Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım. Hava çok güzeldi. Boray falan hepsi uyuyordu. Orada biraz daha oturdum ve sonra içeri girdim. Ama kendi odam yerine bodozlama bir şekilde borayın odasına girdim. Borayın sadece belinde bir havlu vardı bana baktı. Wtf hemen kapıyı kapattım.
"Özür dilerim boray"
"Önemli değil"
Hemen odama gittim. Kapıyı kapatıp yere çöktüm. Wtf wtf bunu nasıl yaptım ben yaa. Ah allahın çok utanç vericiydi. Bir saat sonra boray odamın kapısını çaldı
"Mira girebilir miyim"
"Tabiki boray"
Boray içeri girdi. Yanıma oturdu. Sohbet ederken penceremi açıp dışarı baktım hava hala harikaydı. Ben doğanın harikasına kapılmışken. Bir çift el belime sarıldı. Arkamı döndüm boray bana gülümsüyordu. Ona döndüm. Yüzümü okşadı elini dudağımda gezdirdi ve bir öpücük kondurdu. Onu ensesinden tutup kendime çektim ve öpüşüne karşılık verdim. Beni iyice kendine çekti delice öpüyordu. Kendimi uçuyormuş gibi hissediyordum. Gözlerimi açtım boray beni kucağına alıp duvara yapıştırmıştı. Bacaklarımı beline sardım ve dudaklarımız tekrar buluştu. Boray elini tshörtümün içine soktu. Bedenim titredi. Bu iş hiç iyiye gitmiyor. Boray geri çekildi yüzüme baktı. Ve kendini bana bastırdı. Ağzımdan bir inilti koptu boray kendini durdurmaya çalışıyordu. Bencede durdursun. Evlenmeden olur mu canım. Aaa. Uzun bir süre öyle durduk boray beni yere indirdi alnımdan öptü ve odadan çıktı. Bende kendimi yatağa attım o sırada uyumuşum. Uyandığımda yarın olmuştu. Oha o kadar uyudum mu cidden. Yataktan kalktım borayın odasına gittim orada yoktu. Biraz tedirgin oldum. Aşağıya indim denizin yanına gittim
"Deniz. Boray nerede?"
"Bilmiyorum canım. Görmedim.... Bir şey mi oldu?"
"Odasında yok..."
"Buralardadır. Dışarı bak spor yapıyordur"
"Aa evet... Bakayım. Saol deniz"
"Sorun değil"
Deniz işine döndü. Bende hemen bir umutla bahçeye çıktım. Her yere baktım ama boray yoktu. Korkuyordum. Nerede olabilir. En iyisi aramak. Hemen telefonumu çıkartıp aradım. Ama açmadı. Allahım çıldıracağım. Nerede bu çocuk. Yiğit bana vamdan seslendi.
"Güneş ne oldu?"
"Boray yok"
"Ne demek yok. Buralardadır"
"Yok işte yok yok"
"Sakin ol güneş... Kocaman adam istediği yere gider"
"Ya başına bir şey geldiyse o zaman ne yapacağız."
"Tamam buluruz şimdi"
Yiğit camdan atladı ve yanıma geldi. Başını havaya kaldırdı. Dört tane bulut bir anda ayrı yönlere doğru gitti. Yiğit sadece tek bir noktaya odaklıydı. Bir saate yakın orada bekledik. O süre zarfunda yiğit hep aynı noktaya baktı. Bulutlardan biri yiğitin yanına geldi. Yiğit ona dokundu ve gülğmsedi
"Teşekkür ederim küçük dostum"
Yiğit ellerini birbirine çarptı buluttan hafif bir yağmur yağdı ve kayboldu
"Hey bunu neden yaptın"
"İnsanlar dünyasında olduğu gibi. Gökyüzü dünyasındada dedikodu var"
Kıkırdadım. Düşüncesi bile komik bulutlar oturmuş kahve içiyor ve dedikodu yapıyor. Boray. Evet hemen yiğite döndüm
"Yiğit. Boray nerede?"
"Bilmek istiypr musun?"
"Evet söyle nerede"
"Meriç ile beraber"
Ne demek meriç ile beraber... Ne işi var orada neden onunla ne yapacak.... Boray onu öldürecek ama ya meriç ona zarar verirse...
"Yiğit bizde gidelim"
"Tamam güneş gidelim"
Bekle boray geliyoruz
İvit okurlarım.... Kusura bakmayın bölüm yazamıyordum. Tatilden döndüm temizlik derken anca yazabildim. Sizi seviyorum kendinize iyi bakın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜCÜLER
Научная фантастикаŞizofren olduğunu idda eden bir kızın hayatı tren rayında değişiyor aslında her şey çok farklıdır. Her şeyi beraber göreceğiz...