Help Meee PLEASE!!! S.O.S

546 30 6
                                    

* bölümü çoookkkk geç yayınladım biliyorum ama please beni mazur görün çünkü hem çalışıyordum hemde bu aralar üçgenler konusuna geçtiğim için baya zorlanıyorum *-* bu bölüm güzel olmadıysa lütfen yorum atarak bana görüşlerinizi bildirin çünküğğğ bu bölüm hiçç mi hiçç mi içime sinmedi :3 ve olayları nasıl bağlayacağımı bilmiyorum :D neyse bir yolunu bulurum ya işallah :( umarımmm :( *

Lise 1 de yani 9. Sınıfta gerçekten asosyal bir kızdım. Kimse beni sevmez ben kimseyi sevmezdim. Bu yüzden kendimi kitaplara adamıştım. Günde 600 sayfalık bir kitap bitirmek benim için içten bile değildi. Her derste uyur hiçbir dersi dinlemezdim. Ama yinede okul birincisiydim. Arkadaşlarım bunu pek anlayamazdı. Doğrusu benimde kafama taktığım söylenemezdi. Sonunda başarılıydım nasıl olduğu önemli değildi.

Okulda bana lakap takılmıştı. ‘Soğuk Nevale’ ne anlama geldiğini iç sormadım ( hala bilmiyorum zaten!) Benimle konuştuklarında ya anlamadıkları bir kısmı onlara anlatmamı ya da sınavda kâğıdımı açık bırakmamı isterlerdi. Bana zararı olmadığı sürece onların saçma isteklerini yapıyordum. Ta ki yeni stajyer matematik öğretmeni gelene kadar. Yeni gelen matematik öğretmeni gençti. Üniversiteden yeni mezun olmuştu. Hepimizi çok iyi anladığı için herkes onu seviyordu. Acayip cool ve yakışıklı olmasının da bunun üzerinde etkisi olabilir tabii. Bütün kızlar ona âşıktı. Öğretmenimizde bu durumdan memnun gibiydi. Geldiği ilk sene okul birincisinin sınıfının sınıf öğretmeni oldu. Bildiniz ben!

Doruk hocanın herkesi anladığın söylemiştim. Buna bende dâhildim. Dikkat çekeyim ben ona âşık değil hayrandım. Her neyse Doruk hoca dersinde uyumamdan nefret ederdi. Bende onun dersinde kaçıp çatıda uyurdum. Tek hobim uyumaktı. Bir gün dersinden kaçmamam için teneffüste sınıfa girmiş ve 10 dakika boyunca hiç gözünü kırpmadan beni izlemişti.

Şimdi düşünüyorum da şu zamanki aklım olsa onu sapık diye polise şikâyet ederdim!

Teneffüste kaçamadığım için sınıfta uyumak zorunda kalmıştım. Zaten 8. Dersti. Yani lütfen arkadaşlar 8. Ders bir de en son matematik insaf yani! Ben uyumayayım da kim uyusun a dostlar!

Doruk hoca delici bakışlarıyla bana baktığı için rahat uyuyamayınca pes edip dersi dinliyormuş numarası yaparak kitap okumaya başladım. Sonra kendimi kitap okuma yarışmasında buldum. 6 tane dünya klasiğinde seçilmiş kitapları 1 ayda okuyup bitirecek ve onlar ile ilgili sınava girecektik. Okul ve bölge sınavını kazanıp il sınavına girmek için Antalya Koleji’ne gittik. Refakatçi olarak Doruk hoca da benimleydi. Sınav çok kolay gelmişti. Bende 30 dakikada bitirip çıkmıştım. Hem sonuçlar hem de diğer öğrencilere zaman ayrılacak derken daha 3 saatim olduğu söylenmişti. Bende sessiz sakin uyunacak yer bulmak için bahçeye çıkmıştım. Sanırım en büyük hatam da buydu.

Ben 8. Sınıftan beri basketi çok seviyordum. Bu yüzden kocaman basket sahasını görünce dayanamadan oraya girmişti.

Allah belamı versin benim! Bir yerlerim kaşınıyordu zaten!

Ensemde Doruk hocanın sözlerinin verdiği ürpertiyi hissetmiştim. ‘Yağmur, Canım, eyer olay çıkarırsan seni Ö-L-D-Ü-R-Ü-R-Ü-M!’ bunu söyledikten sonra ürpertici bir mutlulukla gülümsemişti. Şimdi düşünüyorum da öğrencileri tehdit etmek yasalara aykırı değil mi ya!

Yavaşça basket sahasına süzülürken kimsenin olmaması beni mutlu etmişti. İnsanlardan nefret ederim! Cidden! Tribünlerde kendime güzel bir yer ayarladıktan sonra formamın üzerine giydiğim türkuaz kazağımı çıkartıp kendime yastık yaptım.

1 saat sonra top sektirme sesleriyle uyandım. Esneyerek ayağa kalkarken sahada bir grup olduğunu fark ettim. Kızlı erkekli bir gruptu beş beş ayrılmışlardı. Ve gerçekten güzel oynuyorlardı.

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin