yaşıma rağmen olgun bir adamın yüreğini ve zekasını taşır olmuştum bu yaşadığım çifte hayat yüzünden. Buna üzülse miydim yoksa sevinse miydim bilemiyorum. Çünkü benim gibi başkalarının da olduğunu ve bu topluluğa dahil olabileceğimi öğrenmemin üzerinden çok zaman geçmemişti.

Sahi bunu daha önce neden öğrenememiştim? Babam benden saklamış mıydı bunu? Aklınca bu durumun beni olgunlaştıracağını, hayatı öğreteceğini mi düşünmüştü? Zaten her konuda en iyi şeyi kendisinin bildiğini düşünürdü. Bu durumda bu ihtimal pek de olağandışı değildi.

Bir ihtimal daha vardı tabi. O da babamın, o zenginliğiyle ve gücüyle övünmekten bıkmayan babamın bile böyle bir okuldan haberinin olmadığı ihtimaliydi. Fakat kendisinin bu ihtimali güçlü görüntüsünü kaybetmemek adına reddedeceğini adım gibi bildiğimden, ona bunu sormadım bile. İlgisiz annemle bu konu hakkında konuşmayı ise hiç istemedim.

Okulun yeri, amacına uygun seçilmişti. Burada olduğunu bilmediğiniz sürece bu okulu bulmanız imkansız. Sıradan insanların girmesi yasak olduğu için de yerini dile getirmemem daha iyi olur diye düşünüyorum.

Etrafını uzun ve sivri ağaçların çevirdiği heybetli bir binaydı okul. Ortada üç katlı büyük bir bina ve o büyük binanın iki tarafında ikişer katlı binalar vardı. Ortadaki ana binanın ortasında devasa bir kubbe vardı. İki tarafındaki binaların üzeri ise sıradan çatıdan ibaretti. Gri taşlardan yapılmış dış duvarları koyu yeşil yosunlarla bezenmiş olan bu binalar, dikkatsiz bakıldığında tek ve büyük bir bina görüntüsü veriyordu. Ve ben bu görüntüyü çok sevmiştim. İlk günüm olmasa uzunca bir süre oturur ve bu görüntüyü izlerdim. Fakat bugün büyük gündü. Kendim gibi monster'ları tanıyacağım gündü. Ve hepsi yaşıtlarımdı.

Kim bilir, belki de hayatımın kadınına bu okulda rastlayacak ve hayatımı ona adayabilecektim. Belki o zaman bu lanetli hayatımın bir anlamı olacaktı. Okula uzaktan attığım bakışlara bir son verip ilk ve emin adımımı attım.

Monster İstanbul LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin