Merhaba ben mira özyurt turuncu saçlı mavi gözlüyüm yaşım on beş. Sabahın ilk ışıklarıyla kalktım okula gitmek için hazırlandım ama çok korkuyordum çünkü okulda hep aynı şey oluyor. Okula gittim birinin bana baktığını hissettim ve hemen sınıfa girdim yerime oturdum. Elime bir kalem defter alıp bir şeyler karalamaya başladım. Beş dakika sonra hoca geldi ve dersi anlatmaya başladı ne tahtaya nede başka yere bakabiliyordum etrafta bana zarar verecek şeyler vardı. Sadece sırama bakabiliyordum sıramda bir göz belirdi korkuyla nefesim kesildi ikinci gözünde çıktı ve etrafa deli gibi bakmaya başladı bir anda bana baktı "hii" diye bir nida çıktı ağzımdan. Gözler bana bakmaya devam ediyordu bir ağzı çıktı ve korkunç bir şekilde gülümsedi. Geriledim gözler üzerime atlayacakken elimdeki kalemi gözüne sapladım ve ardı ardına saplamaya devam ettim. Kalemi bırakınca herkezin bana baktığını anladım hemen sınıftan çıkıp tuvalete gittim elimi yüzümü yıkadım ellerimi lavabonun kenarına koydum. Aynadaki yansımam iğrençti gözlerimin altı çökmüş turuncu saçlarım bakımsız görünüyordu. Elime bir şeyin değdiğini hissettim elime bakınca lavabonun elimi sardığını gördüm korkuyla çektim ama hiç bir şey fayda etmedi bende tekmelemeye başladım ve lavaboyu kırıp dışarı koştum her yerde insanlar top oynuyordu ve hepsinde yüz vardı bana bakıyorlardı korkuyla aralarından geçmeye başladım. Biri bana seslendi dikkat et diye oraya baktığımda ağzı olan bir top bana yaklaşıyordu çığlık atıp sınafa koştum. Yerime oturdum çok geçmeden sinirli bir şekilde içeri müdür girdi öğretmen müdüre baktı
"Ne oldu müdür bey? "
" Ne olacak öğretmen hanım birisi kızlar tuvaletinin lavabosunu kırmış içerisi su içinde. Bunun sorumlusunu bir bulursam"
Mahçupça ayağa kalktım
"Şey müdür bey kıran kişi benim"
Müdür sinirle yanıma geldi
"Mira özyurt yine mi sen? Kızım neden yaotın böyle bir şeyi? Yine ne gibi bir mazeretin var acaba? Yine birileri bana zarar veriyor beni tutuyorlar mı diyeceksin? "
" A... Ama öyle öğretmenim yalan söylemiyorum"
"Bak mira belki okulu sevmiyorsun ama lütfen okul mallarına zarar verme"
Bir şey diyemedim çünkü bana inanmayacaklardı bende susmayı tercih ettim. Daha 15 yaşında kızım benden ne istiyorlar ki? Ben olanları söylüyorum. O günü güç bela atlattım ve eve gittim içeri girip odama girdim annem bana seslendi yanına gittim elindeki işi bırakıp bana döndü
"Kızım bugün müdür aradı. Seninle konuşmak istiyorum"
Ahh yine aynı tantana
"Kızım okul mallarına zarar veryormuşsun? Bu sefer kızlar kızlar tuvaletinin lavabosunu kırmışsın. Neden yaptın bunu? "
" Anne bunu sana söyledim. Bir şey bana zarar veriyordu korktum ve kırdım"
"Ama bu çok saçma lavabo sana ne gibi bir zarar verebilir.? "
" Elleri çıktı ve kaçmamı engelledi bende onu kırdım"
"Neden doğruyu söylemek varken yalan söylüyorsun ki? "
" Anne yalan sö.... "
Annem yüzüme sertçe tokat attı. Ve bağırmaya başladı
" NEDEN YALAN SÖYLÜYORSUN Kİ BEN SENİ BÖYLE YETİŞTİRMEDİM. AYNI ANNENE BENZİYORSUN ONUN GİBİ YALANCI VE PİSLİKSİN. BABANLA EVLENDİĞİMDE SENİ BU EVDEN ATTIRMALIYDIM ŞİMDİ NEDEN YAPMADIM DİYE KENDİME KIZIYORUM"
Ağlamaya başladım odama gidip eşyalarımı ayarladığım çantamı aldım ve evden çıktım. Ağlıyordum çünkü anneme yalancı dedi benim annem öyşe değildi benim annem dünyanın en güzel annesiydi çok iyiydi. Benide öyle yetiştirmişti. Annem öldükten yaşım ilerledikten sonra bu tarz şeyler görmeye başlamıştım. Şehrin dışına çıktım ve eski terk edilmiş tren rayının oraya gittim. Burası çok korkunçtu ama bana deli gözüyle bakacak insanlar yoktu. Yürümeye devam ettim bir ses duydum etrafa baktım ve elime bir taş aldım tam atıyordum ki siyah bir köpek üzerime atladı yere düştüm. Köpek beni kokluyordu bende çığlık atıyordum. Bir erkek sesi duydum
"Happy çekil oğlum"
Köpek verilen emre uydu ve üzerimden kalktı. Siyah saçlı bir gözü gri diyer gözü bandanalı olan çocuk bana elini uzattı
"Köpeğimin kusuruna bakma iyi misin? "
Elini tutup kalktım
"İyiyim teşekkür ederim"
Bana gülümsedi
"Senin gibi küçük bir kızın buralarda ne işi var? "
" Evden kaçtımda"
"Evden mi kaçtın? Neden ki?"
"Çünkü bana inanmıyorlardı"
"Ne konuda? "
" Boşver"
"Gidecek bir yerin var mı? "
"Hayır yok"
"Tamam o zaman esrarengiz kız"
"Ne o zaman? "
" Gidecek bir yerin yoksa o zaman bizimle geliyorsun"
"N... Ne ahh şey"
"Merak etme seni kaçırıp böbreklerini çıkarıp satmayacağım.... Ama yapabilirim"
Korkuyla bir adım geriledim
"Hahahaha korkma minik kız öyşe biri olsaydım köpeğim kötü olurdu ve seni orada parçalardı"
Azda olsa rahtlamıştım hiç olmazsa iyi biri ile karşılaştım ama hala adını bilmiyordum. O benden önce davrandı
"Adın ne küçük"
"Adım mira özyurt. Ve ben küçük değilim 15 yaşındayım"
"Hahahahaha"
"Neden gülüyorsun ki? Sen kaç yaşındasın"
"18"
"Ne? Oha! "
" Hahahhaha benim için miniksin bak"
"Neyse adın ne? "
Bana döndü gözüme çok çekici gelmişti gülümsedi
"Adım Boray.... Boray öztürk..."
Evet okurlarım bu benim yeni kitabım ilk defa bu tarz yazıyorum umarım beğenirsiniz şimdiden teşkkür ederim. Sizleri seviyorum 😊😊😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜCÜLER
Science FictionŞizofren olduğunu idda eden bir kızın hayatı tren rayında değişiyor aslında her şey çok farklıdır. Her şeyi beraber göreceğiz...