Uçurum

63 5 0
                                    

Rüzgarın saçlarımı biraz daha dağıtmasına izin verdim. Onun saçlarıma dokunması beni gülümsetiyordu. Tenimi yakıyordu, ama bunu umursamadım. Kollarımı biraz daha araladım. Sanki yıllardır özlemini çektiğim bir şeye kavuşuyormuş gibi hissettim. Gözlerim hala kapalıydı. Uçurumun neresinde olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Belki de ilerisi ölümdür diye geçirdim aklımdan. ÖLÜM beni gülümseten nadir şeylerdendi. Belki de yıllardır özlemini çektiğim tek şey buydu. Artık kavuşma zamanı diye geçirdim aklımdan ve kafamı gökyüzüne çevirdim. Gözlerim inatla açılmak istiyordu. Ama yapmadım. Onları aydınlığa kavuşturmak istemiyordum. Çünki aydınlık benim en büyük düşmanımdı. Ben siyahın kızıydım. Tıpkı bir SİYAH MELEK gibi...

Ayaklarımı biraz daha ilerlettim. Son kez ciğerlerimi havayla doldurmak istedim. Ama ölümün kokusu sanki hissetmiş gibi burnumun dibinde bitmişti. Ölümün kokusu... bu koku onun kokusuydu. Gelmişti...

Hemen gözlerimi araladım ve kollarımı indirmeden arkamı yavaşça döndüm. Onunla göz göze gelmem irkilmeme neden olmuştu ama bunu belli etmedim. Son kez sanki ilk kez bakıyormuş gibi baktım gözlerine. Neden buraya geldiğini sorgular gibi. Ama o inatla hiçbir şey demedi. Sadece gözlerime baktı.

Gülümsedim...
Gülümsedi...

-Siyah meleğin bugün seni terk ediyor sevgilim

Ve sonra kendimi boşluğa bıraktım.

Öldüm...
Ölmedi...

Benim VAVEYLA'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin