(Akira 'nın ağzından bu sabahı anlatmak istedim nedense çok pasif kalsın istemiyorum..)
Demek şimdi den sabah olmuş. Yine tuval başında uyuya kalmışım. çabuk duş alıp giyinmezsem Usui kesin beni öldürür. Düşüncesi bile tüylerimin ürpermesine yetti. Ne yaparsam yapayım sadece bana gözlerini dikip kızıp, bağırması oldukça sevimli olsa da. Kendime zarar vericek birşey yaptığım da resmen bir canavar oluyor. Herşeye rağmen koruyucum, annem, sevgilim gibi modda moda giren hallerine hayranım. Eğer atölyede uyuduğumu öğrenirse eminim delirir. Gerçi bunu düşünmek bile beni gülümsetmeye yeter ama uslu uslu oturup beklesem çok daha iyi olur sanırım. Hemen duşa girip temizlenmeli öğrenmesine izin vermemeliyim.
Sonunda kendime gelebildim. Açıkta tiner, terebentin , yağlı boya kokusunu solumak başımı döndürmüş ve her yerim uyuşmuştu. Ilık bir duşun insanı yenilendirdiği gerçeğini yeniden kabul ettim. Şimdi çok daha iyi hissediyordum. Artık sadece giyinip beklemek kalıyordu geriye.
'' Sanırım uyuya kaldın Usui'' dedim kendi kendime. her zaman 5 dakika önceden gelirdi çünkü sadece uyuya kaldığında tam vaktinde gelirdi. Gereğinden fazla alışmıştım onun varlığına. İlk tanıştığımız gün geldi aklıma. Nasılda isteksiz görünüyordu benimle çalışmaya. Kendi kendine söylenip bakıcı oldum bu yaşta diye söyleniyordu. O kadar komikti ki ona baktığımı farkedene kadar izlemişim onu. Bana daha merhaba demeden ' Sen neye bakıyorsun öyle velet' diye haykırmıştı. O kadar çok gülmüştüm ki 3 tablomu tamamlamaya yeticek enerji toplamıştım ondan.
O güzelim yüzünü yine somurtmak ve kaşlanırın çatmak için kullanıyordu Usui içeri girdiğinde. Tam isabet uyuya kalmıştı. Acele etmiş ve saçalarına şekil vermemişti. Yorulmuş olucak ki yanımdan hızla geçip direk içeri geçti. Onu beklerken onu düşünmüş ve zaman geçirmiştim tuhaf.. ama benim bugün ilhama ihtiyacım var başladığım üzerinde haftalardır uğraştığım tablo bitmiyor. Sanki benimle inatlaşıyor. İçine saklamaya çalıştığım duyguları almıyordu bu durum beni tüketmek üzereydi. Renkler beni dışlıyor her fırça darbesi eski halini aratıcak duruma getiriyordu. Ama benim için önemliydi bu çalışmam kenara da atamıyordum ki en nefret ettiğim şey yarım çalışma bırakmaktır. Sakat çocuğunu ölüme terketmeye benzetirim bu durumu ve çocuğumdan vaz geçmeme seçeneğini tercih ederim ben. Yarım kaldığı halde galeriye vermek zorunda kaldığım çalışmalarım olsa da onlar Usui'nin 'bence bitmiş Akira bu haliyle daha hoş' dediği için özgür bıraktığım çocuklarım..
