( Selam arkadaşlar yeni çalışmaları takip ediyorum ve inanılmaz güzel çalışmalar görüp imrenmeden edemiyorum. Bu çalışmamın sonuna gelmek biraz üzücü olsada mutluyum ilk çalışmamı tamamlamış olmanın heyecanı şimdiden üzerime yerleşti. Arkadaşlarımın desteği ve yorumları beni bu hikayem de daha özgüvenli hale getirse de daha iyisini yapmak isterken buluyorum kendimi. Doğum günümde yeni bölüm yazmıştım aslında taslaklara kaydettim sandım ama başlık eklemediğim için silindi. Dün farkedip resmen üzüldüm aptallığıma da çok güldüm yeniden aynı bölümü ki hepsi kafamdaydı yazıyorum..)
(Akira)
Sevdiğim, özlediğim, bakmakla yetindiğim, ruhumu adadığım Usui... Düşünmek bile beni gülümsetirken nasıl beni sevdiğini bilerek kavrulmazdım ki.. Herşeyi yapabilirdim beni azıcık sevmesi için ama O beni seviyordu beklemedeğim birşeydi. Beni kendimden geçirecek kadar güzeldi bazen uyanıp tüm yaşadıklarımızın benim lanet bir rüyam olmasından korkar hale gelmiştim her gece onsuz yatağa girmek istemiyor inatla onu bekliyor yatakta tüm varlığını hissedene kadar sarılıyordum. Kokusunu içime çekerken hiç olmadığım kadar mutlu onunla uyandığım her sabah hiç hissetmediğim kadar umutlu, huzurlu oluyordum. Bu güzel günlere alışmamak mümkün değildi benim için. O güzel gözlerinin bana baktığını bilmek bile ruhuma kadar titretirken beni tüm hayatım boyunca onunla olmak ah, işte bu bambaşka birşeydi. Benim tamamlanmamış resmim, gülümseyen yüzüm, eskimeyen melodim, ait olduğum yerdi. Kokusu yaşama sebebimdi. Ona dokunmak beni çöllerde susuz kalmış bedevi gibi kavursada onsuzda olmamayacak kadar mazoşist olmuştum. Sadece ona karşı ...
Güzel yüzü hep gülsün istiyordum her halini bilmek her haline yeniden en baştan aşık olmak istiyordum. Her halini her şeyini sevebilecek kadar kaybediyordum onda kendimi. Belki de narsist beni öldüren oydu. Onu herşeyden fazla sevmem benim için hiç sorun değildi ellerimden gözlerimden her şeyimden vaz geçebilirdim onun için.. Sevineceğini benim için gülümseyeceğini bilsem keserdim ellerimi bir salise düşünmeden. Yatağın üzerine bıraktığım kutuyu açmasını ve benim için ne demek olduğunu anlamasını istiyordum o yüzden. Ama içimdeki suçlu çocuk utanıyordu. Emin olmak istedim bildiğim ama tekrar tekrar duymak istediğim soruları yönelttim cevabı beni sürükleye bilir ölümle burun buruna getire bilir yada yaşama kopamacasına tekrar tekrar bağlayabilirdi.
-'' Beni ne kadar seviyorsun?'' dedim. kutuyu açmadan onun duygularını duymak istiyordum. Herşeyim onu öyle arzuluyor öyle çok istiyor ve seviyor du ki beni sevdiğini duymak istiyordum. Bu yaptıklarıma gülmemesini istiyordum. Biraz durup cevap verdiğinde adrenalinden kalbin duracak gibiydi..
-''Hıııımm aslında ifade edebileceğim bir soru değil'' dedi. şaşkındım içime oturan ağır bir kaya vardı sanki hıçkırmak ve ağlamak istedim. Ne demek yani çok düyemez miydi.. Ölesiye korktum... Düşüncelerimi sesi kesip attı sanki sözlerinin devamı varmış diye düşündüm..
-''Sensizliği düşünemeyecek, sensiz uyuyamayacak, ruhumu kaybedecek, gülmeyi unutacak ve sensiz çölde açmaya çalışan çiçekten bile umutsuz olacak kadar sanırım'' İçime çöreklenen korkuyu hüznü sözleri sanki tek seferde yok etmişti. Çok mutlu olmuştum Usui'nin güzel dudaklarından benim için dökülen sözler öylesine güzeldi ki kendimi sevebilirdim o beni sevdi diye kendime katlanabilirdim.. Gülümsedim gerilen vücudumu rahatlatan adama minnet ve memnuniyetle sokuldum. Dudaklarım sevdiğim omuzlarına küçük teşekkür öpücüğümü verip içimi onun kokusuyla doldurdum. Yaşamak usui demek olmuştu benim için.. Tanrıya teşekkürlerimi sunmak ve hiç bir zaman güçlü olmayan inancımı Usui'nin beni sevmesiyle güçlendirmiştim sanki. Mırıltıyla şükrettim. Usui duymasın istiyordum ilk defa korku dolu kalbim şükrediyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
運命の赤い糸 ( KADERİN KIRMIZI İPLİĞİ )
RomanceBu benim hem ilk çalışmam hemde yeni stres atma yöntemim o yüzden mazur görün :D Haa unutmadan yaoi dir. Kısaca erkek erkeğe aşka ön yargısı olanların hoşlanacağını bir tür değil.Umarım beğenirsiniz :D Ben yazarken eğlenmeyi umuyorum şimdiden teşekk...