( Öncelikle hasta olduğum için geçiken final adına özür dilerim. Şimdiye kadar okuyan yorum eleştiri yapan oy veren herkese teşekkür ederim beni destekleyen arkadaşlarıma -onlar kendini bilir ;)- okuyucularıma çok çok çok teşekkür ederim ilk çalışmamın finaline gelmiş olmak çok güzel bir duygu hem mutluyum hemde hüzünlü.. umarım beğenirsiniz.. Son bir şey daha bu çifti çok sevdiğimi biliyorsunuzdur sandra'nın mekanı adlı çalışmam da bir yada iki bölüm Usui ve Akira'ya yer ayıra bilirim şaşırmayın.. Umarım diğer çalışmalarımda görüşürüz. )
(Akira)
-'' Yüzüğü takamam Akira Üzgünüm ben bir çok kez söylemeye çalıştım--'' dedi ama söylediklerini anlayamaz hale gelmiştim. Şok yaşıyordum. Çok şaşkındım. bu cevabı beklemiyordum. en son hatırladığım elimden düşen yüzük kutusunun yere çarpıp çıkardığı sesti..
Gözlerim buğulanmaya başlamıştı. Görüşüm zayıflıyordu ama direnmek istiyordum çaresizlik hissi doluyordu içime arsızca..
Bu şehrin sahip olabileceği en büyük çöplük zihnimdi şuanda da kullanıma kapatılacak kadar dolmuştu. Sözlerini duyamıyordum kulaklarım çınlıyordu. Boş boş baka kalmıştım hala önünde diz çökmüş duruyordum. Onu görmüyordum. Önümde duran bedenini görmüyordum sözlerini duymuyordum. Canım yanıyordu gerçekten parçalanıyordu içim kalbim katlediliyordu hunharca ve ben donup kalmuştım.
Söylemek istediğim bir galaksi dolusu söz vardı belkide ama dudaklarımı kıpırdatmaya deyecek tek bir söz yoktu aynı zamanda. Bağırmak, çıkıp gitmek, utancımla sürünmek istiyordum. Anlaya mıyordum. Bir terslik vardı kesinlikle bir terslik vardı ama... ?
Ne söylemeliydim.. Yanımda tutmaya çalışmalı mıydım.. Onu bayıltıp kendime mi saklamalıydım.. Hiç bir şey mantıklı değildi herşey o kadar lanet olsun o kadar saçmaydı ki düşünemiyordum. Evet diyeceğine emindim. Hatta adım gibi biliyordum peki neden? bir kaç dakikada değişen neydi ki cevabı değişmişti. Yada ben mi yanılmıştım yanlış anlamış yanlış yorumlamıştım.
İç sesim kahpelik yapıp- ' Senin için fazla iyiydi kabul et' yada ' Gerçekten senin olabileceğini inandın mı çok salaksın' gibi yorumlar yapıyordu ve ben kendimi dış dünyaya etrafıma özellikle Usui'ye kendimi kapamıştım onun konuştuğunu birşeyler söylediğinin farkındaydım ama ne dediğini duymuyordum duymak istemiyordum algılarımı kapatmakta iyi olduğum için hiçte zorlanmıyordum.
Tüm düşüncelerimden içime çöreklenen korkularımdan onun tek dokunuşuyla kurtuldum. Elleri ellerimi tutuyordu dudaklarını benimkilerle birleştirmiş beni öpüyordu. Şaşkınlıktan ard arda yaşadığım duygu yoğunluğundan bitkindim. Karşılık veremedim sadece anlamlandırmaya çalıştım. Dudaklarımdan ayrılıp gözlerime baktığında gözlerinin dolmuş hafif kızarmış olduğunu anladım. Endişeliydi gözleri ve ben daha da korkmaya başladım evlenmek istemiyor ama beni öpüyordu kahretsin ki aklıma hiç bir fikir gelmiyordu. Tuhaftı sadece tuhaf..
-'' Beni duymadın kahretsin korktum beni dinlemedin beni duymadın..'' kesik kesik aldığı nefeslerinin arasında söylediği sözler çok anlamsızdı. Onu gayet net duymuştum hemde oldukça net..
-'' Duydum.. Seni duydum- '' dedim kırgın üzgün ve çaresiz sesimle devamını beni reddettiğini dışımdan özellikle kendi ağzımdan duymaya hazır hissetmediğim için sustum. Yutkunmak bile acı verir olmuştu belki gözlerimden yaş akmıyordu şuan ama içime akan yaşlarmla oldukça hasar almış ruhum yanıyordu.
-'' Hayır duymadın. Beni dinlemiyordun..'' dedi sakin sesiyle. Ben delirmek üzereyken o sakindi. Neden sakindi ki bu ses tonu bile beni kırıyordu şuan. İstemeden de olsa sesim yükselmişti bu kez acı bir haykırıştı artık sesim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
運命の赤い糸 ( KADERİN KIRMIZI İPLİĞİ )
RomanceBu benim hem ilk çalışmam hemde yeni stres atma yöntemim o yüzden mazur görün :D Haa unutmadan yaoi dir. Kısaca erkek erkeğe aşka ön yargısı olanların hoşlanacağını bir tür değil.Umarım beğenirsiniz :D Ben yazarken eğlenmeyi umuyorum şimdiden teşekk...