- '' Usui sensei karnım aç. Sensei benim karnım çok aç ölebilirim açlıktan'' dedim şaşırdı. Kolayca yemek yemeyi akıl eden biri değildim. Hatırlıyorsam da ya çok aç oluyordum ( ölecek kadar yaklaşık 3 gün gibi) yada Usui ile yemek istiyordum. İşte o sevdiğim ifade yemek yemek istememe sevinmiş ama ardında ki gerçeği görebildiği için huysuz. Bu haliyle oldukça tatlı şimdiden enerjisi içime işliyor. Bu adamın soğuk huysuz tavrı benim yarım tablolarım gibi gösterdiğim ilgiye kayıtsız , çabalarıma soğuk ama asla nankör değil. Ona her baktığım da farklı bir bakış açısı beliriyor gözüm de farklı bir renk beliriyor zihnimde. Sanırım dalmışım Usui bana kızgın gözlerle baktığına göre kesin birşeyler sordu. Her seferinde aynısı oluyor ben zihnimde tablomu tamamlarken o benimle konuşup kızgın bakışlar savuruyordu. Ben neye kızdığını hala bilmiyorum.
-''Eveeet!! Usui sensei sen bir ilham perisisin '' dedim. Artık kafamda tabloyu bitirmiştim. Minnet hayranlık ve mutluluk vardı gözlerimde sanırım yine onu kızdırdım :)
- '' Kız mıyım ben velet !.. Niye sürekli bana bakarak fikir bulmaya çalışıyorsun? Beni delirtmeyi bırak çabuk masaya geç kahvaltını bitir.'' dedi. Cidden kızmıştı. Ahh kızardı o kadar sevimli görünüyordu ki gülmeden yapamıyordum.
-'' Ama sensei sen oldukça ilham verici bi yaratıksın..'' dedim ve Usui çileden çıktı :) Aniden dönüp bana baktı. Resmen sinirden tıslayan sesiyle bana:
- '' Yaratık mı?'' dedi. Ahh bu kez haklı sayılır onu izlerken dalmış ve düşünmeden yaratık demişim. aslında ben o etkileyici peri, deniz kızı gibi tatlı çekici yaratıkları kastetmiştim.Cevap bekleyen sorgulayan gözlerine daha fazla dayanamadım.Zaten zar zor tuttuğum gülücüğüm içimde yayıldı kendimi tutmayı bıraktım..Bu halimi görmesiyle bağıması bir oldu.
- '' Bu kadar komik olan ne! Lanet olsun Kapa artık ağzını kırıcam yoksa'' diye gürledi.Öyle bağırdı ki şimdi uslu durma zamanı olduğunu anladım. Yüzüm düştü yine tartışmayla başlıycaktık kahvaltıya yada beni yedirip başımda bekliyecek bana eşlik etmeyecekti. İyice canım sıkıldı ve gözlerine bakmaya başladım. Sonunda beni farketti belli belirsiz gülümseme ve zafer duygusuyla bana:
'' Niye manga dan fırlama karakterler gibi somurtup duruyorsun. Çabuk tabağındakileri bitir'' dedi. Hala sesi yüksek çıkıyordu ama bu annem gibi hissettirdi. Tam tahmin ettiğim gibi benimle yemeyi ertelemişti hala tezgahta oyalanıyo gelmiyordu. Mağlup olmuştum omuzlarım düştü isteksizce söylenileni yerine getirdim tabaktaki herşeyi yedim.Çok güzel yemek yapıyordu ve çok açtım iki nedenden birini bahane ettim kendime ve Usui ye seslendim.
- ''Eğer bana eşlik edersen sen doyana kadar bende yiyeceğim Usui'' dedim. Sesimde ki titremeyi hissetmiş olacak ki güldü yanıma oturdu.
- ''Başlayalım o zaman bende birşey yemedim zaten'' dedi. Biliyordum açtı ve asla bana biraz daha yemek yedirebileceği bir teklifi kaçırmazdı. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
運命の赤い糸 ( KADERİN KIRMIZI İPLİĞİ )
RomanceBu benim hem ilk çalışmam hemde yeni stres atma yöntemim o yüzden mazur görün :D Haa unutmadan yaoi dir. Kısaca erkek erkeğe aşka ön yargısı olanların hoşlanacağını bir tür değil.Umarım beğenirsiniz :D Ben yazarken eğlenmeyi umuyorum şimdiden teşekk...