Cem konuşurken sakince dinledim. Söylediklerinin benimle olan ilgisini kavramaya çalışıyordum. Aramızda ki kısa sessizlikten sonra kafamdaki soruyu sordum:
__ Bütün bunların benimle ilgisi ne?
Cem zıvanadan çıkmış bir halde :
__ Sen beynini ne olarak kullanıyorsun süs mü? Sana nadir tür olduğunu söyledim beni dinlemiyor musun? dedi.
Sinirlendim:
__ Sensin beyinsiz anlamıyorum işte nadir tür nedir? Benimle ne alakası var?
__ Gerçekten inanılmazsın!... Nadir türler vücutlarında özel bir enerji ile doğarlar. Bu enerjinin doğru aktarımı hayalet ghoulleri ortadan kaldırır. Şimdi anladın mı bayan boş kafa?
Yere boş boş bakarak :
__Yine de bu beni ilgilendiren bir konu değil. Kimse için kendimi tehlikeye atacak değilim. Bilgi için teşekkürler ama bir daha muhatap olmazsak memnun olurum.
Son sözlerimin ardından Cem bana dik dik bakarak:
__ Peki öyle olsun ama unutma er ya da geç sen de bu işin içinde olmak zorunda olduğunu anlayacaksın , dedi ve arkasını dönüp sınıfa döndü.
Günün devamında ikimizde boş ve ilgisizdik.ders bittiğinde Özlem'den kurtulup eve giderken Cem çoktan okuldan ayrılmıştı. Bu durumdan ziyadesi ile rahatsızdım.Ancak yapacak bir şey yoktu. eve ulaştığımda tekrar eski fark etmez halime döndüm. Doğrusu da buydu. Ben onun dediği gibi bir nadir tür olamazdım. Hiç bir zaman kendimi öyle nadir ya da özel hissetmedim. Ben bunları düşünürken tabağımı çok fazla kurcalamış olmalıyım ki annem beni düşüncelerimden uyandırdı:
__ Okulda bir şeyler mi oldu tatlım çok dalgınsın . Bu haline alışık değilim. dedi.
Onu endişelendirmek en son istediğim şeydi:
__ Bir şey yok kafama bir soru takıldı da, dedim.Külliyen yalan ama yapacak bir şey yok. Bazı durumlarda yalanlar gerçeklerden daha az can yakıyordu. Ardından annem konuyu değiştirdi:
__ Unutmadan karşı binada ki arkadaşın Melis rahatsızmış . İstersen okuldan sonra bir uğra da kontrol et. Yapabileceğimiz bir şey var mı sor bakalım, dedi.
Melis benim ilkokuldan arkadaşımdı. Biraz nasıl desem boş kafalıydı ama iyi biriydi. Masadan müsaade isteyip kalktım. Derslerimi bitirdikten sonra daha fazla düşünmemek için hemen yattım.
Ertesi gün hazırlanıp evden telaşla çıktığımda fark etmeden gözüm Cem'i aradı. Sonra kendi kendime "Böylesi daha iyi , beladan başka bir şey getirmiyordu zaten "dedim. Okula ulaştığımda Cem sırasında bizim aptallar topluluğu ile erkek muhabbeti ediyordu. Ona bakarken Özlem boynuma ahtapot gibi dolanarak:
__ Gözlerini Cem'den alamıyorsun. Görende sevgilisiniz ve bozuştunuz zanneder , dedi.
Keskin bir bakış attım Özlem'e:
__ Senin bu aralar dilinin ayarı bozulmuş tamire servise mi yollasak acaba? dedim. Güldü ve beni çekiştirerek sıraya götürdü. Ardından kulağıma doğru eğilerek:
__Melis'e olanları duydun mu? dedi.
__Yooo! Duymadım . Ben sadece hasta olduğunu biliyorum daha fazlası mı var ? diye sordum.
Özlem bir dedikodu muhabiri edası ile :
__Hasta olmasına hastada gidenler anlatıyorlar tuhaf tuhaf şeyler yapıyormuş. Camları , perdeyi ve ışıkları açtırmıyor kendi kendine bir şeyler mırıldanıyormuş. Sence kafayı mı yemiş olabilir mi?
İşte bu tuhaftı. Melis sıradan bir kızdı. Pek zeki olmamanın verdiği rahatlığa sahipti. Hiçbir şey için uzun süre kafa yormazdı .Özlem'e dönüp:
__ Okul çıkışı Melis'e gideceğim sende gelir misin diye sordum. Heyecanla olur dedi .Günün devamı sorunsuz hatta fazlasıyla sıkıcıydı.
Okuldan sonra Melislere gittiğimizde annesi bizi salona alıp Melis'e seslendi. Ama Melis'in tepkisi garipti:
__Çok istiyorlarsa onlar gelsin dedi.
Tamam diyerek Melis'in odasına gittik. Her yer sımsıkı kapatılmıştı.Loş ışıkta dikkatle bakınca Melis'in sırtında ki o tuhaf şeyi gördüm. Korkudan dizlerimin bağı çözüldü. Yoksa bu bir hayalet ghoul muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET GHOULLER
FanfictionNormal ve sıradan bir kız iken karşıma çıktı. Ben bile bilmiyordum . Neyi mi?...( Kız kardeşim için başladım umarım destek olursunuz . Tokyo ghoul konusunda yetersiz olursam umarım bana yardımcı olursunuz.)